Enflasyon dünya ülkelerini meşgul etmeye devam ediyor. Uzun bir süre daha gündemden düşmeyecek gibi gözüküyor. Öyle ki birçok ülke de enflasyonda hedeflediği sayılardan çok uzakta.
Enflasyon tahminleri sık sık yukarı yönlü değişiyor. Böyle bir ortamda TCMB enflasyon içib bekkş varsayımlarını ve tahminlerini revize ederek senenin ikinci enflasyon raporunu duyurdu.
Hammadde Rolü
TCMB'nin sene sonu için enflasyon tahmini yüzde 38.7 ile 46.9 aralığında. Söz konusu tahminin orta noktası ise yüzde 42.8. Ocak’ta birinci enflasyon raporu yayımlandı ve tahmin yüzde 23.2 idi. Bu, enflasyon tahmininde üç ayda yapılan 19.6 puanlık bir güncelleme anlamına geliyor.
Hesabın bu kadar değişme sebepleri arasında şüphesiz birinci faktör Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişinin ardından artan enerji ve hammadde fiyatları. TL cinsinden yapılan ithalattaki yükseliş, enflasyon tahmininde 5.5 puanlık artışı beraberinde getirdi. Gıda fiyatlarındaki artışın bir türlü önlememesi, enflasyon tahminini yukarı çeken bir diğer faktör.
Jeopolitik riskler ve cari hesap
Enflasyon raporunda bir diğer dikkat çekilen konu ise, Rusya ile Ukrayna arasındaki sıkıntının cari dengeyi etkilemesiydi. Enerji fiyatları bu konudaki en büyük tehditlerden. Zaten Merkez Bankası da bu tehdide dikkat çekmiş.
Fakat, küresel büyümede meydana gelen yavaşlamayla birlikte enerji talebinde görülebilecek gerileme, LNG ile doğalgaz tedarikinin yükselmesi ve kurak geçen 2021 yılına nazaran bu sene hidroelektrik santrallerinin daha çok elektrik üreteceğin beklentisiyle beraber enerji ithalatının cari denge üzerindeki riskini bir nebze de olsa indireceği ifade ediliyor.
Turizmde ortaya çıkabilecek zararın ise diğer ülkelerden gelecek ziyaretçilerle kapanabileceğine dair bir tahmin bulunuyor. MB, bu sene gelecek turizm gelirlerinin pandemi öncesindeki seviyeye yaklaşacağını düşünüyor.
Politika faizine kapılar kapalı
TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, gerçekleştirdiği toplantıda enflasyonu düşürmeye yönelik politika faizi silahının kullanılmayacağını resmen ifade etti. Merkez Bankasının enflasyonla mücadele konusunda iki temel stratejisi olduğu belli oluyor. Bunlardan biri, liralaşmayı vatandaşlara öneren politika enstrümanlarını ve rezervler aracılığıyla kurdaki mevcut istikrarı sürdürmeye devam etmek.
Bu sayede, döviz kurunun enflasyon üzerindeki geçişkenliğinin bir zaman sonra azalacağı düşünülüyor. Bir diğer seçenek olarak ise zorunlu karşılıklar ve kredi büyümesini kontrol altında tutmaya yönelik diğer makro ihtiyati korumalar aracılığıyla talep kanalından enflasyonun baskı hissetmemesine olanak tanımak.