BOTAŞ'ın eski genel müdürü Gökhan Yardım, Türkiye ile İsrail arasında 20 seneden fazla geçmişe sahip olan doğalgaz boru hattı projesinin, taraf ülkelerin istekleri doğrultusunda hayata geçebileceğini, ancak işletmeye başlamasının beş yıllık bir süre zarfında gerçekleşebileceğini ifade etti.
Rusya’nın Ukrayna’ya işgal girişiminin ardından birçok ülke Rusya’ya yaptırım uygulamaya başladı. Son yıllarda ilişkileri yıpranan Türkiye ve İsrail ise 9 Mart'ta Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir araya geldi. Söz konusu görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, bozulan ikili ilişkilerin düzelebileceğini ve enerji konusunda iş birliğinin tekrar hayata geçebileceğini aktardı.
En iyi rota Türkiye
Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanı Fatih Dönmez ise, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada İsrail gazının uluslararası arenaya taşınması için en garanti yolun Türkiye'den geçtiğinin altını çizerek gelecek ay gerçekleşmesi muhtemel İsrail ziyaretinde iki ülke arasındaki doğalgaz akışı konusunun masaya yatırılabileceğini belirtti.
İki ülke arasında ilk kez 1990'lı yılların sonlarında başlayan doğalgaz hattı ile ilgili istişarelere katılım gösteren Yardım, çalışmaların geçmişi ve hattın kurulması için geçilmesi gereken yollar hakkında bilgi verdi.
ADG Anadolu Doğalgaz Danışmanlık'ın yönetici ortağı olan Yardım, İsrail'den Türkiye'ye gelecek muhtemel bir boru hattının yurtiçine doğalgaz sağlayabileceği gibi, gazın yurtiçi iletim sisteminden de geçerek farklı güzergahlarla dünyanın farklı tüketim merkezlerine, hatta savaş bölgesi Ukrayna’ya kadar taşınabileceğini ifade etti.
Yardım, "Ceyhan ile İskenderun arasından Türkiye'ye girecek olan doğalgaz, kapasitesi artırılırsa TANAP boru hattıyla veya Türkiye-Yunanistan hattıyla Güney Avrupa'ya; Batı hattı kullanılarak ise Ukrayna'ya kadar taşınabilir." açıklamasında bulundu.
İlk kez 1996’da gündeme geldi
İsrail ile Türkiye arasındaki doğalgaz boru hattı kurulumu için ilk görüşmelerin 1996 yılında başladığını söyleyen Yardım, bu dönemde İsrail'in kendisinde doğalgaz veya petrol rezervlerinin bulunmadığını ifade etti.
Yardım, "İsrail doğalgaz piyasasını öğrenmek istediğini belirtti ve nasıl ithal edilir, nerede kullanılır, alım anlaşmaları nedir, bunları anlatmak için 1996 yılında İsrail Hayfa'ya seyahat ettik. O zaman ilgilendikleri doğalgazı konutlarda kullanmak yerine yerine kömür ve petrol ürünleri ile ürettikleri elektrik santrallarını ithal gaza dayalı elektriğe çevirmek ve elektrik üretiminde doğalgaz kullanmaktı" şeklinde konuştu.
İsrail merkezli Del Men, Gazprom ve Trans-Canada firmalarının Rusya ile Türkmenistan'da çıkarılan doğalgazı Türkiye aracılığıyla İsrail'e taşımak için çalışma yürüttüklerini söyleyen Yardım, daha sonra Rusya'nın Laserre projesini Mavi Akım ismiyle görücüye çıkardığını belirtti. Fakat Mavi Akım sadece Türkiye'ye doğalgaz taşıyan bir boru hattı olarak 2005 senesinde işletmeye koyuldu.
Yardım, Mavi Akım'ın 1997 yılında 8 bcm'i İsrail'e kadar gidecek ve toplamda 24 bcm gaz taşıyacak üç hat şeklinde düşünüldüğünü fakat inşaatın başladığı 2001 yılından iki sene önce Türkiye'ye 16 bcm gaz taşıyan bir boru hattı şeklinde son halini aldığını açıkladı.
Türkiye - İsrail - Mısır bağlantısı
Yardım'ın aktardığı bilgiler doğrultusunda 1999 yılında terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından Mısır ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerinin gelişmeye başlamasıyla birlikte İsrail'den geçecek bir diğer boru hattı da konuşulmaya başlandı.
Mısır'ın o zaman ihracata yetecek kadar doğalgazının bulunduğunu ifade eden Yardım, önce doğalgazın sıvılaştırılmış bir halde (LNG) gemilerle İskenderun'a taşınması, sonrasında da İsrail aracılığıyla Türkiye'ye doğalgaz boru hattı kurulması amacıyla iki ülke arasında resmi mutabakat yapıldığını söyledi.
Yardım, "2001 yılında bu hattın önce Mısır'dan İsrail'e yılda 10 bcm olarak bağlanması konuşuldu. Oradan da bir kolu Ürdün ile Filistin'e, diğer kolu 4 bcm olarak Türkiye'ye bağlanacaktı." ifadelerini kullandı.
Yardım, Mısır'ın bu hattı işletmek için kurduğu East Mediterranean Gas (EMG) adlı şirket ile yaptığı anlaşmalar sonucunda İskenderun'a yılda 4 bcm gazın boru hattıyla teslim edilmesi adına anlaşmaya varıldığını, fakat buna karşılıkTürkiye'nin 2001 yılında girdiği ekonomik kriz ve Mısır'ın petrol ile doğalgaz kaynaklarını yeterince hızlı geliştirememesi sebebiyle anlaşmanın devreye sokulmadığını aktardı.
Boru hattının olmaması durumunda İsrail gazının bir şekilde Mısır’ın üzerinden sıvılaştırılmış şekilde satın alınabildiğini vurgulayan Yardım, Doğu Akdeniz’de keşfedilecek yeni alanlarda daha uzun yıllar bu tür projelerin gündemdeki yerini sağlamlaştıracağını belirtti.