A
Abdullah: Allah’ın kulu. Peygamber (s.a.s)’in en sevdiği isimlerden aynı zamanda babasının adıdır.
Âbidin : İbadet edenler kulluk yapanlar.
Acar: güçlü, gürbüz, dinç, becerikli, çevik.
Acun: sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren
Afşar: eli çabuk, çabuk iş gören, Oğuz Han’ın oğullarından birinin adı, Türkmenler’in bir boyunun adı.
Adem: Yaratılan ilk insan, adam.
Adil: Adaletli
Adnan : Üstün insan.
Affan : Çirkin şeylerden kaçınan, iffetli, namuslu.
Âgah : Bilgili, basiretli, haberdar, uyanık.
Âhi : Arkadaş, dost, cömert, yiğit.
Ahmed : Çok övülmüş, beğenilmiş.
Alican : Cana yakın, kanı sıcak, candan.
Âlişan : Şan ve şerefi yüce olan.
Alişir : Aslan Ali.
Alpaslan : Korkusuz, yiğit, güçlü, kuvvetli.
Alper : Cesur asker, yiğit asker.
Alperen : Hem din adamı hem komutan olan yiğit.
Altemur : Demirin korlaşmış kırmızı hali.
Âmir : İmâr eden.
Ammâr : Bir yeri bakımlı hale getiren.
Arda: Asa
Aşkın : Aşmış, ileri, üstün, seçkin.
Ata : Baba, dede, yaşlı, tecrübeli, bilgili.
Atalay : Tanınmış, ünlü.
Atâullah : Allah'ın hediyesi, ihsanı, lütfu.
Avşar : İşi hemen yapan.
Aykan : Kanı parlak ve canlı.
Aykut : Armağan, mükafat, ödül.
Aytekin : Ay gibi tek ve biricik olan, çok değerli.
Ayvaz : Koca, eş.
B
Babacan : Cana yakın, güvenilir, anlayışlı.
Baha : Değer, kıymet, zariflik, üstünlük.
Bahadır : Yiğit, cesur, kahraman.
Bahtiyar: Mutlu, talihli, hayatından memnun olan
Barın: Güç, Kuvvet
Barkın: Gezgin, seyyah, sürekli gezip dolaşan
Baki: Süreklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan
Balaban: Bir tür yıtrıcı kuş.
Baran: Durağanlığı harekete çeviren etken, güç, ulu.
Barbaros: “Kızıl sakal” Türk gemici Hızır Reis’e Avrupalılar tarafından takılan isim.
Barış: Savaştan ya da dargınlıktan sonra, iki yanın uzlaşması, anlaşması.
Barlas: İyi savaşçı, savaşçı yiğit.
Bartu: en eski Türk hanlarından birinin adı.
Battal : Kahraman, cesur, çok büyük.
Batu : Güçlü, kudretli.
Bedir : Dolunay. Ayın ondördü gibi güzel.
Behcet : Sevinç, güler yüzlü, şirin.
Behlül : Çok gülen, hayır sahibi, cömert.
Behnan : İyi huylu, güler yüzlü, herkesçe sevilen.
Behram : Merih yıldızı.
Behzat : Soyu güzel, doğuştan asil.
Bekir : İlk çocuk. Genç, taze.
Bektaş : Akran, eş.
Bera : Fazilet, meziyet sahibi.
Berkan : Şakıyan, parıldayan.
Berkin : Güçlü, sağlam.
Beşer : İnsan.
Beşir : Müjdeleyen. Güler yüzlü.
Bilal : Su.
Bilgehan : Derin bilgi sahibi hakan.
Bişr : Güler yüzlü.
Buğra : Erkek deve, hindi, aslan.
Burak : Peygamber efendimizin Miracda bindiği at.
Burhan : Delil, sağlam delil, hakkı bâtıldan ayıran.
Bülent : Yüksek, yüce, uzun.
C
Cafer : Çay, dere, küçük akarsu.
Câbir : Cebreden, zorlayan, galip gelen.
Can: Ruh. Aziz, sevgili. Gönül.
Candar : Silahlı asker.
Candaş: can yoldaşı, arkadaş, dost, sevgili
Caner : Can dostu.
Canib : Yan, taraf, yön.
Cankut: kutlu kimse, uğurlu can.
Canpolat: canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse.
Cantekin: Biricik can, can şehzade
Cârullah : Allah'a yakın olan, Allah dostu.
Celâl : Azamet, şeref, kemal ve ikram sahibi.
Celayir: Moğolların kollarından birinin adı.
Cengiz: yılmaz, dönmez, yumuşamaz kimse
Cezmi : Azimli, kararlı.
Cihad : Din uğrunda düşmanla ve nefsi ile savaşan.
Cihangir : Cihanın büyük bir bölümünü ele geçiren.
Civan : Genç, taze, delikanlı.
Cihanşah : Dünyanın padişahı.
Cübeyr : Küçük kahraman, küçük yiğit.
Cüneyt : Küçük asker, askercik.
Ceyhun: Orta Asya’da bir ırmak
Coşkun: coşmuş olan, kabına sığmayan.
Ç
Çağan: mutlu gün, bayram.
Çağatay: Cengiz Han’ın oğlu.
Çağdan: çağın içinden.
Çağdaş: aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır.
Çağlar: çağıl çağıl akan, çağıldar, çağlayarak akar.
Çağlayan: bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan.
Çağıl: çağ ile ilgili
Çağın: çağda olan, çağa uyan, çağa uygun, çağın olan
Çağrı: birini bir yere çağırma, davet
Çakır: doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
Çelebi : Efendi, görgülü ve ince insan.
Çelik: su verilip sertleştirilen demir, polat.
Çetin: İstenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, kolay olmayan, sert, sarp.
D
Dağhan: Oğuzhan’ın oğlu, eski inanışa göre bir doğa tanrısı
Dâhi : Üstün zekalı, son derece zeki, anlayışlı.
Dâi : Dua eden, duacı, hak dine çağıran.
Dânâ : Çok bilen, bilgili.
Daniş : Bilgi, bilme, biliş, ilim.
Danişmend : Bilgili, âlim.
Dâver : Doğru ve insaflı olan, âdil hükümdar.
Değer: bir şey için kararlaştırılan, biçilen fiyat, bir şeyin ya da bir kimsenin taşıdığı yüksek nitelikler.
Deha: Dahi, zekaca üstün olan
Derviş : Allah için alçak gönüllüğü kabul eden.
Demirkan: sağlam ve güçlü kan
Dilhan : İçten, gönülden söyleyen.
Dilaver : Yiğit, yürekli, erkek.
Doğan : Atılgan ve yiğit.
Doruk: Zirve
E
Ecehan : Hanların başı.
Ecmel : En güzel, en yakışıklı.
Ecvet : En cömert, varını yoğunu dağıtan. En iyi olan.
Ede : Ata, büyük kardeş, ağabey.
Edhem : Kara donlu, yağız at.
Edip: Edepli, terbiyeli
Edis: değerli, ulu, yüce, yüksek
Ediz: değerli yüksek
Efdal: En değerli, en yüksek
Efe : Batı anadolu yiğidi, zeybek.
Efken : Atıcı, yıkıcı.
Eflah : Tamamiyle kurtulan, en çok talihe kavuşan.
Ege: ulu, büyük
Egemen: Bir yere hakim olan
Ekber: Kebir kelimesinden, en büyük.
Ekin: tahılın ekiminden, harman dönemine kadar olan hali
Ekmel : En olgun, mükemmel.
Ekrem : Çok cömert, iyiliksever, keremi lütfu çok olan.
Elvan : Renkli, renk renk.
Emced : Çok şerefli, ve haysiyet sahibi.
Emek: bir şeyin yapılmasında harcanan kafa ya da beden gücü, uzun ve özenli çalışma, çaba harcama.
Emir : Bir kavmin, şehrin başı, reisi.
Emre : Aşık, dost, abi. Beylerbeyi.
Ender: Seçkin, eşi benzeri az bulunan.
Enes : İnsan.
Engin : Uçsuz bucaksız deniz.
Enver : Çok nurlu, çok ışıklı, çok parlak, çok güzel.
Ercümend : Muhterem, şerefli, itibarlı.
Erdem : Fazilet.
Ergün : Sert başlı, oynak ve hızlı giden at.
Erhan : Yiğit hakan.
Erkam : Rakamlar, isimler.
Erkan : Esaslar, direkler, reisler.
Erkin : Bağımsız hareket eden.
Erman : Arzusu, isteği olan.
Erol: Sözünde duran er.
Ertuğrul : Temiz, yürekli, doğru insan.
Esat : Çok uğurlu ve mutlu.
Esed : Aslan, gazanfer, cesur.
Esved : Siyah, esmer.
Eşref : En çok şerefli, itibarı en çok yüksek olan.
Etem : Kusursuz, noksansız.
Evran : Baht, büyük yılan.
Eymen : Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı. Sağ taraftaki.
Eyüp : Tevbe eden, hatalarına pişman olan.
Ezrak : Mavi, gök renkli. Su gibi saf ve temiz olan.
F
Fadıl: Erdemli, üstün kişi
Fahir: Övünülecek kadar, övünen, gösterişli ve değerli.
Fahrettin/Fahri: Karşılıksız kabul edilen görev,iş.
Fazlı : İyilik, fazilet, erdem, lütuf.
Fahreddin : Dinin büyüğü, dinde övülmeye layık.
Faik: Başkalarından daha ileri, üstün.
Fâlih : İsteğine kavuşan, başaran. Çiftçi.
Faris : Yiğit, mert, binici, at yetiştiricisi.
Faruk : Hak ile bâtılı ayıran.
Fasih : Güzel, düzgün ve açık konuşan.
Fatih : Fetheden, zapteden, aşan.
Fatin: Zeki, anlayışlı.
Faysal : Kesin hüküm vereni. Keskin kılıç.
Fazlullah : Allahü teâlânın lütfu. Üstün ve değerli
Feda : Kurban olma, gözden çıkarma.
Fedai : Canını esirgemeyen, can vermeye hazır.
Fehmi/ Fehim: Anlayışlı, çabuk kavrayan
Feramuz : Şanlı, şerefli, ün kazanmış.
Feramuş : Hatırdan çıkan, unutulan.
Ferdi: Bireysel, tek başına.
Ferhan : Sevinçli, neşeli, ferahlı, şen, memnun.
Ferhat : Sevinç, neşe sahibi, rahatlık.
Feridüddin : Dinin en üstünü.
Feridun : Tek, eşi ve benzeri olmayan, kıymetli cevher.
Ferit: Eşsiz, benzersiz.
Ferman : Emir. Padişahların tarafından verilen emir.
Ferruh : Uğurlu, mübarek, yüzü nurlu, aydın.
Fettah : Fetheden, her türlü müşkülleri kolaylaştıran.
Fevzi: Kurtuluşa, zafere ilişkin, selamet.
Feyyâz : Feyz, bereket ve bolluk veren.
Feyzi: Verimlilik, bolluk.
Feyzullah : Allahü teâlânın feyzi.
Feza: gökyüzü, uzay
Fırat: Bir nehir adı. Türkiye’den geçip Basra’ya dökülen nehir.
Fuat : Kalb, gönül.
Furkan : İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren.
Fuzuli : Fazla, anlamsız, yersiz.
G
Galip: yenen, üstün gelen
Gani: Zengin, cömert, bol, çok, elindekiyle yetinen
Gazanfer : Yiğit, aslan gibi cesur.
Gazi : Savaştan sağ dönen.
Gediz: su birikintisi, gölcük
Gencer/Gençer: Delikanlı, genç yiğit
Gençay: yeni doğan ay, ilk ay
Gevheri : Pırlanta gibi temiz insan.
Gıyas : Yardım eden.
Giray: Kırım hanlarının unvanlarından.
Gökalp: gök gözlü yiğit
Gökay: Gök ve ay gibi güzel olan
Gökbay: gök yüzlü ve zengin kimse
Gürbüz : Toplu, güçlü dinç erkek.
H
Habbab : Seven, sevgili, dost.
Habil : Yumuşak ve temiz huylu.
Hacib : Kapıcı, kapıcı başı.
Hafi : Güler yüzlü, çok ikramcı, gizli.
Hafid : Torun.
Hakan : Türk hükümdarı.
Hakem : Hüküm veren.
Haki : Hikaye eden, anlatan.
Hakkı : Doğru olan, irfan sahibi, insaflı.
Haldun : Devamlı yaşlanıp ihtiyarlamayan.
Halife : Birinin yerine geçen .
Han : Hakan veya hakana bağlı hükümdar.
Halife : Birinin yerine geçen .
Halil : Dost, sevgili, samimi dost, içten arkadaş.
Halim: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı
Halit: Süregelen, sürekli, geç yaşlanan
Haluk : İyi ve güzel huylu, geçim ehli, İslam’a yakışır.
Hamdi: Hamd eden, şükreden
Hamdullah : Allahü teâlâya hamd eden.
Hamit: şükredici, hamdedici
Hammâd : Çok hamd eden, çok dua eden.
Hamza : Aslan, heybetli, azametli.
Han : Hakan veya hakana bağlı hükümdar.
Hanefi : İstikamet üzere olan.
Hani : Yumuşaklık ve vakar sahibi.
Harun: Huysuz at, postacı,inatçı
Hasan : Güzel, iyi, hoş.
Hâtem : Mühür, üstü mühürlü yüzük, en son.
Haseki : Hükümdarların hizmetlerine tahsis edilen zat.
Hasibi : Cömert, hayırhah.
Hasin : Kuvvetli, sağlam, muhafaza eden.
Hâtem : Mühür, üstü mühürlü yüzük, en son.
Hattâb : Çok güzel konuşan ve nasihat eden.
Hatip : Hitabeden, güzel söz söyleyen.
Hayali : Hayal eden.
Haydar : Aslan, cesur, yiğit, kahraman.
Hayrani : Hayran olan.
Hayri: Hayırla, iyilikle ilgili.
Hayreddin: Dinde hayırlı kimse, dinin hayırlısı.
Hayrullah: Allah’ın hayırlı ettiği
Haşim : Ezen, parçalayan. Hürmet ve ikram eden.
Haşmet : Heybet ve ihtişam sahibi. Tevazu gösteren.
Hazar: Barış, bir yerde oturma hali
Hıfzı: Saklamak, korumak, hafızaya almak.
Hazım : ihtiyatlı, basiretli, gözü açık, hazımlı.
Hızır : Yeşil, darda kalana yardım eden.
Hicabi : Mahcup, utangaç, hayalı, edepli, terbiyeli, iffetli.
Hilmi : Yumuşak huylu, sabırlı, vakarlı, sakin.
Himmet : Lütfeden, gayret eden.
Hişam : Haya eden, utanan.
Hud : Büyük, çok hürmet eden.
Hulusi : Halis, saf, samimi, candan, içi temiz.
Hurşid : Güneş.
Huzeyfe : Küçük testici, çömlekçi çırağı.
Hüccet : Senet, vesika, delil.
Hulusi : Halis, saf, samimi, candan, içi temiz.
Hurşid : Güneş.
Huzeyfe : Küçük testici, çömlekçi çırağı.
Hüccet : Senet, vesika, delil.
Hüdâvendigâr : Hükümdar, sultan, âmir, hâkim.
Hüdayi : Hüdânın kulu.
Hümayun : Mübarek, mutlu, padişaha olan.
Hüsameddin : Dinin keskin kılıcı.
Hüseyin : Küçük güzel.
Hüsrev : Padişah, hükümdar, sultan.
İ
İbrahim: İbranice’de hakların babası anlamında.
İdris: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi.
İhsan: Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek.
İhvan : Sadık, samimi, candan dost.
İkrime : Kerem sahibi, cömert.
İlhami : İlham sahibi.
İlyas: Mersin ağacı
İlkay: Ay’ın ilk günlerinin durumu, hilal.
İlker: İlk erkek çocuk.
İlter: yurdu koruyan, yurdu savunan, yurdu kayıran, ülke sever, yurtsever
İmadeddin : Din direği, devleti ayakta tutan.
İmam : Nümune, rehber, önder, başkan.
İnayetullah : Allah'ın lütfu, ihsanı.
İslam : Müslüman, Hakka teslim olan.
İsmâil (İb): Allahü teâlâya çok ibadet eden.
İzzet : Değer, şeref, kudret, hürmet ve ikram sahibi.
K
Kaan: Kağan. Hanların hanı, şahinşah.
Kabil : Kabul eden, önde olan.
Kadem : Ayak, adım.
Kâdir : Tükenmez güç ve kudret sahibi.
Kadîr: Çok güçlü, çok kudretli.
Kadı : Hüküm, karar ve hakimlik.
Kalender : Dünyadan el etek çekip boş dolaşan derviş.
Kamran : İsteğine kavuşmuş, mutlu, bahtiyar.
Kasım: Taksim eden, bahşeden.
Kayahan: Kaya gibi sert hakan
Kayra: Tanrı yardımı; Tanrı’dan ya da büyük bir kimseden gelen iyilik, kayırma, yardım, destek.
Kâzım : Öfkesini, gazabını yenen.
Keleş: Güzel yakışıklı, bahadır.
Kemal : Olgunluk, bilgi ve fazilet sahibi.
Keramet : Kerem, ihsan, evliyada görülen harika.
Kerami : Soylu, şerefli.
Kerem : Asalet, izzet ve şeref sahibi. Cömert, eli açık.
Keremşah : Çok cömert, çok eli açık, çok soylu.
Keşşaf : Keşfeden, sırları çözen, gizlileri açığa çıkaran.
Kılıç: İki yüzü keskin eski bir silah.
Kıymet : Değer, baha, bedel, onur, itibar, makbul oluş.
Kiram : Soyu temiz olanlar, şerefli ve cömert olanlar.
Korkut: Büyük dolu tanesi.
Kuddusi : Mukaddes, ulvi, pak.
L
Latif: Allah’ın kulu
Levent : Bahriyeli. Boylu poslu, yakışıklı.
Levni : Renkli, boyalı.
Lütfi: Cennette ölümsüzlüğe kavuşan.
Lütfullah:Çok övülmüş, methedilmiş.
M
Macit: Şan ve şeref sahibi
Mahir: Usta, elinden her iş gelen.
Mahdum : Hizmet edilen, evlat.
Mahmud : Övülmüş, medhedilmiş, sena edilmiş.
Mahmur : Sarhoş, uykulu, baygın gözlü.
Murat : İstek, arzu, maksat. Seçilen
Mazhar : Nail olan, şereflenen, bir iyiliğe kavuşan.
Memun : Korkusuz, tehlikesiz, sağlam, emin.
Mengi/Mengü: Ölümsüz, sonsuza değin yaşayacak olan.
Mecdeddin : Dinin büyüğü.
Mecnun : Deli, divâne, delice seven.
Medeni: Şehirli, bilgili ve görgülü.
Meriç: Bulgaristan’dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırları boyunca Akraka Enez yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmak.
Mert : Sözünün eri, yiğit, bahadır.
Mestan : Mest olmuş, bayılmış.
Metin : Sağlam, dayanıklı.
Mir : Amir, kumandan, bey, vali, hükümdar.
Miraç : Merdiven, yükselen, yükseklere çıkan .
Mirkelam : Kibar konuşan, hoş sohbet, sohbet adamı.
Mirza : Hükümdar soyundan gelen, beyzade.
Misbah : Lamba.
Mithat : Methetme, övme.
Muammer : Uzun ömürlü, ömür süren, yaşayan, talihli.
Muaz : Sığınan, korunan, sarılan.
Muhammed : Yerde ve gökte çok övülen.
Muharrem : Haram kılınmış, dinen yasak edilmiş.
Muhtar : Seçilmiş, seçkin.
Muhterem : Saygıdeğer, sayın, kıymetli, şerefli.
Muhteşem : Göz kamaştıracak büyüklükte veya güzellikte olan.
Muhyiddin : Dini ihya eden.
Muktedi : İktida eden, tâbi olan, uyan.
Muktedir : iktidarlı, gücü yeten.
Muktefi : İktifa eden, izinden takip eden, örnek tutan, birine uyan.
Muslih : Islah eden, düzelten.
Mustafa : Saf hale getirilmiş, süzülmüş, güzide.
Mutahhar : Temizlenmiş, mübarek.
Mutasım : Günahtan çekinen, eliyle tutan, yapışan.
Muteber : Kadri bilinen, kıymeti takdir edilen.
Mutemed : Kendisine itimat edilen, güvenilen.
Mutlu: Halinden, memnun, mesut, bahtiyar.
Muttalib : Talep eden, isteyen.
Mübarek : Bereketli, feyizli, uğurlu, hayırlı.
Mübeşşir : Müjdeci, hayırlı haber verip sevindiren.
Müjdat : İyi haber, müjdeli haber.
Mükerrem : Şerefli, muhterem, hürmete erişmiş.
Mülayim : Yumuşak huylu, medenice hareket eden.
Mümtaz : İmtiyazlı, üstün tutulmuş, seçkin, seçilmiş.
Müren : Akarsu, nehir, ırmak.
Mürsel : Gönderilmiş, yollanmış, nebi.
Müşir : İşaret eden, yol gösteren, mareşal.
Müzdad : Artmış, çoğalmış, uzun.
N
Nabi : Haberci, haber veren.
Namdar : Meşhur namlı, ünlü, tanınmış.
Nasreddin : Dine yardım eden.
Naci: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş.
Nail: Ele geçiren, muradına eren.
Naim: Uyuyan, uykuda olan
Nazım: düzenleyen, tanzim eden
Nebi : Haberci, haber getiren, peygamber.
Necat : Kurtuluşa, selamete eren.
Necati : Kurtulan, felah bulan.
Neccar : Dülger, marangoz, doğramacı.
Necdet : Kahraman, yiğit, efe.
Necih : Başarılı, galip, muzaffer.
Necmi : Yıldız
Nefi : Kazançlı, kârlı.
Nejat : Soy nesil, nesep, tabiat.
Nesimi : Hoş ve mülayim.
Neşet: yetişme, meydana gelme
Nevzat : Yeni doğmuş çocuk.
Neşet Yetişen, ileri gelen, doğan.
Neşat : Sevinç, neşe, keyif.
Nezih: temiz, pak, saygın
Nihat : Tabiat, huy, yaratılış, bünye, karakter.
Nijad : Soy.
Niyazi : Yalvaran, yakaran, dua eden.
Nizam : Düzen, usul, tertip, yol,kaide, sıra, dizi.
Numan : Refah, konfor.
Nuaym : Hayat güzelliği, refah.
Nusret : Yardım, başarı, üstünlük, zafer, galebe, fetih.
Nüzhet : Neşe, sevinç, eğlence, temizlik, ferahlık
O-Ö
Oflaz: çok güzel, güzel olduğu için sevilen.
Ogün: Belirli gün, bilinen, beklenen gün.
Oğulcan: can oğul
Oğuz : Doğru, sağlam, güçlü, genç.
Oğuzhan : Oğuzların hükümdarı.
Okan : Anlayışlı, kavrayışlı.
Oktay : Hiddetli, kızgın, sinirli.
Olcay: şans, talih
Olcayto: bahtı açık, talihli
Orhan : Şehrin hakimi.
Ozan : Halk şairi, geveze.
Öktem : Gösterişli, korkusuz, güçlü.
Ömer : Diri, canlı, yaşayan hayat süren
Önay: Ay’ın ilk günlerindeki hali, hilal
Önder : Lider, şef, reis.
Övünç: bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç
P
Pamir: Orta Asya’da yükseltilerle dolu kütle, yayla
Pars: etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan
Peker: Güçlü erkek
Peyami: Haberci.
Polat: Sertleşmiş, su verilmiş demir
Poyraz: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar
Pusat: silah
R
Raci : Rica eden, yalvaran, ümitli, dileyen.
Racih : Üstün, kıymetli, faziletli ve itibarı fazla olan. Tercihli.
Rafet : Merhamet etme, acıma, esirgeme.
Ramazan : Çok sıcak olan, günahları yakan.
Rami: atıcı, mermi atan
Ramiz : İşaret koyan, işaretle konuşan.
Raşit: doğru yolda giden
Rauf : Pek esirgeyen, çok merhamet eden.
Recai : Rica eden, dua eden, Allahü teâlâya yalvaran.
Recep : Mübarek, muazzam, muhterem; kıymetli.
Refah : Bolluk, rahatlık, her türlü sıkıntıdan kurtulma.
Re'fet : Acıyan, merhamet eden.
Reha : Kurtuluş, halas.
Reis : Baş, başkan.
Renan:inleyen, çınlayan
Resül : Yeni bir kitap ile gönderilen peygamber.
Reşat : Hak yolunda yürüme, doğru yol.
Reşid : Akıllı, iyi ve olgun.
Rifat : Yükseklik, yücelik, büyük rütbe.
Rüçhan : Üstün olan.
Rıdvan : Razı, memnun. Cennetin kapısındaki melek.
Rıza : Kadere razı olan. Tasavvufta iradenin yok edilmesiyle elde edilen makam.
S
Sadeddin : Dinin mübarek kişisi.
Sadullah : Allahü teâlânın saadeti.
Sadun : Uğurlu olan, uğur getiren.
Safa : Saf, berrak, temiz, kedersiz, gönlü şen.
Saffet : Saf, halis, temiz. Hile ve dubaradan uzak olan.
Saffan : Saf, halis.
Salahaddin : Dine bağlı, dini düzgün.
Sâman : Servet sahibi, zengin, rahat, dinç, düzenli.
Sedat : Doğru ve haklı
Selami : Barış, huzur ve selamet sahibi.
Selçuk: Sel gibi akan.
Selman : Barışçı, sulhçu.
Serdar : Asker başı, kumandan, komutan, reis.
Serhat : Sınır boyundaki asker.
Sertaç : Başa konan taç.
Server : Baş, reis, seyyid, bir topluluğun ileri geleni.
Sevban : Elbiseli, giyinmiş, kuşanmış.
Seyfi : Kılıç kuşanmış, asker.
Seyfullah : Allah'ın kılıcı, askeri.
Seymen: Çiftlik bekçisi.
Seyyid: Efendi, bey, Peygamber efendimizin torunu Hazret-i Hüseyin'in soyundan gelenler.
Sezgin : Sezen sezici, duygulu, hassas.
Sinan : Mızrak, süngü.
Sirac : Lamba, ışık, güneş, ay.
Siraceddin : Dinin kandili.
Siyami : Oruçlu, kendini kötülüklerden men eden.
Soner : Bir işte son yardımı yapan. Son olması istenen.
Sunullah : Allah'ın kudreti, meydana getirdiği varlığı.
Ş
Şaban : Aralık, fasıla.
Şabi : Cemaat ehli.
Şadan : Sevinçli, keyifli, neşeli, bahtiyar.
Şadi: sevinç, neşe, mutluluk
Şahap : Alev, ateş parçası, akan yıldız.
Şahinalp: Şahin gibi yiğit.
Şahsüvar : Usta binici, çok iyi ata binen.
Şâfi : Şefaat eden, şifa veren.
Şarani : Saçı gür
Şecaeddin : Dinin kahramanı, dinin yiğidi.
Şehlevent : Uzun boylu, yakışıklı genç.
Şemseddin : Dinin güneşi.
Şemsi : Güneş gibi parlayan.
Şerafeddin : Dinin şereflisi.
Şeref : Asil, yüksek, şanlı, şöhretli atalara sahip olmak.
Şevket : Büyüklük, kudret ve kuvvetten doğan haşmet.
Şevki : Şevkli, neşeli, istekli.
Şeyban : Saçlarına ak düşmüş, ihtiyar, yaşlı.
Şihab : Cesur, parlak yıldız, kıvılcım.
Şihabeddin : Dinin parlak yaldızı.
Şinasi : Tanıyan, tanıyıcı, bilen, anlayan.
Şir : Aslan.
T
Taceddin : Dinin tacı.
Taci : Taçlı.
Tahsin : Kale gibi sağlamlaştırma.
Taki : Günahtan kaçınan, dinine bağlı.
Talat : Yüz, çehre, dindar.
Talha : Bir zamk ağacı.
Tamer : Tam erkek.
Tan: Şafak
Taner : Şafak gibi canlı erkek.
Tanju : Türk hükümdarı [Çinlilerce] Tarkan : Dağınık, perişan.
Tarık : Sabah yıldızı, parlak yıldız.
Tayfur : Uçan, yükselen.
Taylan : Uzun boylu.
Tayyar : Uçan, uçucu uçma kabiliyeti olan.
Tekin : Uğurlu, hayırlı.
Temel : Asıl, esas.
Tevfik : Uygun getirme, Allah'ın yardımına kavuşma.
Timur : Demir gibi sağlam.
Timurtaş : Demir ve taş gibi sağlam.
Tufan : Afet, felaket, çok şiddetli yağmur.
Turan : Cesur atılgan, yiğit.
Turanşah : Cesur Türk hükümdarı.
Turgay : Küçük kuş, sığırcık.
Turgut : Belde, yerleşme merkezi, mesken.
U-Ü
Ubeydullah : Kulcağız, kölecik.
Ufuk: Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınırç.
Uğur: Halkın kimi olgularda gördüğü iyilik müjdesi
Uğurcan: uğur getiren şafak vakti.
Ulaç: yaşama bağlayan
Ulaş: yetiş, eriş
Ulu: çok büyük erdemli olan, yüce.
Uluç: Büyük Türk denizcisi (Uluç Ali Paşa)
Ümit: Umulan, beklenen şey
Ünal: ad sahibi ol, tanın
Ünalan: as sahini olan, ünlenmiş
Ünalp: ünlü yiğit
Ünsal/Ünver: hey yana adını duyur
Üsame : Bir aslan cinsi.
V
Vahdet: bir ve tek olma
Vakkas : Savaşçı, okçu.
Vakur : Ağırbaşlı, temkinli.
Vakıf : Duran, ayakta duran.
Vâlâ : Yüksek, yüce.
Varol: var olmakla ilgili , yüceltme
Vecdi : İlahi aşka dalan, vecde gelen, kendinden geçen.
Vecit : Vecde gelen, İlahi cezbe ile bayılan.
Vecihi : Bir kavmin büyüğü.
Vedat : Sevgi ve dostluk gösteren.
Vefa : Sözünde duran, dostluğunu devam ettiren.
Veli : Ermiş.
Vural: Vurarak al, vurup al.
Y
Yağan: yağmur, kar, yağış
Yağız: koyu buğday rengi, esmer damlacıkları
Yahya : Canlı, hayat süren.
Yalım: Alev, ateş uzantısı
Yalçın: düz, çıplak ve dik, düz, kaygan
Yalvaç: Tanrı’nın habercisi, elçisi
Yamaç: dağın eğik yüzeyi, bayır
Yaman: Güç etki ve becerikli
Yasin: Kur’an’da bir sure adı
Yaver : Yardım edici, imdada koşan.
Yavuz : Yaman, korkusuz.
Yekta : Tek, eşsiz, benzersiz.
Yıldırım: Buluttan buluta ya da yere elektrik boşalması
Yılmaz: Hiçbir şeyden korkup çekinmez
Yusuf: eklenecek, ilave edilecek.
Yücel: Yüce bir duruma gel
Yüksel: Manevi anlamda yüce ol anlamında.
Z
Zafer : Maksada ulaşma, barışma, düşmanı yenme.
Zâfir : Zafer kazanan, üstün gelen.
Zamir : Yürek, iç, vicdan.
Zekai : Çabuk anlayışlı, keskin zekalı.
Zekeriyya : Erkek zat.
Zeyd : Artan, çoğalan.
Zeynel : Süslü.
Ziver : Süs, ziynet ehli.
Ziya : Işık, aydınlık, nur.
Ziyad : Fazlalık, çokluk, bolluk.
Zübeyr : Akıllı.