Elazığ’da 3 büyük depreme meydan okuyan Eğri minarenin 867 yıllık sırrı çözüldü

Pisa Kulesi’ne kıyasla daha eğik olduğu tescillenen 867 yıllık tarihi Eğri Minare, bölgede geçmişten gelen 3 büyük depremde de ayakta kalmaya başardı. Prof. Dr. İsmail Aytaç, "Minarenin en az 3,5 ile 7 arası bir açı değişime rağmen halen ayakta oluşu biraz şaşırtıcıdır. Bunu malzeme sağlamlığına ve zeminin yapıyla birlikte hareket etmesine bağlıyoruz" ifadelerini kullandı.

06.03.2023-16:01 - (Son Güncelleme: 06.03.2023-17:43) Elazığ’da 3 büyük depreme meydan okuyan Eğri minarenin 867 yıllık sırrı çözüldü

Elazığ’ın 5 bin yıllık tarihi Harput Mahallesi’nde yer alan Ulu Cami ve minaresi, yaklaşık 1156 yıllarında Harput Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırıldı. Zaman geçtikçe eğilen minare Harput’un simgelerinden biri haline geldi. 3,5 ile 7 dereceye yakında bir açı farklı ile Pisa Kulesi’nden daha eğri olduğunu tescillenen 867 yıllık Eğri Minare, bilinmeyenlerin yanı sıra 2020’de Elazığ merkezli 6.8 ve Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde ayakta kalmayı başardı. Tek taşın bile yıkılmadığı minare görenleri şaşırtıyor.

İHA’da yer alan haberde, minarenin bu kadar dirençli olmasının 3 hususunda bağlayan Fırat Üniversite Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Güzel Sanatlar Bölüm Prof. Dr. İsmail Aytaç, minarede kullanılan Horasan harcının ve esneme katsayısının yıkılmalarının önüne geçtiğini, aynı zamanda Harput’un doğal kütlesinin olmasından kaynaklı yapının tek başına bütün olarak durduğunu söyledi. Sağlam zemin, malzeme, en boy orantısı ve esneme payının olmasından ötürü yıkılmadığını belirten Aytaç, , "Bunlar zamanında nitelikli yapılmasaydı tarihi eserlerde günümüze gelmezdi" dedi.

Üç büyük depremi atlattı

3 büyük depremi atlattı

Harput Ulu Cami'nin miladi olarak bin 156 yıllarında Fahreddin Karaaslan tarafından yaptırıldığı dile getiren Prof. Dr. İsmail Aytaç, 

Harput Ulu Camii’nin miladi 1156 yılında Fahreddin Karaaslan tarafından yaptırıldığı belirten Aytaç, "Yaklaşık 870 yıllı bir yapı. Şimdiye kadar küçük onarımla geçirdi. Minaresinde 3,5 ile 7 derece bir açı farklı oluşmuş. Ülkemiz bir deprem bölgesi ve Elazığ fay hatlarına çok yakın. Son yüzyılda bile 6 üzerinde 10’dan fazla depreme maruz kaldık. 2020 yılında 6,8 büyüklüğündeki depremde bu minare yıkılmadı. Son bir ay içerisindeki iki büyük deprem ve artçılarıyla da yine yıkılma söz konusu olmadı. Birkaç yıl önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü minarede estetik restorasyonlar yaptı. Statiğiyle ilgili bir onarım yapılmamıştı. Ama biliyoruz ki aynı kurum, 5-6 yıl önce burada rüzgar ve eğilim, zaman içerisindeki açılmaları gözlemlemek için 2 yıl boyunca inceleme yapmıştı. Orada da herhangi bir açılmanın olmadığı gözlemlenmişti" şeklinde konuştu.

Hafif rüzgarda dahi bir esnemesini hissedebiliyoruz

Yaşanan depremlerde birlikte değerlendirildiğinde bu kadar dirençli olmasını birkaç unsura bağlandıklarını vurgulayan Aytaç, Harput’un doğal kütle üzerinde olmasından dolayı yapı tek başına değil de komple kayalar ve zeminle hareket ediyor. Horasan harcının kullanılmış olması ve üçüncüsü yapıda esneme katsayısının varlığıdır. İçerisine merdivenlerle çıktığımızda hafif rüzgarda dahi bir esnemesini hissedebiliyoruz. Bu esnemelerle beraber kırılmayı önlemeyi düşünüyoruz. Sonuç olarak sağlam zemin, malzeme, en boy orantısı ve esneme olduğunda yapıların yıkılmadığı gerçeği ile karşılaşıyoruz. Bunlar zamanında nitelikli yapılmasaydı tarihi eserlerde günümüze gelmezdi" diye konuştu.

3,5 ile 7 arası bir acı değişime rağmen halen ayakta

3,5 ile 7 arası bir acı değişime rağmen hala ayakta

Aytaç, "Türkiye’de birçok minare, kapladığı alan yükseltisi bakımından çok fazla üzerinde duruluyor. Bunlardan en önemlilerinden birisi, Dünya Kültü Mirası Listesi'nde olan Edirne Selimiye Camii ve minareleridir. Harput Ulu Cami gibi Selçuklu Dönemi'nde yapılmış eğri ve açısı değişmiş birkaç minaremiz daha vardır. Bu açının zamanla birçok sebeple oluştuğunu tahmin ediyoruz. Pisa Kulesi’nin ortalama 3,5 derece eğriliği dikkate alındığında orada bir zemin çökmesi söz konusu olmuş. Minarenin en az 3,5 ile 7 arası bir acı değişime rağmen halen ayakta oluşu biraz şaşırtıcıdır. Bunu malzeme sağlamlığına ve zeminin yapıyla birlikte hareket etmesine bağlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Tarihsel horasan harcı

Tarihi horasan harcı hakkında bilgiler veren Aytaç,  "Yanmış kirecin içerisine kum ve çakılın dışında kiremit tozu yada tuğla tozunun katılmasıyla elde ediliyor. Kum ve çakılın içerisinde tuz miktarını emdiği için salınımı önlüyor, birlikte hareket etmesini sağlıyor. Diğer bir özelliği ise zamanla daha sertleşmesidir. Zaman içerisinde tuzu emmesinde dolayı daha da sağlam hale geliyor. Günümüze gelen tarihi eserlerin büyük bir kısmının ham maddesi tuğla veya taş olabilir. Harcının Horasan harcından yapılmış olmasıdır. Mimar Sinan’ın yapmış olduğu bazı yapılardaki harçlar analiz edildiğinde Horasan harcına ek olarak soğan kabuğu ve süt katıldığı ortaya çıktı. Bu da o harcın özelliğini daha güçlendiriyor" ifadelerine yer verdi.

YORUM YAZ..
Modal