29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet ilan edildi. Türkiye Cumhuriyeti o günden beri varlığını sürdürüyor. 28 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Paşa, “Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!” açıklamasında bulunmuştu. Peki, "Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz" sözü anlamı nedir?
EFENDİLER, YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ SÖZÜ ANLAMI
Cumhuriyetin kurucu Mustafa Kemal Paşa, Efendiler, yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz sözünün anlamını Nutuk’ta anlatmıştı. Bu söz söyleneli 98 yıl geçti. 27 Ekim’de Fethi Okyar’ın başbakanlığındaki hükümet, Atatürk’ün isteğiyle istifa etmişti. İstifalar sonrası yeni kurulacak devlet şekillendi. Paşa, bu sözü yemek sırasında söylemişti. İşte Nutuk’ta yer alan kısım şu şekildedir:
“Gece olmuştu Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşalara rastladım. Ali Fuat Paşa Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir uğurlama ve bir karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kâzım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Beylerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında, 'Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz' dedim.”
CUMHURİYET BİR ODADA KURULDU
O sözlerden sonra odadaki herkes, cumhuriyetin ilan edileceğini kabul etmişti. İşte bölümün geri kalan kısmı:
“Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Efendiler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onların da aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki, o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyeti'n ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."