Eski mısır'daki 'çığlık atan mumya' gizemi uzmanları yıllarca şaşkına çevirmiş, korkunç kalıntıların yıllarca sır olmaktan öteye gidememişti
Dünya'yı şaşırtan mumyalar
Eski mısır'daki 'çığlık atan mumya' gizemi uzmanları yıllarca şaşkına çevirmiş, korkunç kalıntıların yıllarca sır olmaktan öteye gidememişti.
Bu gizemli mumyayla ilgili yıllar geçtikte çeşitli teoriler üretilerek neden acı içinde öldüğü çözülmeye çalışıldı. bu teorilerden biri de çığlık atan mumyanın firavun 3. ramses'in eşlerinden tiye'nin oğlu prens pentewere olduğuydu.
Tahtı ele geçirmek isteyen prens, babasını öldürmek için girişimde bulununca tuzağa düşürüldüğü için planı başarısızlıkla sonuçlandı.eski kayıtlara göre, plan başarısız olunca kendi canını almaya çalıştı. fakat son teori bu açıklamalar hakkında şüphe uyandırıyor.
New york üniversitesi long ısland üniversitesi'nden arkeolog dr. bob brier, çığlık atan mumyanın vücudunu inceledi ve şu sonuca vardı:'bu mumyaya iki güç uygulanmış. biri kendisinden diğeri ise onu korumaya çalışan kişiden.'
Mısır anıtlar yüksek kurulu'ndan dr zahi hawass ise, ailesinin kendisinden utanç duyduğu bir prens olduğuna inanmakta.
Diğer kraliyet üyeleriyle aynı yere gömülen ancak koyun kılıfıyla kaplanan mumyayı inceleyen eski esnaf minsteri dr hawass da bu durumu şu sözlerle anlattı:
'eski mısırlıların koyun derisiyle örtülmesi temiz olmadığı anlamına gelir. yaşadığı süreçte kötü birşey yapmış olmalı.hiç acı çeken bir mumya görmemiştik. bu normal değil. bize bir şey olduğunu söylüyor ama tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz.' 'eski mısırlıların koyun derisiyle örtülmesi temiz olmadığı anlamına gelir. yaşadığı süreçte kötü birşey yapmış olmalı.hiç acı çeken bir mumya görmemiştik. bu normal değil. bize bir şey olduğunu söylüyor ama tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz.'
900 yıllık kadın mumya
Sibirya'nın en kuzeyinde avcılık ve balıkçılık ile uğraşan bilinmeyen bir uygarlığın bir üyesi olan, 900 yıllık çok iyi korunmuş kadın mumya bulundu. arktik'in sınırında bulunan bakır ve kürklerle donatılmış bu kadın, tamamen erkeklerle dolu bir nekropolde şu ana kadar bulunan tek kadın. 12. yüzyıl kadını, sibirya'nın en kuzeyinde avcılık ve balıkçılık ile uğraşan bilinmeyen bir uygarlığın bir üyesiydi.
1845 yılında, 134 kişilik mürettebat iki gemi ingiltere'nin greenhithe limanı'ndan yola çıkıyor. zamanın en yeni teknolojilerini barındıran bu gemilerde, planlanan keşif için tüm ekibe üç yıl yetecek erzak depolanıyor.seferin ilk üç aylık sürecinde beş kişi ekipten çıkarılıyor ve evine gönderiliyor. geriye mürettebatta 129 kişi kalıyor. bu noktadan sonrası günümüze kadar bir sır olmayı sürdürüyor.
Denizci john torrington'ın bedeni 138 yıl sonra bulundu
John torrington'ın ölümünün 138 yıl sonrasında bulunan bedeni ise olayları farklı bir yöne çekti.torrington'ın bedeni 1984 yılında antropolog owen beattie tarafından keşfedildi. cesedin mükemmel bir biçimde korunduğunu görerek franklin'in ekibine ne olduğunu araştırmaya başladı.
Torrington'ın baş ucunda üzerine yazı kazınmış bir levha bulundu. bu levhada; torrington'ın 1 ocak 1846'da yaşamını yitirdiğinde sadece 20 yaşında olduğu yazıyordu.torrington üzerinde yapılan otopside, tıraşlı bir yüze ve uzun kahverengi saçlara sahip olduğunu gösteriyor.ayrıca yapılan otopside genç adamda hiçbir travma ya da yaralanma izi bulunmadığını ortaya koyuyor.
1.65 metre boyu ve 40 kilogramlık ağırlığına sahip ve bugün hâlâ beechey adası'nda yatmakta olan torrington'ın ölüm sebebinin besin yetersizliği olduğu tahmin ediliyor.
Torrington'ın da aralarında bulunduğu 129 kişinin yaşamını yitirdiği gemilerden bir tanesi 2014 yılında, diğeri de 2016 yılında bulundu.torrington ile yanında yatan john hartnell ve william braine adlı iki adamın cesetleri gemi enkazlarından çıkarılarak mezarları öldükleri adaya inşa edildi.
Çinli kadının bedeni 20 yıldır korunuyor
Çinli kadının bedeni tam 2000 yıldır korunuyor. üstelik hala ilk günkü gibi duran kaşı kirpiği bile var. çünkü o şimdiye kadar bedeni en iyi saklanmış mumya.
Teni hala yumuşak, kolu ve bacakları var; inanmayacaksınız ama vücudunda kan bile var! onun mezarı, çinli işçiler tarafından hava saldırılarından korunmak için yapılan barınak kazıları sırasında bulundu.