DK: Ama bu konuda büyük bir tartışma var. Pek çok uzman da Covi-19 virüsünü taşımasanız da takın çünkü bazen kişilerde herhangi bir semptom dahi görünmüyor. Böyle olunca, virüsü taşıyan ile taşımayanı nasıl arayacağız‘ diyor. Durum böyleyse neden maske takılmasın ki? Bu yorumlara cevabınız ne olacak?
CL: Bu önemli bir nokta. Ama burada iki önemli konu var. Biri maskenin ulaşılabilir olması. İkinci biraz daha karmaşık çünkü daha önce hiç maske giymemiş kişilerin maske takması risk yaratabilir.
DK: Nasıl riskler bunlar?
CL: Diyelim işinize veya bir parka gittiniz ve maske taktınız. Bu maskeyi de gün boyunca takıyorsunuz, bu şu demek, ağız ve burun bölümünün önünde bir kumaş, kağıt parçası var. Onu taktığınız sürece bir şey içmek isteyeceksiniz, o maskeyi kaldıracaksınız. Maske hareket ettiği için kaşınacaksınız , o maskeyi düzelteceksiniz. Oysa o maskeyi son derece düzgün bir şekilde takıp çıkarmalısınız.
Eğer bunu yapmazsanız, bu konuda eğitimli değilseniz, kendinizi enfekte etme riskiniz çok fazla. Eğer maske sizi virüsten koruyorsa, bu şu demek: Virüs maskenizin dış yüzeyinde. Ama siz o dış yüzeye dokunursanız, kaşırsanız, düzeltirseniz, zaten enfekte olmuş bir yüzeye dokuyorsunuz demektir. Sonrasında gözünüze dokunabilirsiniz, benim gibi gözlüğünüzü düzeltebilirsiniz.
Enfekte olmuş ellerinizle yüzünüze dokunursunuz. Bu işi daha problemetik hale getirir. Ama Dünya Sağlık Örgütü olarak, bazı noktalarda maske kullanımını faydalı olacağını da düşünüyoruz. Bunu iki adımlı düşünelim. Diyelim ki çok kalabalık bir yerde yaşıyorsunuz, ya da çalışıyorsunuz, bu noktada maske size ek bir koruma sağlayabilir. Ama asıl mesele, maske takın ya da takmayın, ellerinizi temiz tutmaktır. Yüzünüze, burnunuza ağzınıza gözünüze dokunmamaktır. Maske takın ya da takmayın.