Depresyon hemen hemen herkesin hayatında bir kere geçirdiği, oldukça bunaltıcı ve hüzünlü duygu bozukluklarının yaşandığı bir dönemdir. Birçok evresi bulunan depresyonun ilerlemesi durumu, kişide kötü sonuçlara neden olabilecek psikolojik bir sürecin yaşanmasına neden olabilir.
Depresyon çeşitleri nelerdir?
Sıklıkla görülen depresyonun belirtileri herkeste farklı görülmekte. Uzmanlar kişilerde görülen depresyonun türünü belirlemek için çeşitli testler yapar ve bazı bulgular ararlar. Çıkacak olan sonuçtaki bir belirti, depresyonunuzun türünü işaret edebilir.
Anksiyete sıkıntısı: Aşırı huzursuzluk ya da olası olaylar ve kontrol kaybıyla ilgili hissedilen duygu durum bozukluğu
Atipik özellikler: Bazı durumlardan anlık mutluluk hissi, uyku hali, iştah kaybı, aşırı duyarlılık ve vücutta ağrı hissi
Karışık özellikler: Yüksek benlik saygısı, fazla konuşma eylemi ve enerjik tutarsızlıklar
Katatoni: İstemsizce yapılan amaçsız ve kontrol edilemeyen hareket ya da hareketsizlik durumu
Melankolik tavırlar: İçerisinde bulunan duruma karşı soğuma, ilgisiz tavır ve beraberinde gelen uyanmada kötüleşme durumu
Mevsimsel depresyon: Mevsim değişiklikleri ve güneş ışığına daha az maruz kalma ile tetiklenen depresyon.
Peripartum durum: Yaygın olarak gebelik ve gebelik sonrası süreçte ortaya çıkan mutsuzluk hali. Halk arasında lohusa dönemi olarak da adlandırılır
Psikotik özellikler: Öz yetersizlik hissiyle beraber gelen hezeyanlar ve halüsinasyon görme durumu
Depresyon için doğru teşhis konulması uygulanacak tedavinin etkili olması açısından oldukça önemlidir. Başka tıbbi sorunlar da bir semptom olarak depresyon hissini beraberinde getirebilir. Bu durumlar arasında ise; bipolar bozuklukları, siklotimik bozukluk, yıkıcı ruh hali düzensizliği bozukluğu, kalıcı depresif bozukluk premenstrüel disforik bozukluk veya bazı reçeteli ilaçların kullanımı yer alabilir.
Depresyonun genel belirtileri;
- Uzun süreli mutsuzluk
- Ağlama nöbetleri
- Başarısızlık hissi
- Öfke patlamaları
- Hobilerde ilgi ve zevk kaybı
- Sevdiğiniz kişilerden uzaklaşma
- İştahsızlık ve hızlı kilo kaybı
- Sebebi olmayan fiziksel sorunlar yaşamak
- Tansiyon düşüklüğü
- Ölümü düşünmek
- Uykusuzluk ya da fazla uyuma hali
- Aşırı yorgunluk
Bu belirtiler genellikle depresyonu olan birçok kişinin iş, okul, sosyal aktiviteler ikili ilişkiler gibi durumlarda kendini belli ederek, şiddetli semptomlar gösterir. Bu süreçte genel olarak uzun vadeli mutsuz ve hayata umutsuz bir bakış hali hissedilir.
Anksiyete ve depresyon ile başa çıkma yöntemleri
Anksiyete atakları genelde, muhtemelen hiç gerçekleşmeyecek olaylar için duyulan kaygılar etrafında meydana gelir. Bur durumda yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, sizde kaygı ı-uyandıran durumu tespit edip, kendinize durumun normal olduğunu sürekli hatırlatın
Anksiyete atağı geçirmeye başlayan kişilerde en sık görülen durum ‘daha kötü ne olabilir ki’ halidir. Eğer bi atak geçirmeye başladıysanız, kalbinizde bir hızlanma olduysa sorunu abartarak üzerine gidebilir, ters tepki yaratabilirsiniz. Böylece işin varabileceği en kötü noktayı görerek ve kendinizi nispeten daha güvenli hissedebilirsiniz.
Anksiyete en etkili yöntemlerden biri tartışmasız ki nefes egzersizi. Panik yaşamaya başladığınız anda sakın nefesini tutmayın. Olduğunuz pozisyonda kalın ve derin derin nefes egzersizi yapmaya başlatın. Zamanla nefes alış verişlerinizde nasıl sakinleştiğinizi göreceksiniz. Eğer nefesinizi nasıl yönlendireceğinize karar veremiyorsanız bir uzman bir nefes terapistinden yardım almayı ve uzman psikoloğa görünmeyi ihmal etmeyin.
Sağlık içinde oldukça önemli olan spor, ruh sağlığı içinde bir o kadar önemli. Her gün düzenli olarak yapacağınız 10 ile 20 dakika arasında ki egzersizler, sizi anksiyete ve depresyon ataklarından koruyacaktır. Unutmayın terlemek ve yorulmak anksiyetenin bilinen en iyi ilaçlarındandır.
Yaşadığınız kaygı atakları sırasında kendinizi kaybettiğinizi düşündüğünüz ve işin içinden tek başınıza çıkamadığınız durumlarda, sevdiğiniz biriyle konuşmayı demelisiniz. Bunu yaparken içinizde oluşan yalnızlık hissinden kurtulacak, farklı fikirler aklınızda oluşan kötü bulutları dağıtacak ve kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
Eğer anksiyete atağı gündüz saatlerinde kendini gösterdiyse, kendinizi kapalı alanda tutmayın. Dışarı çıkmaya çalışın güneşi hissedin, temiz havayı içinize çekin ve nefes alış verişine başlayın. Bu durum hormonlarınızı doğrudan etkileyeceği için kaygınız düşecek ve ataklarınız geçecektir. Unutmayın her şey aslında beyninizde yaşanıyor. Eğer doğru yönlendirebilirseniz kendinizi tedavi edebilirsiniz.
Depresyon ve anksiyete gibi duygu durum bozukluğu olan psikolojik rahatsızlıklarda en ama en etkili yöntem koşulsuz sevgidir. Bu sevgi ise çocuklar ve hayvanlarda oldukça çoktur. Bu yüzden kendinizi kötü hissetmeye başladığınızda, sokakta sizin sevginize ve ilginize karşılıksız kalmayacak bir kedi veya köpeği sevin ya da çocuk parkına gidin ve orada çocuklarla vakit geçirin. Bu durum yani koşulsuz sevginin size nasıl iyi geleceğine inanamayacaksınız.
Güzel kokuların insan psikolojisi üzerindeki pozitif etkisi artık bilimsel olarak da kabul kanıtlanmış bir durum. Siz de kaygı bozukluğu yaşamaya başladığınız durumlarda ya da geceleri uykuya daha rahat geçebilmek için lavanta, yasemin ve vanilya gibi doğal yağların dinginleştirici kokularından yararlanabilir ve sakinleşebilirsiniz.
Anksiyete atakları sırasında tam performansla uyarılmış duyularınızı ve gerilen kaslarınızı gevşetmenin bir diğer yolu da el becerisi isteyen işlerle uğraşmaktır. Hem zihninizdeki karmaşık düşünceleri dağıtan hem de duyularınızı harekete geçiren bir aktivite olan yemek yapmak ise her anlamda gerçek bir anksiyete düşmanıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm bu taktikleri uygulamak ve hangi çözüm yolunun size ne derece iyi geldiğini gözlemlemek, hayatınızın geri kalanını çok daha kaliteli şekilde geçirmenize yardımcı olabilir. Ayrıca her anksiyete atağında, arada bir saate bakarak atağın ne kadar sürdüğünü bir kenara not ederseniz, uzun vadede kendi istatistiğinizi oluşturabilir ve ne kadar ilerleme kaydettiğinizi görebilirsiniz.