Depremin ekonomi üzerinde açtığı yaranın aşikar olduğunu belirten Ülker, “1999 yılındaki deprem, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)’a göre 17 milyar dolarlık bir zarara neden olmuştu. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bu rakamı 15-19 milyar dolar olarak belirlemiş, Dünya Bankası’na göre ise rakam 12-17 milyar dolar olarak ifade edilmişti.” dedi.
TÜSİAD’ verilerine göre depremin ekonomik yükünü vurgu yapan Ülker, “Kayıp 1999 yılı GSYİH’sının yüzde 9’unun, DPT’ye göre yüzde 8 ila 10’unun, Dünya Bankası’na göre yüzde 6,3 ila 9’unun kaybı demek. 10 kentimizi 8 saat arayla vuran 7.7 ve 7.5’lik depremlerin ekonomiye yansıması ise yüzde0.6 ila 2 olarak belirtiliyor. ABD Jeoloji Araştırmaları Merkezi (US Geological Survey), kayıpların Türkiye'nin GSYİH'sının yaklaşık yüzde 2'si olabileceğini tahmin ediyor. Rus medyası ise kayıplar için erken olduğunu .” İfade ediyor
Yüzde 2'lik kayıp
Yaşanan depremin ülkenin turizmine dair olumsuz bir etkisi olmadığını belirtenin Rusya Turizm Endüstrisi Birliği Başkan Yardımcısı Dmitry Gorin, “Deprem Türkiye'nin turistik bölgelerini etkilemedi” ifadelerini kullandı.
Londra merkezli haber ajansı Reuters’a göre ise ”Depremin ekonomiye yansıması özellikle şehirlerin yeniden inşa sürecine bağlı olup. Yaşanan büyük büyük depremlerden etkilenen 10 şehirde yaklaşık olarak 13.42 milyon kişi yaşıyor. Çöken hastanelerin, devasa depremden zarar gören yolların ve iletişim hatlarının yeniden inşası, barınma kaynaklı kısa orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar, milyarlarca dolarlık harcama gerektirecek”
Yabancı şirketlerde yardım yarışında
Ülker depremin ardından eski rayına getirilmesi gereken ekonomik durumla ilgili olarak, “Reuters'ın hesaplamalarına başvurduğu 3 farklı ekonomist depremin milli gelire etkisini 0.6 ila 2 puan arasında kayıp olarak hesaplıyor. Ekonomistler üretimin yüzde 50 oranında aksadığı ve bu düşüşün 6-12 ay gibi bir sürede telafi edildiği bir senaryoyu baz alıyor. Bir yetkili de bu yıl büyümenin ilk tahminlerden deprem nedeniyle 1-2 puan aşağıda kalabileceğini söylüyor. 2021’deki 806 milyar dolarlık milli gelirde en fazla öngörülen yüzde 2’lik kayıp ise 16 milyar dolar olarak ortaya çıkıyor. Türkiye tarihinin en büyük felaketiyle karşı karşıya. Türk iş dünyasının önde gelen kurumlarının, şirketlerinin öncülük ettiği yardım seferberliğine katılanların sayısı giderek artıyor. Cebindeki son kuruşu dahi veren çocuklardan tutun, binlerce kişiye istihdam sağlayan şirketler var gücüyle açılan derin yaraların kapanması için üstün çaba sarf ediyor. Sadece Türk iş dünyası değil, yabancı şirketler de yardım yarışına katılmış durumda. Bu birliktelik sınırları kaldırıyor, farklı fikirleri, dilleri, inançları ve ayrılıkları insanlık şemsiyesinde bir araya getiriyor.” dedi.