Acun Ilıcalı'nın kanalında yayınlanan MasterChef yarışması Temmuz ayında yeni sezonuyla TV8 ekranlarında seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. MasterChef'te Somer Sivrioğlu ve Mehmet Yalçınkaya ile birlikte jürilik yapan ünlü şef Danilo Zanna, Armağan Çağlayan'ın sorularına samimi yanıtlar verdi.
MasterChef Türkiye'nin yeni sezonunun Kurban Bayramı'ndan sonra yayınlanmaya başlayacağını söyleyen Zanna, 'Jüri üyeliği çok güzel ama kıran biri değilim. Çok başarılı gençlere dokunabiliyoruz, mesleki anlamda bir şeyler öğretebiliyoruz. Bu çok güzel bir şey. MasterChef'deki ortam hem bizim hem de yarışmacılar için çok özel' ifadelerini kullandı.
'MASTERCHEF'TE YARIŞMACILARI SEYİRCİLER KADAR GÖRÜYORUZ'
MasterChef'te jüri üyeleri olarak asla taraf olmadıklarını belirten ünlü şef, yemek konusunda geleneksel kuralların olduğunu ve buna göre karar verdiklerini söyledi. Yarışmacılarla stüdyo dışında görüşmediklerini de anlatan Zanna, 'Meslek olarak bazı kuralları var. Bu kurallar çok düz ve tartışamazsın. Ben orta pişmiş istedim, az pişmiş geldi. Bunu görebiliyorsun. Geleneksel yemek kuralları çok net. Bir taraf var yaratıcılık. Bunun üzerinde 3 jüri de kendi vizyonundan değerlendiriyor. Orada aslında bir farklılık oluyor. Yarışmada o kadar yüksek bir tempo içinde gidiyoruz ki, biz de yarışmacıları seyirciler kadar görüyoruz. Daha fazla değil sadece o yarışmada görüyoruz. Fazla sohbet etme fırsatımız olmuyor. Mesela Barbaros'la hesaplasan kaç dakika konuştuk. O da kişisel değil yemek üzerine. O yüzden sevdim yada sevmedim gibi bir fırsat olmuyor. Karakteri çok fazla insanlar tanımıyor' şeklinde konuştu.
'AYRAN İÇMEYE ALIŞAMADIM'
Ayran hakkında ise oldukça şaşırtıcı bir açıklamada bulunan ünlü şef Zanna, 'Ben Türkiye'ye çok alıştım. Türk ve İtalyan kültürleri de çok benziyor. Ancak sadece ayran içemiyorum. Bir içecek olarak seviyorum ama yemek yanında bir türlü içemiyorum. Bu konuda kendimi çok zorladım ama olmadı. Türkiye ve İtalya arasında yemek sofrası farkları var. İtalya'da yemekler tek tek gelir ve yeriz. Türkiye'de ise tüm yemekler aynı anda masada oluyor. Mesela kuru fasulye, pilav, cacık gibi. Buna alışmakta zorlandım. Bir de geldiğimde herkes bana şırdan, mumbar yedirmeye çalıştı. Sanki İtalya'da sakat at yemiyoruz gibi. Aynı buradaki gibi sakat atları yiyoruz ama farklı pişirme yöntemleriyle' dedi.
'BAMYAYI SEVMEMİŞTİM AMA...'
Armağan Çağlayan'ın 'Sevmediğiniz Türk yemeği var mı?' sorusuna yanıt veren ünlü şef, 'Sevmediğim yemek yok. Ama bir restorana gitsem levrek marin söylemem, tercih etmem. İlk dönemlerimde daha önceden tanımadığım için bamyayı sevmemiştim. Ama sonra çok sevdim' ifadelerini kullandı.
'TÜRK ARKADAŞLARIM YANLIŞ CÜMLELER ÖĞRETTİLER'
Türkçe'yi öğrenmeye çalıştığı dönemlerde Türk arkadaşlarının şakalarına maruz kaldığını da anlatan Zanna, 'Türkçe konuşamıyordum, kursa da gittim ama olmadı. Restoran işletmeye başladığım için fırsat olmadı. Bilmediğim şeyleri arkadaşlarıma soruyordum. Onlar bana bambaşka şeyler öğretmiş. Mesela bir kadınla konuşurken bunları söylediğimde çok kötü şeyler oldu. En hafifini anlatırsam, 'Bu akşam buluşalım mı?' yerine 'Bu akşam seni istiyorum' demeyi öğretmişler bana. Bu en hafifiydi çok daha kötü şeyler öğrettiler' diyerek güldürdü'