Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşti.
Toplantının ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gerek toplantı gerek de toplantı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İbrahim Kalın'ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:
CUMHURBAŞKANIMIZA OLAN GÜVEN TEYİT EDİLDİ
Bu seçimler aslında AK Parti'nin aldığı oyu, Cumhur İttifakı'nın aldığı oyu dikkate aldığınızda Cumhurbaşkanımıza olan güvenin tekrar teyit edildiğini bir kez daha göstermektedir.
NİHAİ KARAR YSK'NIN
Seçim sonuçlarıyla ilgili devam eden İstanbul başta olmak üzere hukuki süreç var nihai karar YSK'nındır. YSK'nın vereceği karar da bizim kabulümüz olacaktır. Yapılan itirazlar, sandığa giden seçmen ile onun iradesinin olduğu gibi yansıtılması arasında yaşanmış olan muhtemel ihlalleri, hukuksuzlukları, kasıtlı veya kasıtsız yanlışlıkları ortaya çıkartmayı hedeflemektedir.
İTİRAZDA BULUNMAK DEMOKRATİK HAKTIR
Kalın, ''Cumhur İttifakı'nın itirazda bulunması partilere ve adaylara tanınmış demokratik bir haktır. Bunlar tüketilir, tamamlanır bunlar bittikten sonra YSK'nin vereceği karar bizim için de nihai karardır. O zamana kadar mazbatasını alan başkanlar başkanlıklarına devam ederler ama farklı bir durum söz konusu olursa da hukuki süreç neyi gerektiriyorsa o süreçler işletilir''
TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI MÜCADELE SÜRECEK
Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığımızın iç ve dış güvenliği için sunumlar yapıldı. Tam bir koordinasyon içinde yürütülen faaliyetlerle terörle mücadelede hızlı bir ivmenin kazanıldığını söyleyebiliriz. PKK, YPG, DEAŞ, FETÖ gibi örgütlere karşı yoğun ve kapsamlı mücadelemiz devam edecektir. Terörle mücadele sadece Türkiye içinde değildir. Özellikle MİT'in insani ve teknolojik istihbaratın bütün özelliklerini kullanarak yoğun çalışmalar yürüttüğünü ve sahada çok ciddi başarılar elde ettiğini ifade etmek isterim.
FUAT OKTAY'IN SUNUMU
İçişleri Bakanlığımızın terörle mücadele yanında, uyuşturucu ile mücadele, kamu düzeninin sağlanması, trafikle ilgili çalışmaları ele alındı. Başkan Yardımcımız sayın Fuat Oktay'ın sunumu oldu. Bürokrasinin azaltılması ve e-devletin güçlendirilmesiyle ilgili. Dijital dönüşümün altını çizmek isterim. Türkiye'de burada değişimi ilk göğüsleyen ülkelerin başında geliyor. Vatandaşlarımızın devletle ilgili kamu işlerini yaparken hem başvuru sayısını azaltan bir dijital dönüşüm sürecinden geçiyoruz.
İDLİB MUTABAKATI
İdlib mutabakatının kalıcı olması için çaba gösteriyoruz. 32 kilometrelik güvenli bölge müzakereleri yoğun bir şeklide devam ediyor. Beklentimiz, Münbiç yol haritasının biran önce hayata geçirilmesi ve Fırat'ın doğusunda hiçbir terör unsurunun barındırılmasına müsaade edilmemesi.
İran Dışişleri Bakanı Zarif'in ziyareti arabuluculuk ziyareti değildir, böyle bir arayış yok. Suriye rejimiyle ilgili herhangi bir temasımız söz konusu değil.''
GÜVENLİ BÖLGE TÜRKİYE'NİN KONTROLÜNDE OLMALI
Suriye savaşı boyunca, yaklaşık 8 yıldır devam eden savaş boyunca bu yoğunlukta geri dönüşün olduğu bir başka bölge yoktur. Bu da Türkiye'nin sahadaki başarısını göstermektedir. Münbiç'le ve Fırat'ın doğusuyla ilgili olarak ABD ile yürüttüğümüz görüşmeler devam ediyor.
ARABULUCULUK ARAYIŞIMIZ İDDİALARI YALAN
(Esed yönetimi ile) Arabuluculuk arayışımız söz konusu değil. Rejimle bir temasımız, diyaloğumuz söz konusu değil. Oraya dönük bir mesaj iletmemiz gerektiğinde bunu zaten İran ve Rusya üzerinden yapmaktayız. Bunu da öncelikle sınır güvenliğimizin sağlanması çerçevesinde yürütüyoruz."
ABD ziyaretimizde bu konuları etraflı bir şekilde ele aldık. Beklentimiz Münbiç yol haritamızın bir an önce hayata geçirilmesi. Fırat'ın doğusunda hiçbir terör unsuruna yer verilmemesi. Burada güvenli bölge meselesi öncelik arzediyor. Sayın Trump'ın kamuoyuna açık bir şekilde deklare ettiği 20 mil güvenlik meselesi gündemimizde olmaya devam ediyor. Bizim beklentimiz, talebimiz ve önceliğimiz güvenli bölgenin Türkiye'nin kontrolünde olmasıdır.
SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ
Sayın Cumhurbaşkanımızın Moskova'ya yaptığı ziyarette bu konu Rus mevkidaşlarımızla ele alınmıştı. Şu anda beklentimiz özellikle orada Anayasa Komisyonu'nun bir an önce kurulması ve çalışmalarına BM çatısı altında başlaması.
100 GÜNLÜK İCRAAT PROGRAMI
100 günlük İcraat Programı açıklaması modelinden; çeyrek dönemlik bir takip ve raporlama sürecine geçiyoruz. Her bir çeyrekle ilgili birimlerin yaptığı çalışmalar raporlanacak, Cumhurbaşkanımıza arz edilecek, Cumhurbaşkanımız da bu veriler ışığında ve bundan sonra yapılacak çalışmaları, yılda iki defa bizzat kendisi açıklayacak
KIDEM TAZMİNATI
İşçi, işveren çevrelerimizin tedirgin olmasını gerektirecek bir durum söz konusu değil.
F-35 SORUSU
Bu hafta Hazine ve Maliye Bakanımız sayın Berat Albayrak Milli Savunma Bakanımız ve benim temaslarım oldu. Bu konuları mevkidaşlarımızla görüştük. S-400'lerin alınması halinde birtakım yaptırımların olacağına dair bir takım ifadelerin Amerikan makamlarından yapıldığını gördük. Türkiye'ye dönük bu tür tehdit, şantaj, yaptırım dilinin ters tepeceğini ifade ettik. Karşılıklı güven, çıkarların korunması, ortak değerler ve hedefler üzerine inşa edilmelidir. Bunun dışında tek taraflı dayatmacı söylemleri kabul etmemiz mümkün değil. Dışişleri Bakanımız sayın Mevlüt Çavuşoğlu, NATO toplantılarında bir teknik heyet kurulması teklifinde bulundu. Bu heyet NATO şemsiyesi halinde böyle bir riskin olup olmadığını inceleyecek. Eğer gerçekten Amerikalıların nezdinde böyle bir endişe varsa, bunu gelin NATO şemsiyesi altında şeffaf, nesnel bir araştırma komisyonu ile hep beraber ortaya çıkartalım. Bunun gereğini yapalım. Parçası olduğumuz F-35 programın tehlikeye atılmasını tabii ki istemeyiz, kabul etmeyiz. Bir ön hükümle daha böyle çalışma yapılmadan bu sonuçlara varılması elbette doğru olmaz. Türkiye'nin S-400 kararı bir gecede verilmiş karar değildir.
TÜRKİYE F-35 TEKNOLOJİSİNİN ORTAĞI
Türkiye tabii ki F-35 teknolojisinin bir ortağıdır, sadece müşterisi ve alıcısı değildir. Bunun bir parçası olmak öncelikli hedefimiz ve hakkımızdır. S-400 meselesinin merkezinde yer alan teknoloji transferi konusunda beklentimiz müttefiklerimizin bu yolu açmalarıdır. Türkiye'nin teknoloji transferinde dışlanması elbette kabul edilemez. İHA'larımızı, SİHA'larımızı, merminin ötesinde toplarımızı, tanklar, helikopterlerimizi üretiyoruz. Egemen bir devlet olarak hangi ülkeden hangi sistemi alacağımıza biz karar veririz. Bunu yaparken de elbette müttefiklerimizle hareket etmek isteriz. Bunları bize 'ya o ya bu' şeklinde dayatılması tabii ki kabul edilebilecek bir durum yok. Bu meseleyi çözmek için görüşmelerimiz devam edecek. Umarız tehdit, yaptırım gibi mecralara kaymaz.
Son Dakika Gündem Haberleri için aşağı kaydırın.