Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında 15 Temmuz'da şehit olan 253 vatandaşın hesabını sormaktan vazgeçmeyeceklerini belirterek, "15 Temmuz'da 253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecek. Yurt dışına kaçan alçakların peşini de bırakmayacağız. Son FETÖ'cü hain hesap verene kadar enselerinde olacağız." dedi.
Erdoğan, FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü vurgulayarak, şunları söyledi:
"Değerli hakim ve savcılarımız, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne hoş geldiniz. İran'dan üzücü haber aldık. Sayın Reisi ve beraberindekilerin helikopter kazasında vefa ettiklerini öğrendik. Reisi'ye ve diğer yetkililere Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Şahsım ve milletim adına İran halkına baş sağlığı diliyorum. Tüm imkanlarımızla arama kurtarma çalışmalarına katkı vermeye hazır olduğumuzu belirttik. Akıncı ve helikopterimizi bölgeye sevk ettik. Kurtarma ekiplerimiz de bölgeye intikal etti. İranlı kardeşlerimizin bu süreci kadim şekilde yöneteceklerine yürekten inanıyorum.
Merhum Reisi'yi Ocak ayında misafir etmiştik. Bölgemizi ilgilendiren konularda çok yakın diyalog içinde olmuştuk. Verdiği çabalara bizzat şahitlik ettik. Kendilerini şükran ve minnetle yad ediyorum.
Türkiye olarak biz de her zaman olduğu gibi dost ve kardeş İran halkının yanında olacağız.
YARGI KURA TÖRENİ
Bugün 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni vesilesiyle bir aradayız. Yargı adaylarımızın bir kısmının kurasını çekeceğiz. 1044 hakim ve savcımızı ülkemizin dört bir yanındaki görev yerlerine yolcu edeceğiz. 81 vilayeti ile bu ülkeyi çok sevmelerini istiyorum. İnşallah gittikleri yerlerde adalet sancağını yücelteceklerine inanıyorum. Bugünkü törenle 25 bine yaklaştırıyoruz hakim savcı sayımızı. 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2 buçuk kattan fazla artırdık.
Adalet teşkilatımızın personel sayısı 61 bin iken bugün 204 bini buldu. Adalet camiamıza güçlü destek verdik. Merdiven altı sistemden bugünkü koşullara ulaştık. Mahkeme kararlarındaki hataları en aza indirmek amacı ile istinaf mahkemelerini kurduk. Adalet kurumlarının modern mekanlar olmasına hassasiyet gösterdik.
Bina ve kadro haricinde kanuni düzenlemeler ile hukuk devletini güçlendirdik. Yargının bağımsız hareket edebilmesinin yasal altyapısını oluşturduk. Engel teşkil eden vesayet araçlarını ortadan kaldırdık. Çok geniş yelpazede adalete erişimi kolaylaştıran tarihi reformlara imza attık. Güven veren ve erişilebilir adalet ile çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Medeniyetimizin temel direği adalettir.
"YURT DIŞINA KAÇAN ALÇAKLARIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ"
Adalet suçunun hapiste masumun dışarıda olmasıdır. Cezasızlık algısının yaygınlaşması toplumsal barışı dinamitleyecektir. Tecelli eden adalet birliğimizin huzurumuzun güvencesidir. Her mahkeme kararı sonrasında hak yerini buldu anlayışı ne kadar güçlenirse toplum da kendini emniyette hisseder. Hakkın yerini bulmasının önemi tartışma götürmez. Ülkemizdeki darbe geleneği ile de hesaplaştık, darbecilerin yargılanmasını sağladık. İlk defa milli iradeye karşı çıkan darbeciler yargılandı, cezalarını aldılar. 12 Eylül ve 28 Şubat'ta demokrasiye darbe yapanlar bağımsız Türk mahkemeleri tarafından da mahkum edildi. Aynı durum 15 Temmuz darbe teşebbüsü için de geçerlidir. 253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecek. Yurt dışına kaçan alçakların peşini de bırakmayacağız. Son FETÖ'cü hain hesap verene kadar enselerinde olacağız.
"HUKUK BUNLARDAN HESAP SORMAK ZORUNDADIR"
Vatanımızın bekasına, vatandaşın huzuruna kim kastederse karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik yine çekinmeyeceğiz. Görevi huzuru sağlamak olanların darbe şartlarının olgunlaşmasını beklediği günler artık geride kalmıştır. Antidemokratik yollara başvuranların varacağı tek yer hukuka hesap vermek olacak. 6-8 Ekim olayları ilgili mahkeme kararların bu zaviyeden değerlendiriyoruz. Bu hadise asla protesto gösterisi değil 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü terör kalkışmasıdır. Devlete karşı bir isyan girişiminde bulundular. 35 il 96 ilçede sokaklar dükkanlar, okullar ateşe verilmiş masumların kanı akıtılmıştır. Katledilenler arasında 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları vardır. Hukuk elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilmesi her şeyden önce demokrasiye ve hukuka hakarettir. Haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan memnuniyet duyuyoruz.
Yargımızın tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruması ilk ve öncelikli şarttır. Adalete güveni ne kadar sağlam inşa edersek ekonomide o kadar hızlı mesafe alırız. Yaşanan ve yaşanacak sıkıntıların bizi yavaşlatacağını asla göz ardı etmiyoruz. Adalet alanındaki reformu kritik önemde görüyoruz. Bundan sonra da yeni adımlar atmayı sürdüreceğiz."