Toplantıda yaptığı konuşmada, Yılmaz, Türkiye'nin dezenflasyon sürecini başarıyla yürütmekte kararlı olduğunu vurguladı. Dezenflasyonun, yani enflasyon oranlarının düşürülmesi sürecinin ekonomik istikrarın sağlanmasında kilit bir rol oynadığını ifade eden Yılmaz, "Bir yandan dezenflasyon sürecimizi sürdürürken, diğer yandan istihdamı korumayı ve artırmayı hedefliyoruz" dedi. Yılmaz, enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların, iş gücü piyasasında olumsuz etkiler yaratmaması için dikkatli bir denge gözetileceğini belirtti.
İstihdamı Artırma ve Koruma Stratejisi
Cevdet Yılmaz, Türkiye ekonomisinin büyüme ve istihdam yaratma potansiyelini korumasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bu doğrultuda, özellikle gençler ve kadınlar için daha fazla istihdam olanağı yaratılması ve mevcut istihdamın korunması adına çeşitli politikalar geliştirildiğini dile getirdi. Yılmaz, istihdamın artırılmasına yönelik olarak kamu ve özel sektör iş birliğinde yürütülen projelerin önemine değindi ve bu alanda daha fazla yatırım yapılacağını kaydetti.
İşgücü Uyum Programı'nın Önemi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, İşgücü Uyum Programı'nın Türkiye ekonomisi için taşıdığı stratejik öneme de dikkat çekti. Bu programın, Türkiye'nin küresel ekonomik rekabet gücünü artırmak ve iş gücü piyasasını daha dinamik hale getirmek amacıyla tasarlandığını belirten Yılmaz, "İşgücü Uyum Programı, özellikle sanayi ve hizmet sektörlerinde ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücünün yetiştirilmesine katkı sağlayacak" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın açıklamaları şu şekilde oldu:
"İşsizlikle mücadelede yeni bir merhale olacak programımızın tanıtımı vesilesiyle bir aradayız. Türkiye İş Kurumu “İşgücü Uyum Programı”nın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Eylül ayının ilk haftası güncellenmiş OVP’yi kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz. Programımızın temel amacı enflasyonu düşürmek, istikrar içinde büyümek ve kalıcı refah artışı sağlamaktır. İstihdam OVP’nin ana konularından olamaya devam edecektir. İstihdam, ekonomik ve sosyal bakımdan temel göstergelerden biridir. Bir yandan dezenflasyon sürecimizi sürdürürken, diğer yandan istihdamı korumayı ve artırmayı hedefliyoruz.
Yatırım ve üretimle büyüyen, istihdam ve ihracatla güçlenen bir Türkiye için çalışıyoruz. Türkiye Yüzyılı hedeflerimize ilerlerken beşeri sermayemizi en önemli zenginliklerimizden birisi olarak görüyoruz. Sahip olduğumuz genç, dinamik ve yetenekli nüfusu eğitimden istihdam politikalarına her alanda desteklemekteyiz. Ekonomi programımız kapsamında istihdamı güçlendirirken çalışma hayatında yaşanan küresel dönüşüme de seyirci kalmıyoruz. Yeşil ve dijital dönüşüm iş gücü piyasasında köklü değişimlere yol açarken, çalışanların sürekli yeni beceriler edinmelerini zorunlu kıldığı bir gerçek. Diğer taraftan yenilikçi çalışma modelleri yaygınlaşıyor.
Geleneksel iş yapma biçimlerinin değiştiğini ve iş hayatında yeni bir dinamizm oluşturduğunu görüyoruz. Bu çerçevede, mesleki eğitim başta olmak üzere istihdama ilişkin politikalarımızı şekillendirirken sadece bugünün ihtiyaçlarına bakmıyoruz. Geleceğin oluşturacağı şartları da dikkate alarak programlarımızı şekillendiriyoruz. Örneğin, otomasyon ve yapay zekâ gibi teknolojilerin artan kullanımı, bazı iş kollarının dönüşümüne, hatta ortadan kalkmasına neden oluyor.
Bununla birlikte yenilikçi ve teknoloji odaklı yeni iş alanları doğuyor. Bu dönüşüm çağında istihdamda arz-talep dengesinin sağlanmasına her zamankinden daha fazla önem veriyoruz. Bir taraftan iş arayanlar, diğer taraftan çalışan arayanlar… Geçtiğimiz aylarda MEB’in öncülüğünde mesleki eğitim çerçevesini çalışma hayatının tüm paydaşlarıyla gözden geçirerek, ihtiyaca cevap verecek şekilde yeniden tasarlamıştık. Temel amacımız eğitim sistemimiz ile işgücü piyasamız arasında çok daha güçlü bir örtüşme sağlamaktır.
Genel eğitim sistemimizin yanı sıra İŞKUR’un düzenlediği eğitimler ve kurslar, iş gücümüzün niteliğini artırmaya ve milyonlarca kişiyi iş ya da işletme sahibi yapmaya devam ediyor.
İŞKUR’un son 20 yıldaki dönüşümü takdire şayandır. Bugün diğer çalışmalarına yeni bir program ekleyerek yoluna devam ediyor. Bugün lansmanını yaptığımız İşgücü Uyum Programıyla insanımıza farklı mesleklerin, beceri ve girişimciliğin kapılarını açarken kariyerlerine ilk adımlarında da destek olacağız. İşgücü Uyum Programı, işgücü piyasasından uzak kalmış vatandaşlarımız; özellikle kadınlar ve gençler için önemli bir fırsattır.
Bu programın merkezinde, iş hayatına katılım sağlayamamış, ancak potansiyeli olan vatandaşlarımızı iş dünyasına entegre etmek var. Program ile çalışma hayatında vatandaşlarımıza yeni fırsatlar sunulacak, eğitimler almaları ve aynı zamanda tecrübe kazanmaları sağlanacak. Eğitim konuları finansal okuryazarlıktan etkili iletişime, iş sağlığı ve güvenliğinden kariyer yönetimine geniş bir yelpazede kişisel gelişim imkânı sunacaktır.
Çalışma alanları arasında;
- Geri dönüşüm ve atık yönetimi,
- Engelli, yaşlı, hasta ve çocuk bakımı,
- Doğal yaşam alanlarının restorasyonu ve ağaçlandırma,
-Tarımsal üretim ve hayvancılık gibi alanlar bulunacaktır.
İşgücü Uyum Programı kapsamında çalışma hayatına adım atan vatandaşlarımız yarı zamanlı çalışma hakkına sahip olacak. Böylece program kapsamında bir taraftan kamu kurumunda tecrübe edinirken aynı zamanda başka bir işte daha çalışmaları mümkün olacak. Programın ilk 4 haftası 5 gün, geri kalanında haftada 3 gün çalışarak 140 fiili gün sürmesi planlanıyor. Katılımcılara günlük net asgari ücret ödenecek ve kısa vadeli sigorta primleri (%5,5 prim oranı) sağlanacaktır. İşgücü Uyum Programı’ndan öğrencilerimizin faydalanmasının da önünü açıyoruz.
Üniversite öğrencilerimiz eğitimlerine devam ederken, bir taraftan da çalışma hayatında tecrübe kazanacak ve harçlıklarını çıkarabilecekler.
Program, daha az maliyetle daha fazla kişiye ulaşma imkânı sunacak ve iş arayanların yeteneklerini geliştirerek özel sektörde iş bulmalarını kolaylaştıracaktır.
Bu yeni yaklaşımla, hem iş gücü piyasamızı daha dinamik hale getirecek hem de vatandaşlarımızın kariyerlerinde sağlam adımlar atmalarını sağlayacağız.
İŞKUR, istihdamı artırmak ve işgücü piyasasına geçişi kolaylaştırmak amacıyla daha önce de çeşitli programlar hayata geçirmişti. Bunlarla ilgili “Etki Değerlendirmesi” yaptık ve sonucunda yeni yaklaşımlar geliştirdik. “Toplum Yararına Programlar” gibi aktif iş gücü programlarından etkinlik ve verimlilik çıktıları alınmış, işgücü piyasası için en faydalı olacak şekilde değişikliğe gidilmiştir. Toplum Yararına Programlar’a artık sadece afet ve acil durumlarda başvurulacaktır.
Bugün başlattığımız İşgücü Uyum Programı ise içerik itibariyle çok farklı…
Zamanın ruhuna uygun, yeni bir perspektifle tasarlanan İşgücü Uyum Programı, çalışmaya adım atmayı kolaylaştırıcı, cesaretlendirici ve yol gösterici olacaktır.
Vatandaşlarımızın becerilerini geliştirerek farklı sektörlerde iş bulma şansını artıracaktır. İşgücü Uyum Programı, Eylül ayında açıklayacağımız 2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program hedefleriyle de örtüşecek şekilde hazırlanmıştır. 12. Kalkınma Planımız ve OVP doğrultusunda güçlü ve sürdürülebilir bir işgücü piyasası oluşturmak, istihdamı artırmak ve işgücümüzü daha nitelikli hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz.
İşgücü Uyum Programı’nın, işsizlikle mücadelede önemli bir araç olarak öne çıkacağına; ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine ve her bir vatandaşımızın refah seviyesinin artmasına katkı sağlamak için Cumhurbaşkanımız liderliğinde yeni politikalar ve projeler geliştirmeye devam edeceğiz. İşgücü Uyum Programı’nın geliştirilmesinde emeği geçen başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız’a, ekibine ve Türkiye İş Kurumu çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Her yıl milyonlarca insanımızın kariyer yolculuklarına sağlam bir temel atmasına vesile olan İŞKUR’u tebrik ediyorum.
Programın ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum."