Başkan Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, 'Yeminli Türkiye düşmanlar' diyerek yaşanan olaylara değindi. Bu sözden yola çıkarak Türkiye'yi karıştırmak için yapılan bazı operasyonları haberimizde sizler için derledik.
Haber365 | Özel - Fatmanur ARSLAN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye düşmanlarının desteğine mahir olmak için canhıraş bir uğraş içinde. Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyorlar.'' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Türkiye'ye karşı oynanan kumpaslara değindi. Hem iç etkenler hem dış etkenler derken Türkiye Cumhuriyeti hep maskesini gizlemiş kişiler tarafından yok edilmeye çalışıldı. Artık bu durum maske takarak değil de alenen açık şekilde yapılmaya başlandı. Muhalefet partileri algı operasyonlarından bir türlü vazgeçmiyor, ama her algı operasyonları ellerinde patladı. Daha geçtiğimiz günlerde Katar'lı öğrencilerin sınavsız üniversiteye gireceği haberi herkes taraftan büyük tepkilere sebep olmuştu.
NE OLMUŞTU?
YKS'ye saatler kala Sözcü ve T24 Gazetesi iki ülke arasında imzalanan askeri iş birliği anlaşmasını, ''Katarlı gençlere Türkiye’de sınavsız tıp eğitimi hakkı verildi'' başlığı ile okurlarına yayınlamış oldu. Yayınlanan haberde 'askeri personel ve askeri öğrenciler' ifadesi yerine 'Katarlı gençler' tanımı yerleştirildi.
Türkiye ile Katar arasında 2 Mart 2021 tarihinde ''Askeri sağlık alanında eğitim ve iş birliği'' protokolü isimli bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma sonrasında algı oluşturmak isteyen Sözcü gazetesi ve T24 gazetesi Katarlı öğrencilerin sınavsız üniversitelere gireceğini haberini paylaşmıştı. Bu durumu fırsat bilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından paylaşımda bulunmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Kendi gencine bu kadar sevgisiz bu kadar saygısız bir iktidar işte. Hiç mi utanmıyorsunuz bunları yaparken ey AK Parti? Aranızda biriniz çıkıp da bu adaletsizdir diyemedi mi? Bizim çocuklar o okullara girebilmek için bütün gençliklerini heba ediyor!'' paylaşımında bulunmuştu.
THY İKİ BİN 500 ÇALIŞANINI İŞTEN ÇIKARTTI
Geçtiğimiz haftalarda YKS, sınavına bir gün kala yine aynı haber siteleri Türkiye'de Katarlı öğrencilerin sınavsız üniversite okuyacağına dair haber paylaşmıştı. Bu asılsız habere bir yenisi olaraktan THY'nin iki bin beş yüz işçiyi çıkarttığını iddia edilmişti.
Bunun üzerine THY Basın Müşaviri Yahya Üstün, yapılan bu algı operasyonuna karşı konuya açıklık getirmişti.
THY Basın Müşaviri Yahya Üstün konuya dair sosyal medya hesabı Twitter aracılığı ile yaptığı açıklamada, ‘’Pandemi sürecinde hem şirketimizi hem de çalışma arkadaşlarımızın istihdamını korumak amacıyla Türk Hava Yolları A.O. ve yetkili sendika arasında bir protokol imzalanmıştır. Bu protokolü kabul etmeyen 24 çalışanın iş akdi 1 Temmuz itibarıyla sonlandırılmıştır.’’ ifadelerine yer vermişti.
KUMPASI MİLLETİMİZLE BELTARAF ETTİK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında her türlü algıya her türlü kumpasa karşı milletimizle beraber başa çıktık ve kendi kazdıkları kuyuya düşmüş oldular diyerek devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz. Fakat hedeflenen sonuçlar ile bu sonuçlar arasında dağlar kadar fark vardır. Gezi olaylarındaki amaç neyse, ekonomimize yönelik saldıralar da amaç da odur. 15 Temmuz darbe girişiminin gerisindeki sinsi gaye ile ekonomimizi sıkıntıya sokma gayesi aynıdır. Güya ağaç, çevre diyerek yola çıktılar. Sonra işi ülkemizin tüm kalkınma projelerinin durdurulması, milli politikalardan vazgeçilmesine kadar götürdüler. Biz buradaki oyunu gördük ve kararlı bir duruş sergileyerek bu oyunu bozduk. Ardından FETÖ'nün 17/25 Aralık kumpasını devreye soktular. Bu kumpası da milletimizle boşa çıkardık.''
NE OLDU?
15 Temmuz hain darbe girişimi, darbecilerin verdiği ad ile Harekat Yıldırım veya Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafınca gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsüydü.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklanmıştı. İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü jandarma tarafından kapatıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı. Ankara'nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı, Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi darbeyi gerçekleştiren askerler tarafından rehin alınmıştı.
Yaşanan bu alçak darbe üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk'te FaceTime aracılığı ile gerçekleştirdiği bağlantıda darbecilere hiçbir şekilde imkan tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etmişti. Tüm vatandaşlar gözleri kapalı, yürekleri açık şekilde çağrının ardından, Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlenmişti.
16 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda askerî darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, 1491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.
17/25 ARALIK OPERASYONU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye diz çöktürme, vatandaşı pes ettirme ve karanlık senaryoları hayata geçirme gayretlerinin bu kutlu mücadelelere rağmen sona ermediğine dikkat çekti...
Türkiye'de önemli bir kesim tarafınca cumhuriyet tarihinin en geniş çaplı ve en büyük yolsuzluk operasyonu olarak görülen bir kesim tarafından da hükümeti devirme teşebbüsü olarak nitelendirilen 17-25 Aralık'ta yaşananların üzerinden tam 8 sene geçti.
17 Aralık 2013 tarihinin sabahın da 'rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık' gibi suçlamalarının yöneltildiği birçok kişi dönemin Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç'in talimatıyla, gözaltına alınmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, soruşturmayı hükümeti ve ekonomiyi hedef alan siyasi bir operasyon olarak değerlendirdi. Hükümet yetkilileri yaptıkları açıklamalarda operasyonun arkasında Gülen Cemaati'nin olduğunu öne sürerek devleti ele geçirmeye çalışan bir 'paralel yapı' olduğunu iddia etmişti.
BU PARTİ MİLLETİN PARTİSİDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi kurarken ''Bu parti milletin partisidir'', iktidara geldiklerinde de ''Milletimiz ne istiyorsa, ne bekliyorsa onu yapacağız'' konuşmalarını anımsatarak şu şekilde devam etti:
''Girdiğimiz her seçimde sadece ve sadece milletimize güvendik, milletimizden destek bekledik. Sırtını karanlık mahfillere dayayarak efelenenler, sandıkta dersini alırken, milletimiz bizi hep iktidarda tutarak, itimadını gösterdi. Özellikle son 8 yıldır ülkemizle birlikte partimizin ve şahsımızın da yaşadığı kesintisiz saldırı sürecinden, milletimizden aldığımız güç ve destek sayesinde dimdik çıkmayı başardık. Hatırlarsanız, fitili ilk Gezi olaylarıyla ateşlediler. Batılı medya kuruluşlarının gece gündüz canlı yayın yaptığı, ayaküstü bin yalanın aynı anda söylendiği olayları hatırlıyorsunuz değil mi? Güya 'ağaç' diyerek, güya 'çevre' diyerek yola çıktılar, sonra işi ülkemizin tüm kalkınma projelerinin durdurulması, istiklalini ve istikbalini temsil eden milli politikalarından vazgeçilmesi talebine kadar götürdüler.''
NE OLMUŞTU?
Gezi Parkı'nda Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında ağaçların başka yere taşınacağı gerekçesiyle bir grup tarafından 27 Mayıs 2013'te başlatılan eylem, ülke geneline yayılarak o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve hükümeti hedef aldı.
TERÖRİSTLERİ AÇTIKLARI KUYULARA GÖMDÜK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, buradaki oyunu gördüklerini ve kararlı bir duruş sergileyerek tuzağı bozduklarını ifade ederek, sözlerini açıklamalarına şu şekilde devam etti:
''CHP'nin borazanlığını yaptığı bu süreci, mahalli seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini gölgelemek için kullanmaya çalıştılar. Bunun için çevirmedikleri fırıldak kalmadı ama milletimizin dirayeti ve kararlılığı sayesinde her iki seçimde de hüsrana uğradılar. Sonra PKK sahne aldı. Bazı il ve ilçelerimizde çukurlar kazarak, masum insanları canlı kalkan olarak kullanarak, kendilerince bir senaryoyu uygulamaya koydular. Yine milletimizle omuz omuza vererek, kahraman polislerimizin, jandarmalarımızın ve askerlerimizin fedakarca mücadelesiyle teröristleri açtıkları kuyulara gömdük.'' dedi.
ERDOĞAN: SALDIRILARA KARŞI HAZIRLIĞIMIZI ÖNCEDEN YAPMIŞTIK
Türkiye'ye diz çöktürme, milleti pes ettirme ve karanlık senaryoları hayata geçirme gayretlerinin bu kutlu mücadelelere rağmen sona ermediğine ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Terör örgütlerini kullanarak kan dökmek suretiyle Türkiye'yi rayından çıkartmayı başaramayanlar, bu defa daha sinsi yol ve yöntemlere yöneldiler. Yeni hedef ekonomimizdi. Gece yarısı operasyonlarıyla döviz kurunu harekete geçirerek kur üzerinden faizleri ve enflasyonu yükselterek, ülkemizi ekonomik krizlerin altında ezmek için defalarca atağa kalktılar. Biz, yurt dışındaki altınlarımızın tamamını ülkemize getirmek ve döviz rezervlerimizi güçlendirmek suretiyle bu saldırılara karşı hazırlığımızı önceden yapmıştık. Aldığımız ilave tedbirler, kurduğumuz dengeleyici mekanizmalar ve uyguladığımız güçlü ekonomi politikası sayesinde hamdolsun bu süreci de en az hasarla atlattık.
Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ama hedeflenen sonuçlarla bu sıkıntılar arasında dağlar kadar fark vardır. Buradan bir kez daha ifade ediyorum Gezi olaylarındaki amaç neyse ekonomimize yönelik saldırılarda ki amaç da odur. Çukur eylemlerindeki niyet neyse kur, faiz, enflasyon üçgeni üzerinden kurulan oyun da aynıdır. 15 Temmuz darbe girişiminin gerisindeki sinsi gayeyle ekonomimizi krize sokma planlarındaki hedef aynıdır. Biz de diğer saldırılara ve tuzaklara hangi karşılığı vermişsek ekonomide de aynı mukabeleyi ortaya koyduk. Salgın dönemi, bize bu tuzakları kuranların, aslında ne kadar kırılgan ekonomik, siyasi, sosyal bir yapıya sahip olduklarını açıkça göstermiştir.''
NİYETLERİNİ GİZLEME GEREĞİ DAHİ DUYMUYORLAR ARTIK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 2023 hedefleri, 2053 vizyonu ve 19 senelik emeğin ürünü güçlü altyapısı, bölgesel ve küresel liderlik konumu ile son bir asırdaki en güçlü yürüyüşünü gerçekleştirdiğini ifade etti.
ALLAH'IN YARDIMI VE MİLLETİN DESTEĞİ...
Allah'ın yardımı ve milletin desteği ile bu yürüyüşü mutlaka zaferle neticelendireceklerine inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu şekilde devam etti:
''Dünyanın siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri olarak en güçlü ülkeleri arasına girmek için önümüzdeki 2023 virajını kazasız, belasız dönmemiz gerekiyor. Bu bakımdan 2023 seçimleri çok önemli hale gelmiştir. Nitekim karşımızdakiler de bu durumun farkındalar ve tüm güçleriyle 2023 için hazırlanıyorlar. Bunca zamandır Türkiye'ye diz çöktürememenin öfkesi içinde olanlar, önümüzdeki seçimlerle ilgili niyetlerini gizleme gereği dahi duymuyorlar. Terör örgütlerinden asırlık acılara, ekonomik tetikçilikten gizli ambargolara kadar her konuyu kullananlar, seçimler için muhalefete de açık çek vermiş gözüküyorlar. Muhalefetin giderek pervasızlaşan, çirkinleşen, özellikle arsızlaşan, buram buram kin ve nefret kokan üslubu, aslında 2023 ile ilgili telaşlarını da ele veriyor. Milletimizin geçmişini çok iyi bildiği için ülke yönetiminden ısrarla uzak tuttuğu bu faşist zihniyet, bu karanlık projenin sözcülüğüne soyunmuştur.''
SEÇİM KARDEŞLİĞİ YAPTILAR
Eli kanlı terör örgütüne alenen destekleyen ve her seferinde PKK'yı savunan PKK'nın Meclis'te sözcülüğünü yapan HDP ile 2018 seçimlerinde ortak gidilmişti.
Geçtiğimiz günlerde PKK'nın sözde sorumlularından olan Duran Kalkan, bir video yayınlayarak, Partisinin Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu'na atıfta bulunarak, ''HDP'nin nasıl yönetim olacağı tartışılmalı. Yönetime nasıl geleceği, kimlerle yönetimi nasıl paylaşacağı tartışılmalı. Biz PKK olarak destek veririz.'' Bu videoda bizlere gösteriyor ki 'İttifak Kardeşler' seçimlerdeki başarılarını PKK'ya borçlu..
YEMİNLİ TÜRKİYE DÜŞMANLARI...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün geçekleştirmiş olduğu AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda, ''Yeminli Türkiye düşmanları.'' derken tam olaraktan bunlardan bahsediyormuş. Oynanan her türlü algıya, her türlü operasyonlara karşı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları dünde olduğu gibi bugünde bu tür alçak oyunlara gelmeyecek ve devletinin her zaman yanında olacak...