Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Partisinin İl Başkanları toplantısına katıldı.
Burada yurt gündemine ve İzmir depremine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları tam olarak şöyledir:
HALA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKEN 6.7 MİLYON KONUT VAR
Erzincan depreminde 33 bin vatandaşımız rahmetli olmuştu. CHP'nin Sözcüsü'nün dedesi de İçişleri Bakanı'ydı. Kalkıp da geriye bakıp neler olmuş bunu sorgulama hassasiyetini göstermeyen bu zihniyet, kalkıyor bu yalan yanlış ifadeleri kullanabiliyor.
TOKİ'ye çok önemli yetkiler verdik. İzmir'le ilgili süratle bir adım daha attık.
Stoklarımızda 1000 konteynır vardı, onları da yine İzmir'de kullanıyoruz. Biz gelene kadar sadece 43 bin konut yapan TOKİ'nin 18 yılda tamamladığı ve halen inşa ettiği 975 bin konut bu alan devrimdir.
Bu şekilde başlayan konut atılımı ülkemizde önemli bir dönüşümü sağlamıştı. Ancak hala dönüştürmemiz gereken 6.7 milyon konut bulunuyor.
100 BİN KONUT PROJESİ
İzmir'de depremin olduğu bölge sulak bir bölge. Tarım-Ormancılığa ait bölgeyi rezerv alan yapılacak olan konutlara tahsis ettik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız o 1.4 milyon m2 alanda inşaata başlayacak. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın.
Öncelikli olarak belirlediğimi 1.5 milyon konutu önümüzdeki 5 senede inşa etmek istiyoruz. TOKİ ile bu yıl 100 bin konut inşaatına başlamıştık. Önümüzdeki yıl da 100 bin konuta başlıyoruz. Riskli yapı olarak ilan ettiğimiz 688 bin birimde tahliye ve yıkımları tamamladık.
Riskli yapı tespiti yapılan 1.5 milyon yapı için kentsel dönüşüm çalışmaları için vatandaşlarımıza 15.5 milyar liralık destek verdik. Hiçbir meblağ insanımızın canından kıymetli değildir.
İstanbul başta olmak üzere bu süreci hızlandırmamız gerekiyor. Ülkemizi deprem başta olmak üzere tabii afetlere hazırlıklı olmak için çalışmayı sürdüreceğiz.
Afet ve Acil Durum Yönetmeliğini güncelliyoruz. Çok hızlı ve etkin bir müdahale ile vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz. AFAD'dan UMKE'ye her kurumumuz kendi görev alanında çok güçlü bir altyapı ve yetişmiş insan kaynağına kavuşmuştur.
ÜYE SAYIMIZIN ARTMASI GEREKİR
AK Parti, Türkiye'nin en çok üyeye sahip siyasi partisidir. Diğer partilerin üyelerini toplayın 3 ile 5 ile çarpın, AK Parti'ye yetişemiyor. Üye sayımızın sürekli artması gerekir.
2020'ye girerken, her yıl 1 milyon yeni üye hedefiyle kolları sıvadık. AK Parti'nin 19 yıllık tarihinde en yüksek üye kaydını gerçekleştirerek 1 milyon yeni üye hedefine ulaşıyoruz.
Salgın şartlarının getirdiği zorluklara rağmen 11 milyon 200 bin üye sayısına ulaşmış bulunuyoruz. Üyelerimiz kollarını açarak el ele verseler Türkiye'nin bir ucundan diğerine insan zinciri oluşturabiliriz.
HİÇBİR AK PARTİ TEMSİLCİSİ MİLLETTEN KOPUK YAŞAYAMAZ
Bu tablo milletimizin geleceğini hala AK Parti'de gördüğünün işaretidir. Üyelerden bir kısmı parti binalarımıza kendileri gelerek kayıt yaptırmıştır. Her iki kişiden birinin oyunu alan bir partinin her 7 kişiden birinin üyesi olması tabidir.
Biz insanların parti binalarımıza gelmesini bekleyen bir anlayışta olmadık. Her kesimden insanımızın evine, iş yerine her gün bizzat gitmeliyiz. Buralarda onlarla muhabbet etmenin, dertlerini dinlemenin, çözüm üretmenin, insanımızın gönlünü almalı, yaptıklarımızı anlatmalıyız.
Milletle arasına duvar ören, insanları küçümseyen AK Partili varsa fuzuli şagil, haksız işgalci demektir. Hiçbir AK Parti temsilcisi milletten kopuk yaşayamaz.
Bugün 19 yıl önce söylediklerimizi tekrarlıyoruz; artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Milletimizin özlem ve taleplinden doğan AK Parti'nin kumaşını milletin dokuduğunu söylüyoruz. AK Parti'nin 19 yıldır ayakta kalmasının sırrı budur. Nerede olduğumuzu, nerede durduğumuzu iyi bilmek zorundayız. İnsanlık tarihine büyük yürüyüşler yön vermiştir.
Hz. İbrahim'in Harran'dan Filistin'e, Hz. Musa'nın Mısır'dan Kızıldeniz'e, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye yürüyüşü böyle bir yürüyüştür. Size ve 11 milyon 200 bin üyelerimizin her birine güveniyorum.
ORMAN VARLIĞIMIZI 22.7 MİLYON HEKTARA ULAŞTIRDIK
AK Parti olarak her üyemizi diktiğimiz fidanlarla karşılamamız rastgele bir tercih değildir. Bu ülkede çevrecilik adına yatırımlarımızı, kalkınmamızı engellemeye yönelik faaliyetler yürütüldü. Pek çok projemize özellikle karşı ulusal ve uluslararası kampanyalar yürütüldü. Bunlara baktığımızda hiçbirinin çevre hassasiyeti olmadığını görüyoruz. Kampanyalarını finanse eden yapıların Türkiye'nin gelişmesini engellemek olduğunu bildiğimiz için hiçbirini umursamadık.
Çevrenin korunmasına en büyük yatırımları biz yaptık. Belediye başkanlığım sürecinde İstanbul çöl gibiydi, refüjler dahil ağaçlandırma çalışmalarını biz yaptık. Milyarlarca fidan, ağaç dikimini biz yaptık. En kapsamlı düzenlemeleri biz yaptık. En etkili uygulamaları biz hayata geçirdik. Ülkemizde 4.7 milyar fidanı toprakla biz buluşturduk. Bunun için yıllık fidan üretimimizi 75 milyondan 350 milyona çıkardık. Orman varlığımızı 1.9 milyon hektar artırarak 22.7 milyon hektara ulaştırdık.
Orman yangınlarıyla mücadelede dünyanın en başarılı ülkelerinden biri durumundayız. Teröristler boş durmuyor. Baktılar ki 'insanları öldürmekte başarılı olamıyoruz', her canlı gibi sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar. Bu teröristler benzini dökerek İskenderun'da, Hatay'ın ilçelerinde bu ağaçlarımızı ,ormanlarımızı yaktılar. Ciddi mücadeleler yapıldı, hala daha devam ediyor.
STOKÇULUK YAPANLARA GÖZ YUMAMAYIZ
Türkiye'nin 11 ilinde 81 milyon m2 millet bahçesi yapma sözü verdik. 77 ilimizde 50 milyon m2'yi bulan millet bahçesinin yapımına başladık 35'ini milletimizin hizmetine sunduk. 2020'nin 11 ayında 17.1 milyar liralık tarımsal destek verdik. Ana muhalefetin başındaki zat, 'Çiftiçlerimiz aç' diyor ya, defaatle söylememize rağmen anlamıyor, duymuyor. Anlamak da her yiğidin karı değil. Bizim, buğday üretimimiz kendi tüketimimizin üzerindedir. Niye ithalat yapılıyor?
Biz buğdaydan makarna, un üretiyor, ihraç ediyoruz. İhraca yönelik bir ithaldir bu. Anlamaz bu işlerden. Sadece iftira atsın. Ayrıca bazı ürünlerde stok yapılarak fiyat yükseltildiğinde ithalat yolunu açıyoruz. Bu tür stokçuluk faaliyetlerine göz yumamayız. Bazıları, Türkyie'nin tohumda dışarıya bağımlı olduğunu söylüuyor. Geçen yılki tohum ihracatımız 155 milyon doları buluyor. Aziz milletime sesleniyorum; geçen yıl sertifikalı tohum üretimizde 1.34 milyon tonla bizden önceki döneme göre 8 kat artmıştır.
Evsel atıkların geri kazanımı konusunda yapıtğımız çalışmalarda yüzde 35'lik seviyelere ulaştık. 100 bin kişiye istihdam sağlayacak bir geri dönüşüm sistemi kurmayı hedefliyoruz. Geri dönüşüm tesisleri konusunda henüz yüzde 13 seviyelerinde olmamıza rağmen yıllık 35 milyar lirayı bulan bir hacim oluştu.Sıfır atık projemiz artıkça plastik atığının azaldığını görüyoruz. Bunlar sıradan işler değil. Bunlar çevreci anlayışın nereye geldiğini gösteren adımlardır. Daha da ileriye gideceğiz. Denizlerimiz, ırmaklarımız, derelerimiz ypaılan kollektör yapılarıyla pırıl pırıl olsun.
Türkiye geçtiğmiz yıl kullandığı elektriğin yüzde 62'sini yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmiştir. Biz iktidara geldiğimzide böyle bir durum var mıydı? Amacımız yenilenebilir enerjkide dünyanın ilk sıralarına yerleşmektir. Bizi çevrecilik üzerinden eleştirenlerde bu hakikatleri bulamazsınız. Bunlar her şeyy gibi çevreyi de kendi kısır anlayışları olarak kullanıyorlar. Yeni üyelerimiz adına diktiğimiz fidanlar çok ama çok anlamlıdır. AK Parti büyüdükçe Türkiye daha temiz çevreye kavuşacaktır.''