Prof. Dr. Deniz Suna Erdinçler, Coronavirüsün tüm yaş gruplarında görülmekle birlikte özellikle 65 yaş üstü bireylerde ve kronik hastalıkları olan kişilerde daha ağır seyrettiğini belirterek, “İleri yaşlarda hastalığın daha ağır seyretmesinin nedeni yaşlanmayla birlikte bağışıklık sisteminin zayıflaması ve eşlik eden hastalık sayısının artmasıdır. Aynı zamanda hastalık seyrinin de gençlere göre daha farklı seyredebileceği akılda tutulmalıdır. Yaşlılarda özellikle ateş bulgusu hiç olmayabilir, onun yerine bilinç değişikliği, uykuya eğilim, bilişsel bozukluklar ve düşmeler görülebilir. Sadece Coronavirüsü salgını değil, diğer infeksiyöz hastalıklar da 65 yaş üstü bireylerde daha ağır seyretmektedir. Bu nedenle hastalığın bulaşmasını engelleyecek önlemler hayati önem taşımaktadır. Bu süreçte en önemli önlem yaşlılarımızın evde kalmasının sağlanması ve mümkün olduğunca temasların azaltılmasıdır. Bu nedenle 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sokağa çıkmalarının kısıtlanması yaşlı bireylerin korunması için olumlu bir adımdır,” şeklinde konuştu.
MEDYADA KULLANILAN DİLE DİKKAT EDİLMESİ ÖNEMLİ
“Yaşlılarımız toplumun en tecrübeli tabakasını oluşturmaktadır ve kültürümüz gereği bizim için çok değerlidirler,” diyen Prof. Dr. Erdinçler, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Özellikle yaşlılarımızı korumak adına alınan bu tedbirler medyada yayınlanırken korkutucu, ürkütücü olmayan ama bu işin önemine değinen sade bir söylem benimsenmelidir. Tüm duyarlı vatandaşların gündelik hayatta bu tedbirleri uygularken yaşlılarımıza saygı çerçevesinde, yaşlılarımızı istismar etmeden ve onları gerçekten önemsediğimizi gösterecek şekilde davranmasını yaşlı psikolojisi açısından önemsemekteyiz. Tüm medya organlarındaki iyi uygulamalar örnek olarak gösterilebilir. Bu salgın döneminde hayatını kaybeden kişilerin yaşlı olması medyada vurgulanırken sanki yaşlılar için ölüm normalmiş algısı giderek artmaktadır. Tüm medya organlarında vurgulamamız gereken şey sadece yaşlıların değil herkesin evinde kalması gerekliliğidir. Ancak bu şekilde yaşlılarımızı koruyabiliriz.”
ÖNERİLERE UYULMASI YAŞLI BİREYLERİN SAĞLIĞI İÇİN ÖNEMLİ
- Dr. Deniz Suna Erdinçler, yaşlı kişilerin bu dönemi sağlıklı bir şekilde evlerinde geçirebilmeleri için önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Yetersiz ve sağlıksız beslenme bağışıklık sisteminde bozulma, infeksiyonlara eğilim, kemik erimesi, kas kaybı, hastalıklardan iyileşmenin gecikmesi gibi olumsuz etkileri vardır. Bu süreçte yaşlı bireyler özellikle beslenmelerine dikkat etmelidirler.
- Öğün sayısı atlamadan günde üç ana, üç ara öğün yemek yemelidir.
- Besin çeşitliliği sağlanması oldukça önemlidir. Süt ve süt ürünleri, et ve benzeri besinler (et, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohumlar), taze sebze ve meyveler, ekmek ve tahıl grubundan besinler tüketilmelidir.
- Yeterli miktarda protein tüketimi sağlanmalıdır. Yaşlı bireylerin protein ihtiyacı gençlere oranla daha fazladır.
- Günlük sıvı tüketimi 1,5-2 litre olmalıdır.
- Dengeli beslenen, bütün besin gruplarından tüketen yaşlının ilave vitamine ihtiyacı yoktur. Yaşlının kullanması gereken tek vitamin D vitaminidir. Bunu da doktorun önerdiği dozda almaları son derece önemlidir.
- Kas kaybının önlenmesi için ev içinde uygulanabilecek kas gücünü ve dengeyi koruyan egzersizler günde 2-3 defa uygulanmalıdır.
- Kronik hastalıklar için kullanılan ilaçlara devam edilmelidir. Yaşlılarımızın kronik hastalıkları için kullandıkları ilaçların rapor süresi uzatılmıştır. Bu sebeple ilaç raporu yenilemek ve reçete yazdırmak için hastanelere gitmelerine gerek kalmamıştır. Sağlık sorunları ortaya çıkarsa Aile Hekimleri ya da ALO 184 hattı ile irtibata geçilmesi gerekmektedir.