Epilepsi, halk arasındaki adıyla “sara hastalığı”, beynin
normal elektriksel aktivitesi dışında bir takım anormal deşarjların ortaya
çıkması sonucunda farklı şekillerde ortaya çıkabilen bir kronik (uzun süreçli)
hastalıktır.
Çocuklukta görülen epilepsilerin sıklığı, yetişkin yaşlara
göre iki kat daha fazladır. Bunlar sıklıkla bazı genetik ve doğumsal
hastalıklara bağlıdır. Acil servise başvuran çocukların yaklaşık %1’inin
başvuru nedeninin epilepsi nöbetleri olduğu tahmin edilmektedir.
Genelde doğumsal ya da sonradan oluşan bir takım beyin
hasarı nedeniyle oluşan epilepsiler doğumdan itibaren hayatın her yaşında
ortaya çıkabilmektedir. Buna karşın 7-8 yaşında genelde iyi huylu tümörlerin
beyin dokusunda yarattığı sorun nedeniyle nöbetleri başlayan epilepsi hastaları
da vardır.
NEDENLERİ
- Çocuklar çağında görülen epilepsinin nedenleri şunlardır:
- Doğuştan gelen hastalıklar
- Gebelikte bebeğin beyin gelişimini etkileyen mikrobik
hastalıklar
- Doğum sırasında meydana gelebilecek beyin zedelenmesi,
kanaması ve beynin oksijensiz kalması
- Doğum sonrası menenjit, beyin iltihabı, kazalara bağlı beyin
zedelenmesi
- Beyin tümörleri
- Uzun süren ateşli havaleler
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman, epilepsi (sara) hastalığında erken tanının öneminin ele alındığı programda çocuklarda epilepsinin teşhis ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Çocuklarda epilepsiyi tanımlamada en önemli yardımcılarının anne ve babalar olduğunu belirten Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman, önce anne-babaların anlattıklarını değerlendirdikten sonra beyin MR'ı ve tomografi gibi nöro görüntüleme çalışmaları ile beynin yapısını tespit ettiklerini, ayrıca metabolik veya gelişimsel hastalıklar varsa bunları tespit etmek için kan ve idrar tahlilleri yaptıklarını kaydetti. Anne-babaların çocuklarında gözlerde kayma, kolda-bacakta sıçrama, duraksama, boş bakma, yaptığı işe kısa süreli ara verme gibi olağan dışı durumlar gördüklerinde hekime başvurmalarının gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Çarman, erken tanı ve tedavinin hastalığın kontrol altına alınabilmesi için önemli olduğunu söyledi.
OKULDAKİ OLASI BİR NÖBET HALİNDE YAPLMASI GEREKENLER
Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman, epilepsi tanısı konulduktan sonra tedavinin bir ekip işi olduğunu ve bu ekibin temelinin de reçete edilen ilaçları çocuğa her gün vermek durumunda olan anne-babalar olduğunu kaydetti. Epilepsi ilaçlarında yan etkilerin nadir de olsa görülebildiğini ve bu yan etkilerden dolayı ebeveynlerce ilaçların verilmek istenmeyebildiğini belirten Prof. Dr. Çarman, kendilerinin anne-babalara ilaçları nasıl vereceklerini ve yan etki görülmesi halinde neler yapmaları gerektiğini anlattıklarını söyledi. Çocuk büyüdükten sonra ekibe öğretmenin de dâhil olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çarman, anne-babaların çocuklarının tanısını öğretmeni ile mutlaka paylaşmaları gerektiğini çünkü okuldaki olası bir nöbet halinde öğretmenin buna doğru yaklaşım ve müdahalesinin önemli olduğunu ifade etti.
Epilepside geçirilen nöbetlerin karakteristiği, özelliği ve süresi ile buna uygun ilacın seçilmesinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Çarman, ilacın da uygun dozda ve düzenli kullanılmasının gerektiğini kaydetti. Çocuklarda epilepsiye ilaç dışında uyguladıkları tedavilere de değinen Prof. Dr. Çarman, çocukluk çağında bazı özel durumlarda ketojenik diyet uygulayabildiklerini ve bu diyet türünün belli nöbetleri kontrol altına alma ya da nöbet sıklığını azaltmada kendilerine yardımcı olduğunu söyledi. Epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, epilepsili kişilerin de eğitim görebileceğini, iş ve meslek sahibi olabileceğini belirten Prof. Dr. Kürşat Bora Çarman, hastalığa yönelik toplumdaki algının değişmesi gerektiğini vurguladı.