Farklı çalışmalarda değişik oranların bulunduğunu ve Türkiye’de her on çocuktan birinin astım ya da benzeri bulgular göstererek hayatına devam ettiğini belirten İmmünoloji ve Alerji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Yaşar Özkars, tüm astımlı çocuk hastaların yarısının hastalığı ilk yaş içerisinde kendini göstermeye başladığını belirtti.
Doç. Dr. Mehmet Yaşar Özkars, ‘Hastalık her çocukta tamamen aynı bulgularla kendisini göstermemektedir. Ancak tüm hastaların ortak özelliği tekrarlayan öksürük ve hırıltı şikayetidir. Hastalık dönemleri dışında tamamen normal olan bu çocuklar bazen ayda birkaç kere bazen de yılda birkaç kere öksürük ve hırıltı atakları yaşamaktadırlar. Bu öksürük ve hırıltı dönemleri hekimler tarafından astım atakları olarak adlandırılmaktadır’ dedi.
‘ASTIM ATAKLARINI BESİNLER TETİKLİYOR OLABİLİR’
Bu atakların başlamasına neden olan şeyin bebeklik dönemindeki besin alerjilerinin de olabileceğini belirten Doç. Dr. Mehmet Yaşar Özkars, cildinde kızarıklık olan bebeklerde öksürük ve hırıltı atakları da varsa, mutlaka besin alerjisi ve çocukluk astımı açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Çocukluk çağı astım belirtilerinin öksürük, hırıltı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve tıkanıklık hissi, uykudan uyandıran ve küçük çocuklarda kusma ile sonuçlanabilen öksürükler olduğunu belirten Özkars, salgın döneminde mümkün olduğunca sosyal izolasyonun korunması gerektiğini belirtti.
PANDEMİ SÜRECİNDE KONTROLLERİ İHMAL ETMEYİN
Doç. Dr. Mehmet Yaşar Özkars, salgın döneminde hastaların sosyal izolasyon sağlamış olmaları viral enfeksiyon ile tetiklenen astım ataklarının azalmasına neden olduğuna dikkat çekerek, yaşanabilecek ataklar hakkında şu bilgileri paylaştı;
‘İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde vatandaşlarımızın mümkün olduğunca sosyal izolasyon içerisinde olmaları viral enfeksiyon ile tetiklenen astım ataklarını azaltmış gibi görünmektedir. Bu olumlu etki hastane ziyaretlerini azaltmaktadır. Vatandaşlarımıza tavsiyemiz tekrarlayan hırıltı ve öksürük atakları olan çocukların astım açısından değerlendirilmelerini ihmal etmemeleri ve uygun koruyucu önlemleri zamanında alarak astım ataklarından korunmalarıdır.
Astım ataklarından korunmak için uygulanacak ilaç tedavilerinin dışında ilaçlardan daha büyük koruyucu potansiyel etkiye sahip olan korunma tedbirlerinin de ihmal etmemek gerekir. Bu tedbirlerin başında sigara dumanı maruziyetinin ortadan kaldırılması gelmektedir. İkinci koruyucu tedbir ise obezite ile mücadele ve sportif bir hayat tarzı ile akciğer kapasitesinin artırılmasıdır.’