Reuters’ın sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı, gündeme ilişkin konular hakkında değerlendirmelerinde bulundu. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığından ekonomiye kadar birçok konuda açıklama yaptı.
Millet İttifakı’nın kurucu iki üyesinden biri olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çıkarılacak adayın henüz netleşmediğini ancak güçlendirilmiş parlamenter sistemin geri getirilmesi kapsamında görüştüğü beş parti genel başkanlarının kendisinin aday olmasını istediği takdirde aday olabileceğini dile getirdi.
BEŞ GENEL BAŞKAN İSTERSE ADAY OLURUM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Cumhurbaşkanı adayının devlet deneyiminin olmasını, devleti tanımasını arzu ediyoruz; tarafsız olması gerektiğini söylüyoruz. Asıl yetkinin yürütme organında yani başbakanda olmasını, cumhurbaşkanının yetkilerinin büyük ölçüde kısıtlanması gerektiğinden yanayız. Cumhurbaşkanı kim olacak veya kim olmayacak onu daha sonra kendi aramızda oturup konuşacağız. Beş genel başkan aynı zamanda cumhurbaşkanlığını önerirse elbette kabul ederim. Cumhurbaşkanlığı onurlu bir görev. Beş genel başkanın benim ismimi telaffuz etmesi her şeyden önce benim için onur. Ayrıca beş genel başkanın bana güven duyması anlamına geliyor, bu da benim için son derece önemli. Üç, benim sorumluluğumun arttığını bilmem lazım. Görev yaptığım sürede o beş genel başkana karşı sorumluyum ve onlara asla hayal kırıklığı yaşatmamalıyım’ şeklinde konuştu.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ GÖREVLERİNE DEVAM EDECEK
Cumhurbaşkanlığı adaylığında ‘potansiyel aday’ olarak adı ortaya atılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, ‘Onlar görevlerine devam edecek’ ifadelerini kullandı.
MB BAŞKANINI VE ÜYELERİNİ DEĞİŞTİRECEK
Kendisinin cumhurbaşkanı olması durumunda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı ile Para Politikası Kurulu üyelerin değiştireceğini ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Merkez Bankası kültürüne sahip olmayan, para politikası nedir doğru dürüst bilmeyen bir insanın Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi kadar yanlış bir şey yok. TCMB Başkanı'nın önce parlamentonun çıkardığı yasanın kendine verdiği yetkileri bilmesi lazım. Kendisine verdiği yetkilerin değil de dışardan gelen talimatın gereğini yapıyorsa o kişi Merkez Bankası başkanlığı yapamaz. TCMB'nin bağımsızlığı çok önemlidir. Sıcak siyaset TCMB'ye müdahale etmemeli; eğer ederse bugünkü tabloyla karşılaşırız. Aksi halde biz dünyada finans çevrelerine güven veremeyiz. İşi ehline teslim edeceksin, o işi en iyi bilen kişiyi Merkez Bankası başkanlığına getireceğiz. Para Politikası Kurulu'nu da aynı şekilde yapacağız... TCMB'nin kendine özgü bir kültürü vardır ama o kültür yerle bir edildi’ diye konuştu.
PARTİLER ARASINDA FAY HATTI GÖRMÜYORUM
Çalışma yemeğinde bir araya geldiği parti liderleriyle görüş ayrılığının olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, partiler arasında fay hattı olabilecek herhangi bir durum olup olmadığı sorusuna şu şekilde yanıt verdi; ‘Güçlendirilmiş parlamenter sistemle devletin yeniden inşasını düşünüyoruz; yani bir anlamda hukukun yeniden inşası. Yasama, yürütme ve yargı arasında bozulan sistemin düzeltilmesi gerekiyor... TCMB'nin bağımsızlığı, BDDK, Kamu İhale Kurumu gibi devlette liyakat sistemini önceleyen belirli kurallar getireceğiz, bu ikinci aşama. Üçüncü aşama ekonomi. Ekonomi ve sosyal politikalarla ilgili çalışmalar... Bu konularda altı parti kendi iç çalışmalarını yapacak. Partilerin arasında herhangi bir fay hattı görmüyorum, bir uyum var.’
KAVALA VE DEMİRTAŞ HUKUKA AYKIRI OLARAK TUTULUYOR
Avrupa’da çeşitli karar organları tarafından alınan kararların Türkiye’nin uygulamamasının kabul edilebilir bir durum söz konusu olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, ‘Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da hapishanede boşuna tutuluyor. Yasalara, hukuka aykırı olarak tutuluyorlar. Bir insan düşüncelerinden ötürü yargılanmamalı ve hapse atılmamalı. Eğer siz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını Türkiye'de uygulanabileceğine dair anayasamızı değiştirmişseniz, hukuk sistemini buna uygun hale getirmişseniz, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı ben uygulamam' diyemezsiniz’ ifadelerine yer verdi.