Çanakkale'de meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin ardından uzmanlardan uyarı geldi: “Her an her yerde olabilir!”

Prof. Dr. Tolga Bekler, depremin bölgedeki sismik aktivitenin bir sonucu olduğunu belirterek, "Depremler ülkemizin jeolojik yapısı gereği kaçınılmaz bir gerçek. Ancak, bu tür olaylarla baş etmek için alınacak önlemler ve halkın deprem bilincinin artırılması büyük önem taşıyor" dedi.

“Yapılara hasar verecek nitelikte değil!”

Depremin Biga Yarımadası’nın sismotektoniği oldukça yoğun bir bölgesinde gerçekleştiğini ve mikro depremlerin kümelendiği bir yerde olduğunu belirten ÇOMÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Tolga Bekler, şu açıklamada bulundu:

“Daha önce tarihsel dönemde büyük bir depremin oluşmadığı, mikro depremlerin kümelendiği bir yerde oldu. Yaklaşık 4 Şubat gününden, 4.6 büyüklüğündeki depreme kadar büyüklüğü 0.8 ile 3.1 arasında değişen çok sayıda depremleri biz gözlemliyorduk. Bu alanda ciddi bir gerilmenin olduğu şüphesi bizde vardı. Bu da yeni bir fayın üretebileceği ya da yeni bir faylanmanın başladığıyla alakalı çalışmalara ışık tutacak nitelikte. 4.6 büyüklüğü özellikle de biz yer bilimciler için orta büyüklükte bir deprem hatta daha da küçük bir deprem. Dolayısıyla yapısal hasar verecek niteliklere sahip değil. Bunun dışında bu deprem ana şokuyla beraber şu anda ciddi anlamda orada bir kırılmayı oluşturdu. Dolayısıyla ne kendi alanında ne de çevresindeki herhangi bir fay ya da faylara etki etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla oldukça küçük dar bir alanda meydana gelen deprem kümelenmesinin sonucu olarak deformasyona uğramış bir alanı kapsayan bir depremle karşı karşıyayız." 

“Bu bölgede aktif bir fay yok!”

Çanakkale'nin Biga ilçesinde dün meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremin ardından Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süha Özden, bölgede son bir ay içinde kaydedilen depremlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Özden, bölgede yaklaşık bir aylık süre içerisinde 150'den fazla depremin meydana geldiğini belirterek, bu depremlerin büyüklüklerinin 2.0 ile 3.0 arasında değiştiğini ifade etti. Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı, bu durumun bölgedeki sismik aktivitenin devam ettiğini gösterdiğini söyledi.

Ayrıca, Prof. Dr. Süha Özden, yaşanan depremlerin şu ana kadar genellikle orta büyüklükte olduğunu ve alınacak önlemlerle riskin minimize edilebileceğini ifade ederek şu sözleri söyledi:

"Çok dağınık bir alanda bu deprem dağılımları. Dünkü olan deprem de bu dağınıklığın hemen hemen ortasında bir noktaya denk geliyor. Şimdi bu bölgede Türkiye’nin fay haritasından da hepimizin bildiği üzere bir aktif fay yoktur. Hemen güneyinde Çan, Biga fay hattı, kuzeyinde ise Karabiga fay hattı var. Bu bölgede haritalarda yer alan bir fay hattı yoktur. Özellikle şunu belirtmek isterim ki, ülkemiz coğrafyası içerisinde deprem kuşağı içerisinde yaşıyoruz. 5 büyüklüğüne kadar hemen her yerde deprem olabilir. Dolayısıyla bunu geçmişte de hep birlikte yaşadık. Konya'da yaşadık, başka alanlarda yaşadık. Yani aktif tektonik ile ilişkili olmayan alanlarda da bu büyüklüğe yakın depremlerin olduğunu biliyoruz. Bugünden bakınca geçmiş bir aylık süre içerisinde öncü depremlerin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla dünkü deprem bir ana şok niteliğindeydi ve devamında da 3.8 ve 3.6 büyüklüğünde artçı depremleri yaşadık. Onun dışında da çok yoğun bir 'after şok' dağılımı yoktur. Ben de bu depremin bir münferit deprem olduğunu düşünüyorum, devamının olacağını tahmin etmiyorum ama kesin bir ifade kullanmamak kaydıyla izlemekte fayda var. Bilimsel olarak depremi izleyeceğiz. Önümüzdeki birkaç zaman içerisinde bu bölgedeki aktivitenin nasıl devam ettiğini izleyeceğiz. Başta da söylediğim gibi bir münferit deprem olarak görünüyor.” 

“Bu tür sarsıntılar her yerde olabilir”

Özden, yerel yönetimlerin ve halkın deprem bilincini artırmaya yönelik çalışmaların devam etmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, "Dün, ben de yaşadım aynı depremi 15 saniye sürdü. Uzun sürdü. Bir sarsıntı olduğu zaman hepimiz bu anlamda korkuyoruz ama söylediğim gibi bir yaşadığımız coğrafya bu anlamda kolay bir coğrafya değil, aktif faylar var. Dolayısıyla bu aktif fayların arasında kalan bir alan. Bu tür sarsıntılar her zaman her yerde olabilir. Bu anlamda tabi sakin kalmayı başarmak lazım. Bu depremler eninde sonunda sona erecektir" dedi.