LİBYA'DA BUZİKA SÜRECİ
Fayiz Es-Serrac Ekim'de görevini bırakacağını açıkladı. Yeni kurulacak hükümet ve yürütme meclisine görevini teslim edicek. Fas - Cenevre görüşmeleri devam edicek. Buznika kentine giden Libya Devlet Yüksek konseyinden aktarılan bilgiye göre heyetlerin antlaştığı metin, Libya Devlet Başkanı Halid el- Mişri ve Trablus Meclis Başkanı Akile Salih tarafından imzalanması planlanıyor. Buznika’da taraflar üzerinde tartışılan detayların tamamlanması için Eylül ayının son haftasında yeniden bir araya gelicek. Fas’ta gerçekleştirilen son toplantı, uluslararası camiadan önemli bir destek görüyor. BM, AB, Mısır, Türkiye, ABD, Afrika Birliği, Libya İletişimene destek açıklamaları yaptı.
Sarac, hükümetteki görevini bırakmasıyla alakalı önemli açıklamalarda bulundu. Yürütme yetkimi en geç Ekim sonunda devretmeyi tüm içtenliğimle istediğimi herkese açıklıyorum dedi. Bu süre zarfında diyalog komitesinin faaliyetlerini tamamlamış, yeni bir başkanlık konseyi seçmiş ve görevi devralacak yeni Başbakanı,seçmiş ve görevine başlamış olacağını umuyorum açıklamasını yaptı.
KADDAFİ SÜRECİ
Olaylar 2011 yılında başladı. Arap Baharı'nın etkisiyle, Fransa'nın parmağınında olduğu Nato müdahalesiyle, Kaddafi devrildi. 2012 yılına gelindiğinde Libya'da seçim gerçekleşti. Mahmut Cibri ve destekçilerinin öncü olarak kurduğu hükümet ülke genelinde olayları yatıştıramadı. Kaddafi sürecindeki çatışmaların tansiyonu düşmedi. Marjinal güçlerin finanse ve destek olduğu birlikler petrol sahalarında ve stratejik noktalarda güçlenmeye başladı. Trablus'un bu grupları durduracak gücü yoktu. Ve farklı grupların oluşturduğu kaos ortamı baş gösterdi. Milis gruplar Libya'da etkin rol oynama yarışına girişti. Kabile ve Aşiret yapısının etkili olduğu alanlarda meşrutiyet mücadelesi başladı. Silahlı gruplar farklı unsurlar tarafından lojistik destek ve silahlanmaya başladı.
BM'İN SÜREÇTEKİ ROLÜ
2015 Yılında Serrac'ın desteğiyle ulusal mutabakat hükümeti kurulması yönünden destek verdi. UMH bu gücü arkasına alarak Libya'da etkili olmaya başladı. ABD, AB, Türkiye, Mısır ve Rusya olmak üzere Batı ülkelerinin de önemli bir kısmının desteklediği UMH başkent de görevine başladı. Libya’da Kaddafi döneminden kalan askeri gücü kontrol eden ''Darbeci Hafter'' kurulan hükümeti yok saydı. Trablus’ta meşru bir Libya Hükümeti, Tobruk’da Temsilciler,Meclisi ile Bingazi merkezli milis güçlerden ve ordu güçlerinden oluşan yapılar ortaya çıktı.
DEĞİŞEN DENGELER
2011'den itibaren,Kaddafi ile hem kendi aralarından, çatışan gruplar BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin çatısı altında bir araya geldi. Güç ve alan kontrol mücadelesinin haricinde,petrol grupların ana hedefi oldu.UMH bağlı silahlı gruplar Hafter bağlı milisler ile mücadeleye başladı. UMH ,Trablus’u ve çevrede kontrolü sağlanması iç savaşta retoriğii değiştirdi. BM'in siyasi desteği ve Türkiye’nin askeri desteği Sarac hükümetine bağlı güçlerin,Libya’nın batısında Hafter’e bağlı militanların önemli ölçüde temizlenmesine yol açtı. Watiye üssünün alınmasını ardından UMH Sirte hattına ilerlemesi ile Libya'da bulunan,Petrol Hilali bölgesinde dengeler değişmeye başladı.
PETROL HİLALİ
Libya OPEC verilerine göre 48 milyar ile 65 milyar varil petrol rezervine sahip. Libya’da bu rakamlarınharicinde keşfedilmemiş petrol rezervi tahmin ediliyor. Akdeniz'e kıyısı olması Akdeniz'deki doğalgaz ve petrol zenginliği ile Afrika Boynuzunun hemen üstünde ve geçiş güzergâhında olan Libya süreçte küresel aktörlerin iştahını kabartıyor. UMH petrol sahalarına yaklaşması üzerine BM'in meşru olarak tanıdığı UMH hükümetinin karşısında Hafter'in yanında olmaya başladılar .
Petrol zenginliği ve Akdeniz’deki konumunun yanı sıra Türkiye'nin UMH ile olan açık desteği bazı devletlerin darbeci bir yapı ile işbirliğine girmelerine yol açtı.Petrol Hilali sınırına dayanan UMH Güçleri ,Türkiye ile askeri-güvenlik işbirliği ve MEB anlaşmaları imzalaması ile Suud, BAE, Mısır, Fransa, Yunanistan ve Rusya'yı karşılarına aldı. Hafter bağlı güçlerin ellerinde tuttuğu bölgelerde enerji hatlarını kapanması ve petrol ithalatının durması, ülke genelinde ekonomik sonuçlar ortaya çıkardı. Libyalılar protesto yaparak gösterilerde bulundular. Tobruk hükümetini istifa için zorladılar.
YENİ DÖNEM BAŞLAYACAK MI ?
Önümüzde ki süreçte Serrac tüm Libya’da seçim yapılması şartı ile Ekim ayında görevi yeni oluşacak hükümeti devredeceğini açıkladı. Serrac BM tarafından desteklenen süreçte seçim olmadan hükümetin başına geldi. Sarrac tüm halkın katılımı olan bir takvimi başlatmak için Tobruk ile karşılıklı ateşkes ilan etmişti. Ateşkes sonrası BM öncülüğünde 6 Eylül'de Fas'ta tarafların bir araya geldiği görüşmeler başlamıştı. Sarrac aslında istifa etmiyor yeni bir sürece başlıyor.
Sürecin hızlanması ve olası seçimin önünü açmak için görevi devretmeyi planlıyor. Trablus hükümeti aslında meşru geçiş döneminin önünü açmak için Serrac’ın görevi devredebileceğini açıkladı. Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu iki taraf arasında görüşme var. Bizim de desteklediğimiz siyasi çözüm. Biz de bunu isteriz. Sarrac da böyle bir mutabakat sağlanırsa, ülkeyi seçime götürürken istifa edebileceğini söylemiş ve şu anda bir istifa yok" açıklamasında bulunarak Türkiye’nin pozisyonunu açıkladı.
TÜRKİYE'NİN TUTUMU
Serrac'ın istifasıyla Türkiye'nin Libya politikası çöktü açıklamaları gerçeği yansıtmamaktadır. Yeni bir denge kurulacak ve Türkiye masada ve sahada aktif olacak. Fas-Cenevre görüşmeler devam edecek. Bu bir süreç kozlarımızı iyi oynamalıyız süreci iyi takip etmeliyiz, bölgeden gelen istihbaratı stratejik olarak ele almalıyız.
Türkiye destekli UMH sahada ve masada çok güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor.Yapılan genel seçimler hem de siyasi görüşmeler için çalışmalar devam ediyor. Süreç meşru hükümet ile yürütülecek. Türkiye’nin Libya’da varlığın kalıcı olacağı tüm taraflar tarafından bilinen bir gerçek. Türkiye meşru sürece destek veriyor. 1912’de İtalyan işgaline karşı Libya halkı ile mücadele eden Anadolu insanı 100 yıl sonra bir darbecinin ülkeyi ele geçirmesini önledi. Tarih tekerrürden ibarettir.