Kendisini her zaman İslamcı ve devrimci olarak lanse eden ve hayatında da bu devrimciliğini gösteren, Türk edebiyatında "Yedi Güzel Adam" olarak anılan isimlerden biri olan Nuri Pakdil, 29 Mayıs 1934’te Kahramanmaraş'ta Hatice Vecihe Hanım ve Emin Efendi Hoca’nın çocukları olarak dünyaya geldi.
Çocukluğu Kahramanmaraş'ta Yörük Selim Mahallesi’nde, Çaldıran Sokak’ta, kiremit çatısı altında geçen Pakdil, ailesinin okullardaki eğitime güven duymaması nedeniyleilkokula 3 yıl geç başladı ve ilkokuldan sonra da ortaokula gitmek için 3 yıl bekledi.O bekleyişlerde Pakdil'in zamanının boş geçmesine de izin vermediler.
Ahmet Kuşçu adlı bir aile dostları onların evlerine geliyor ve Nuri Pakdil’e okuma yazma öğretiyordu. Babası onun için bir kara tahta bile almıştı ve öğretmeniyle bire bir ilkokula başlatmıştı. Okumayı iyiden iyiye söken Nuri, aradan hiç zaman geçmeden sınavla üçüncü sınıftan ilkokula kaydoldu.
Okul hayatı liseye başladığında tam anlamıyla bir rutine giren Pakdil lisedeyken Hamle adında bir dergi çıkardı.
"İSLAM UYGARLIĞININ SAVUNUCUSU"
İlk çalışmalarını, şiir ve deneme türlerinde Kahramanmaraş'ta, Demokrasiye Hizmet Gazetesi'nde yayımlayan Pakdil, daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.
Kendini “İslam uygarlığının savunucusu” olarak da gören Pakdil, geçmişle bağı kopan yeni kuşaklarla iletişim kurmak için Şubat 1969'da Edebiyat dergisini 1972'de ise Edebiyat Dergisi Yayınları'nı kurdu.
Yedi Güzel Adam’ı bir araya getiren Edebiyat Dergisi Yayınları'nın yayınladıkları ilk kitap "Batı Notları" oldu. Edebiyat dergisi, kimi aralıklarla uzun yıllar sürdürdüğü yayınına, Aralık 1984'te ara verdi. Edebiyat Dergisi Yayınları, 1972-1984 yılları arasında 18'i Nuri Pakdil imzasını taşıyan, 45 kitap yayımladı.
28 Şubat 1997 tarihinde Edebiyat Dergisi Yayınları'ndan yeniden kitap yayımlamaya başladı. Daha önce yayımlanan 5 kitabın yeniden çalışılmış basımı ve 12 yeni kitabın ilk basımları yapıldı.
HİÇ EVLİLİK YAPMADI
Filistin davasına inanmış ve davanın başarıya ulaşması için çaba sarf eden bir yazar olarak da tanınan Pakdil, “Kudüs sevilmeden insanlığa girilemez. Kudüs’ü bunun için çok seviyoruz.” diyordu.
Kasım 2014'te Necip Fazıl Saygı Ödülü'nün ilkini alan Pakdil, aynı yıl yaptığı bir açıklamada "Muhafazakar değilim devrimciyim" ifadesini kullanarak sağcı veya solcu olmadığını belirtip "İslamcı" olduğunu niteledi.
"Özgürlükçü, emekten yana olan dinden yanayım." şeklinde ifadeleri de mevcut olan Pakdil marksizme ve komünizme yakınlık hissetmediğini fakat ilgiyle izlediğini de açıkladı.
Hiç evlilik yapmayan Pakdil, iyi deredece Fransızca biliyor ve Kasik Batı müziği ile edebiyatına ilgi duyarak yakından takip ediyordu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne de layık görülen Pakdil, uzun süre sağlık sorunları yaşadı ve tedavi gördüğü Ankara Şehir Hastanesi’nde, 18 Ekim 2019'da hayata gözlerini yumdu.