Kayseri’de coşkulu kalabalıkla bir araya gelen Başkan Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Küçük esnafımızın prim ödeme gün sayısını SGK'lılarla eşitleyerek 7200 güne indiriyoruz" diyerek yaklaşık 1 milyon küçük esnafa müjdeyi verdi.
İşte Başkan Erdoğan’ın konuşmasının satır başları;
"Kayseri'yi görüp de gururlanmamak mümkün mü? Sizlerin şu sevdasını, şu aşkını görüp de duygulanmamak mümkün mü? Kayseri gibi yoldaşı, Kayserili gibi kardeşi olanın evelallah sırtı yere gelmez. Rabb'ime, şahsıma sizlerle yol yürümeyi nasip ettiği için bizlere Kayseri'ye ve Kayseriliye hizmet etme imkanı verdiği için hamdediyorum. Allah sizi nazardan, kem gözlerden korusun." diyen Erdoğan, Kayseri'yle ilgili bir de şiir okudu.
"Yıkık ve acil yıkılacak binaların enkazını kaldırdık"
Erdoğan, 6 Şubat depremlerini ve artçı sarsıntıları yakından hisseden Kayseri'ye geçmiş olsun dileklerini iletti.
Depremden sonra afetzedelerin en fazla göç ettiği illerin başında Kayseri'nin geldiğini aktaran Erdoğan, Kayseri Büyükşehir Belediyesine deprem bölgesinde büyük bir gayret ortaya koyduğu için teşekkür etti.
Kentin yaklaşık 50 bin depremzedeye en güzel şekilde ev sahipliği yaptığını belirten Erdoğan, "millet olmanın, kaderi ve kederi bir olmanın ne manaya geldiğini gösteren" Kayseri halkına teşekkürlerini sundu.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile beraber tüm belediyeleri de tebrik eden Erdoğan, Kayseri'nin kardeş şehri Kahramanmaraş'a zor günlerinde destek verdiğini söyledi.
Erdoğan, "Asrın felaketini yaşamış, 50 bini aşkın insanımızı toprağa vermiş olsak da devlet-millet el ele yaralarımızı sarıyoruz. Yıkık ve acil yıkılacak binaların enkazını kaldırdık. Deprem konutlarının inşasına süratle başladık. Durmuyoruz, çalışıyoruz. Toplam 837 bin 500 çadırın ve 100 bin konteynerin kurulumunu yaptık. İnşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısında 141 bin 300, temeli atılan konut ve köy evi sayısında ise 58 bin 630 rakamına ulaştık." diye konuştu.
"Asla sahipsiz bırakmayacağız"
Resmi rakamla Kayseri mitingine 135 bin kişinin katıldığını bildiren Erdoğan, "Bay bay Kemal, bak Kayseri ne diyor?" dedi.
"14 Mayıs'ta da bunlara bu cevabı verecek miyiz, buna hazır mıyız?" sorularına alandakilerin hep bir ağızdan verdiği "evet" yanıtının ardından Erdoğan, "Allah sizlerden razı olsun." ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Şov ve istismar için deprem bölgesine gidenler, ne yazık ki onlar sırtını dönse dahi, biz depremin izlerini tamamen silinceye kadar sahada olmayı sürdüreceğiz. Depremzedelerimiz gönüllerini ferah tutsun, Allah'ın izniyle onları asla sahipsiz bırakmayacağız." diye konuştu.
Erdoğan, depremde ve sellerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi ve "Rabb'im bizleri her türlü afetten, musibetten muhafaza eylesin diyorum." dedi.
"Biz Kayseri'yle sadece yol arkadaşı değil, kader arkadaşıyız"
"Bizim kumaşımız, milletimizin kumaşıdır. Bizim hamurumuzu milletimiz karmıştır. Bizim aşkımız, milletimizin aşkıdır." diyen Erdoğan, Seyrani'nin "Aşkın ipliğiyle dikilen dikiş kıyamete kadar sökülmezmiş." dizelerini paylaştı.
"İşte biz de Kayseri'yle birbirimize o sökülmez aşkın ipiyle bağlıyız. Biz Kayseri'yle sadece yol arkadaşı değil, sizinle kader arkadaşıyız. 2002'den beri tüm mücadeleleri beraber verdik. Zorlukların üstesinden beraber geldik. Vesayet teşebbüslerine beraber direndik. Terör örgütlerinin saldırılarını beraber püskürttük. 15 Temmuz'da milli iradeyi beraber savunduk. Türkiye'ye son 20 yılda, önceki 80 yıldan daha fazla hizmeti beraber yaptık. Ülkemizin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlelerine beraber imza attık. Daha önce hayal dahi edilemeyen nice projeyi, nice muhteşem eseri beraber kazandırdık."
"Bugün milli geliri yaklaşık 1 trilyon dolara ulaşan bir Türkiye varsa, yıllık 36 milyar yerine 255 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye varsa, tarımsal gayri safi hasılası 407 milyar lirayı geçen bir Türkiye varsa... Merkez Bankası rezervi 27,5 milyar dolardı, şimdi 115 milyar dolara ulaştı. IMF'ye borcumuz neydi hatırlayın, 23,5 milyar dolar. Şimdi burada bir şey söyleyeceğim. Davos'tayız, bebecan o zaman benim bakanım, IMF Başkanı'yla konuşuyoruz, IMF Başkanı diyor ki, böyle böyle siyaseten bizi idare edeceklermiş. Dedim ki 'Siz alacaklarınızı tahsil ediyor musunuz?', 'Ediyoruz.' 'Ama Türkiye'nin Başbakanı benim, sen değilsin. Türkiye'nin siyasetine ben yön veririm ben.' Tabii bebecan kızardı, bozardı, böyle şeylere alışık değiller. 2013'te IMF'yi bir daha Türkiye'ye uğramamak üzere gönderdik. CHP'nin sözcüsü aynı zamanda Merkez Bankasında bir ara görev yapan kişi, bunlar beraber otellerin lobilerinde ne yaptılar, IMF ile görüştüler. Neymiş, IMF'den borç almamız lazımmış. Hadi oradan, bizim buna ihtiyacımız yok. 2013'ten beri bir kuruş almadık, ne oldu, ne kaybettik? Hiç. Onunla birlikte 27,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervimiz de şu an itibarıyla 115 milyar dolara çıktı. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara da çıkmıştık. Yeniden o rakamları yakalayacağız. İstihdamını 32 milyon sınırına getiren, yıllık 51,5 milyon turist ağırlayan, turizm geliri her yıl artan bir Türkiye varsa, depreme rağmen emeklisini, işçisini, memurunu enflasyona ezdirmeyen ekonomisiyle bir Türkiye gerçeği varsa bunu sizlerle birlikte sırt sırta vererek başardık."