Barzani, PKK’yı 'işgalci güç’ olarak nitelerken, PKK, ‘Barzani’yi Kürt sömürgeci ağası’ olarak tanımlıyor.
PKK’lı teröristlerin 4 Haziran’da Duhok ilinin Amediye kasabası kırsalında kurduğu tuzakla 5 peşmergeyi öldürmesi ile başlayan kavga çatışmaya dönüyor.
Talabani’nin bölgesinde yuvalanan PKK’lı teröristler, Barzani-Talabani çekişmesini kullanarak bölgede etkinliğini arttırmaya çalışarak, Kuzey Irak’taki petrolden pay almanın hesaplarını yapıyor. Bun karşılık Barzani yönetimi ise petrolden kendine düşen payı paylaşmamak için askeri güç kullanmaktan çekinmiyor. Ve bu çatışma, kamuoyuna ''Kürtlerin refahı için iç çatışma'' olarak yansıtılıyor. Oysa perde gerisinde Kürtlerin kanı üzerinde siyaset güden Barzani ailesi ile terör örgütü PKK üst yönetiminde bulunan çetenin çıkar kavgası olduğu belirtiliyor.
Terör örgütü PKK, Barzani yönetiminin kendilerini ortadan kaldırmak için Türkiye ile anlaştıklarını ve Barzani’nin Kürtleri sattığını ne sürerken, Barzani yönetimi ise PKK terör örgütünü işgalci ve kendilerine saldıran güç olarak niteliyor.
PKK-BARZANİ ÇATIŞMASININ GEÇMİŞİ
ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra 36. Paralelin kuzeyini Irak’taki Kürt gruplara bıraktı. Bazani’nin KYB’si ile Talabani’nin KYB’si diğer Kürt grupları tasfiye etmiş ve bölgeye hegemonyalarını kurmuşlardı.
Bu dönemde İran’ın kontrolünde olan PKK terör örgütü 1991’de Kuzey Irak’a yerleşerek Türkiye’ye yönelik terör eylemlerini arttırdı. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarından sonra Barzani ailesi bölgedeki iktidarını kaybetmemek için Türkiye’nin yanında PKK ile çatışmaya girdi. Ve PKK uzun süre baskı altına alındı. Bu çatışmalarda 1700 civarında Peşmerge öldü. PKK’nin de 3000 civarında kaybı oldu.
İran ile iç içe olan Talabani bölgesi, PKK’yı kendi himayesine alarak Barzani'nin kontrolündeki petrol ve gaz yataklarından pay almaya çalıştı. Uzun süren mücadeleler sonucunda Barzani, Talabani’ye petrol ve gazdan hisse vererek durdurmaya çalıştı.
Talabani bölgesinde iyice güçlü hale gelen PKK da Barzani bölgesinde 500 civarında köyü işgal ederek petrolden hak sahibi olduğunu iddia etti. Barzani ailesinin petrolleri üçüncü bir gurupla paylaşmasından sonra eline silah alan her Kürdün bu petrolden pay alacağını düşünerek PKK’nin bu taleplerini kabul etmedi.
Ancak IŞID’den sonra Haşdi Şabi ile de muhtelif anlaşmalar yapan PKK, Musul kırsalı ve Sincar bölgesine yerleşerek Barzani peşmergelerini bu bölgeden kovdu
Yaşanılan bu süreçte PKK, Barzani’den Türkiye sınırında yaptığı ticaretten pay talebinde bulundu. Barzani yönetimi bu talebi kabul etmeyince PKK, bölgeye çok yönlü bir kaçakçılık ağı kurarak yıllık 8 milyar dolar civarında bir hacme sahip olan bu ağı yönetti.
Sınır ticaretinden gelirleri hayli azalan Barzani, PKK’ya karşı güvenlik tedbirlerini arttırarak kendi bölgesinde bu teröristlerin rahat dolaşmasına izin vermedi.
Ancak PKK’nın kaçakçılık ağını da engelleyemedi.
Yaşanan son kanlı olaylar, PKK ile Barzani’nin 1990’Lı yıllardaki kanlı evreye geri döneceği tahmin ediliyor. Ancak, Barzani kuvvetleri o döneme göre güçlü olmasının yanı sıra, Türkiye’nin terör örgütüne yönelik öldürücü operasyonlarından sonra PKK’nın çatışmayı sürdürebileceğinden yoksun olduğu ileri sürülen görüşler arasında bulunuyor.