Bakan Kacır, Türkiye Tech Visa Programı ile teknoloji firmalarının Türkiye'ye çekilmesini hedeflediklerini ve bu sayede nitelikli insan kaynağının ülkeye kazandırılacağını söyledi. Türkiye'nin son 22 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde güçlü bir AR-GE ve inovasyon ekosistemi oluşturduğunu hatırlatan Kacır, teknopark sayısının 2'den 104'e çıkarıldığını, AR-GE merkezlerinin sayısının ise 1.600'ü aştığını belirtti. Ayrıca, Türkiye'nin milyar dolarlık teknoloji girişimlerine sahip olduğunun altını çizdi.
Kacır'ın 2030 Hedefleri
2030 hedefleri arasında, Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin çıkması ve bu girişimlerin en az 100'ünün milyar dolarlık değeri aşması bulunduğunu belirten Kacır, Türkiye'nin bu alanda küresel bir çekim merkezi olmayı hedeflediğini söyledi. Ayrıca, Atatürk Havalimanı'nda kurulacak dünyanın en büyük teknoparkının, İstanbul'u teknoloji girişimciliği açısından bir küresel merkez haline getireceğini ekleyerek, şunları kaydetti:
"Bu ekosistem dünyada pek çok ülkede yok. Özellikle küresel düzeyde yükselen yabancı düşmanlığı ve İslamofobi'nin de önümüzdeki dönemde Türkiye'nin nitelikli insan kaynağı ve teknoloji girişimleri için cazibe merkezi olma iddiasını güçlendirmekte olduğunu gözlemliyoruz. Müslüman teknoloji girişimcilerinin, araştırmacıların dünyanın farklı coğrafyalarında karşı karşıya kaldıkları ayrımcılık uygulamaları Türkiye'nin onlar için aslında teknoloji girişimciliğini ve bilimsel araştırma yolculuğunu sürdürecekleri adreslerden biri olmasını da beraberinde getirecektir diye değerlendiriyoruz. Teknoloji girişimciliğinde dünyanın tüm coğrafyalarından nitelikli beşeri sermayeyi ve teknolojik girişimcilerini Türkiye'ye çekmek adına aynı kararlılıkla hareket ediyor olacağız.
Hem onlarla hem başka markalarla görüşmelerimiz sürüyor. BYD, dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisidir. Malumunuz temmuz ayında Cumhurbaşkanımızın huzurunda bir yatırım anlaşması imzalamıştık. O yatırım anlaşmasında öngörülen süreç gerçeğe dönüşüyor. Kendileri hızla yatırımı gerçekleştirmek için çalışmalarını sürdürüyorlar. Biz de kendilerine her konuda etkin şekilde yardımcı olmaya, yatırım anlaşmasında öngördüğümüz şekilde bu yatırımın 2 yıl gibi bir zaman içerisinde çok hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaya gayret ediyoruz. Malumunuz bu yatırımlar sadece üretim yatırımları değil, aynı zamanda AR-GE ve inovasyon yatırımları olarak planlanıyor.
2030 yılına dek 30 milyar dolarlık bir yüksek teknoloji yatırım programını hayata geçireceğiz. Çipten bataryaya, güneş hücresinden rüzgar türbinlerine, AR-GE merkezlerine, elektrikli araçlara ve önümüzdeki dönemde hiper ölçekli veri merkezi gibi alanlara Türkiye'nin yatırım çekmesini hızlandıracak adımlar atacağız. Ama ifade ettiğim gibi bu yatırımların hiçbiri sadece bir üretim yatırımı olarak kurgulanmıyor. Türkiye AR-GE'nin ve yeniliğin merkezi olma iddiasını bu yatırımlarla sürdürecek.
-TÜBİTAK programlarından, KOSGEB programlarından, teknopark uygulamalarımızdan yararlanmalarını sağlamak. Aynı zamanda hem bireysel olarak hem de çalışanları için etkin ve hızlı şekilde çalışma ve ikamet izinleri sunmayı arzu ediyoruz. Kurduğumuz girişim sermayesi yatırım fonlarından yararlanma imkanını onlara sunuyoruz ki son dönemde en önemli çalışma alanlarımızdan biri bu oldu.
-Özellikle HİT-30 Programı ile birlikte yüksek teknoloji yatırımlarının Türkiye'de gerçekleşmesine yönelik ilgi çok yükseldi. Biz de çok sıkı görüşmeler içindeyiz. Muhtemelen bu yıl sonuna kadar biz birkaç hiper ölçekli yatırımı daha duyurmuş olacağız.
Bu bir rekabet. Dünyanın en zengin, en gelişmiş ülkelerinde de benzer davet programları var. Biz bu programları da inceledik. Onların sunduğu imkanlar, fırsatlar da bizim sunduğumuz imkanlar ve fırsatlar arasında gerçekçi bir mukayese yaptık. İnanıyoruz ki biz şu anda teknoloji girişimleri için en öncelikli adres haline geleceğiz. Türkiye bu imkana, bu olanağa sahiptir. Biz de bu imkan ve fırsatları girişimciler için harekete geçirmek adına Türkiye Tech Visa Programı paydaşlarımızla birlikte kurgulamış ve hayata geçirmiş olduk."