Bakan Dönmez’den dikkat çeken açıklama: Son dönemde karada yapılmış en büyük petrol keşfi olabilir

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulunurken, yürütülen çalışmalar hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Şırnak’ta yapılan sismik araştırmaya değinen Dönmez, "Son dönemde karada yapılmış en büyük petrol keşfi olabilir" dedi. İşte Bakan Dönmez’in o açıklamaları…

07.12.2022-09:34 - (Son Güncelleme: 07.12.2022-09:58) Bakan Dönmez’den dikkat çeken açıklama: Son dönemde karada yapılmış en büyük petrol keşfi olabilir

24 TV’nin canlı yayınına konuk olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, başta Şırnak’ta devam eden sismik araştırmalar olmak üzere gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Dönmez, "Yaklaşık 1 yıldır Şırnak'ta sismik araştırmalara yoğunluk verdik. Sondajlarımızı yaptık. Gabar Dağı ve civarında 4 kuyuda üretim var. Gabar dağının bir başka bölgesi daha var. Netleştirmeden rakamları açıklamak istemiyoruz. Son dönemde karada yapılmış en büyük keşiflerden biri olabilir." ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez’in konuşmasının satır başları;

24 TV ekranlarında yayınlanan Murat Çiçek ile Yüz Yüze programına katılan Bakan Dönmez, merak edilen soruları yanıtladı. 24 TV GYY Murat Çiçek'in "Karadeniz'den çıkan gazla ne zaman çay demleyeceğiz?" sorusuna cevap veren Bakan Dönmez, "Ben de sabırsızlıkla bekliyorum. Hemen her hafta genel müdürümüzle görüşüp taze bilgileri alıyoruz. Her ay da sahada konaklamalı olarak çalışmaları yerinde inceliyoruz. İlk keşfimizi 2020'de yaptık ve üzerinden neredeyse üzerinden 2 yıl geçti. Sahada muazzam çalışma var. Orada şu ana kadar 15 kuyu açtık. Şu anda üretim amaçlı açılan 10 kuyunun 9'unda işlemler tamamlandı. Kuyuyu açmakla iş bitmiyor. Kuyunun içerisinde yapılması gereken iş ve işlemler var. Sonra kuyunun üzerinde montajı gereken bazı ekipmanlar var. Bunlar bir taraftan yapılıyor. Bizim oradaki 3 gemimiz Fatih, Yavuz ve Kanuni gemilerimiz üç işlemi de ardışık olarak yapıyorlar. Bir taraftan saha üretimini hazırlarken 10 kuyuda üretilecek gazın karaya getirilmesiyle alakalı da iletim hattının inşaatı vardı. O işlemler tamamlandı. Şu anda onların testleri devreye alma işlemleri yapılıyor. Bu suyun altına biz personel indiremeyeceğiz. Dolayısıyla her şey dışarıdan kontrol edildiği için, şimdi o ekipmanların yerleştirilmesi bizim gemilerimizin üzerinde operatörlerimiz var. İnsansız denizaltı robotlarımız var su altı robotlarımız var onlar yapıyor." ifadelerini kullandı.

Sakarya sahasında 2 bin 200 metre su derinliği var 

Sakarya sahasında yürütülen çalışmalara değinen Dönmez, "Ondan sonra da karada aşağı yukarı 1500-2000 metre kadar daha iniyoruz. 4 bin metrede işlem yapıyoruz. Gayet derin bir alan. Bunları da operatörlerimiz sadece bir robot da inmiyor büyük ekipmanları yerleştirmek için bir den fazla robotu aşağı indirip orada bağlantı işleri ve diğer işleri yapıyoruz." dedi. Su altındaki işlerin hemen hemen tamamlanma noktasına geldiğini dile getiren Dönmez, "İletim hattı dediğimiz gazın taşınacağı hattı yaptık. Karada çok hummalı çalışma var. Çıkan gazın çünkü işlenmesi, filtrelenmesi başka ifadeyle rafinaj işlemleri için bir kara işleme tesisimiz var. Orada da yüzde 80-85 oranında işleri tamamladık, Filyos'tan bahsediyoruz. İnşallah hedefimiz 2023 Mart ayı gibi gazları evimize vererek çayımızı kahvemizi içmiş olacağız." ifadelerini kullandı.

10 kuyudan 10 milyon metreküp günlük gaz üretimi olacak

"Yıllık da 3,5-4 milyar metreküpe denk geliyor. Sonra da biz dört yıl içinde maksimum üretim seviyesine çıkartacağız. Çünkü bu 10 kuyuya belki 30 belki 40 kuyu daha ilave edeceğiz. Sonra da günlük 40-50 milyon metreküpe ulaşan bir üretim seviyemiz olacak. Bu da bizim başından beri söylediğimiz konutlarda kullanılan gazın tamamını karşılayacak aşağı yukarı 25 yıl süreyle karşılama potansiyeline sahip bir rezervden bahsediyoruz." dedi

Gaz fiyatlarında bir indirim olacak mı?

Bakan Dönmez, Karadeniz gazının hanelere dağıtılmaya başlanmasıyla dışa bağımlılığın azalacağını ifade etti. Bakan Dönmez, "Biz yaklaşık 55-60 milyar metreküp doğalgaz tüketiyoruz her yıl ve bunun tamamına yakınını da ithal ediyoruz farklı kaynak ve ülkelerden. Maksimum üretim seviyesine çıktığımızda 3'te birini biz artık kendimiz üretir hale geleceğiz. Yaptığımız tüm maliyet hesaplamaları ithal ettiğimiz gaza göre yerli gazın çok daha ekonomik olacağını gösteriyor. Bu çalışmalar maliyet hesaplamaları henüz tamamlanmadı. Takdir edersiniz ki orada yapılan işlerin de bir maliyeti var. Onların da orta uzun vadede karşılanması gerekiyor." dedi. Doğal gaz faturalarına değinen Dönmez, "Baştan beri söylediğimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği buradan hem milletimiz hem devletimiz kazançlı çıkacak. Biz bugüne kadar zaten özellikle son yıllarda biliyorsunuz artan enerji maliyetlerine karşı vatandaşlarımızı hep destekledik. Büyük oranda sübvansiyon var doğalgazda yüzde 75 demek aslında size bin lira gelmesi gereken faturanın 750 TL'sini hükümet karşılıyor 250 TL'si size yansıtılıyor demektir. " ifadelerini kullandı.

"Sübvansiyon oranları enerji maliyetleri yüksek seviyelerde devam ettiği müddetçe hükümetimizin politikası olarak vatandaşlarımızı ezdirmeyeceğiz. Hiç şüphesiz yerli gazımız daha ekonomik olacağı için o zaman yine bir değerlendirme yapacağız. Elimizdeki imkanları sonuna kadar zorlarız." dedi.

Birçok ülkeyi etkiledi

Geçtiğimiz yıl enerji ithalat faturasının 50,4 milyar dolar olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, "Bu sene bu rakam iki katına çıkacak neredeyse. Hakikaten ciddi bir yük var. Bu sadece bizi değil, bizim gibi enerjide dışa bağımlı bir çok ülkeyi etkiledi." dedi. Avrupa ülkelerinin de benzer durumda olduğuna dikkat çeken Bakan Dönmez, "Başta komşu Avrupa ülkelerine baktığınızda da benzer durumlar var. Hatta bugüne özel başka sorun da var sadece enerji fiyatlarının yüksekliği değil malın bulunabilirliği sorunu da var. Bunu da dikkate almak lazım. Biz hamdolsun bütün şartlara rağmen biz hem malı bulunabilir halde tutuyoruz hem de maliyetleri önemli bir kısmını kaynağında karşılamak suretiyle vatandaşımıza en alt seviyede yansıtmaya çalışıyoruz." dedi.

Müjde olabilecek veya potansiyel olacak hamleler var mı?

Abdülhamid Han sondaj gemisinin Akdeniz'de çalışma yaptığına değinen Bakan Dönmez, "Yörükler dediğimiz Antalya açıklarındaki sondajını tamamladı. Önce limana çektik şimdi de Mersin açıklarında Taşucu-1 kuyusu sondajına yöneldi. Sondajdan sonra oradan alınan örnekleri şimdi laboratuvarda ofislerde arkadaşlarımız değerlendiriyorlar. Jeolojik olarak karar verilmesi gerekiyor. Başından beri söylediğimiz bir şey var bulana kadar devam edeceğiz. Ama eninde sonunda varsa bulacağız." dedi.

Akdeniz'de Türkiye'nin yetki alanındaki operasyonlara devam edileceğini ifade eden Bakan Dönmez, "Karadeniz'de daha yoğun çalışmaya devam ediyoruz. Mavi Vatan'ın her yeri bizim için bir görev alanı olarak görüyoruz. Sismik araştırma ve ardından da sondaj çalışmalarını sürdürüyoruz. Rabbim inşallah Akdeniz'de de Karadeniz'de olduğu gibi güzel bir keşif çıkartır diye ümitli ve umutluyuz." ifadelerini kullandı.

24 TV GYY Murat Çiçek, "Yabancılar Türkiye'yi çok yakından adım adım takip ediyorlar bunu net olarak görüyoruz... Doğalgaza sahip olmak elbette bir kıymet ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu enerji piyasası haline gelmesi de bambaşka bir şey herhalde değil mi? Putin'in açıklamasıyla ilgili atılan somut bir adım var mı? Bu piyasa kurulursa Türkiye'nin enerji sektöründeki konumu ne olacak?" diye sordu.

Doğalgaz altyapısının öncelikle iç talebi karşılamak üzere alt yapıların güçlendirildiğine değinen Bakan Dönmez, "Biz bugüne kadar doğalgaz tarafında öncelikle iç talebi karşılamak üzere alt yapımızı güçlendirdik. Bu sürece ilk başladığımızda Rahmetli Özal zamanında sadece Romanya Bulgaristan üzerinden gelen tek hattımız vardı. O da İstanbul ve Ankara'da sonlanan 5 büyük ilimize doğalgaz verdiğimiz ve 57 ilçemize gaz verdiğimiz yapıdan bugün 81 ilimizin tamamına doğalgaz götürmüş 690'ı aşkın yerleşim biriminde neredeyse 70 milyon vatandaşımızın doğalgaza erişimine imkan sağlayan bir alt yapımız var. Ve az önce rakam verdim 55-60 milyar metreküplük tüketim bu haliyle zaten Avrupa'nın en büyük doğalgaz piyasasında 4. sıradayız tüketim olarak baktığımızda. Kaynak giriş noktaları olarak baktığımızda o batı hattından ki şu an onu kullanmıyoruz." dedi.

Bakan Dönmez doğal gaz açıklaması

Bakan Dönmez, "İki tane Türk Akım yapıldı bunlardan biri doğrudan Türkiye'ye geliyor Mavi Akım Samsun'dan geliyor. Azerbaycan'dan ilk boru hattımız Erzurum'a kadar gelmişti. Şimdi 2018'de TANAP bitti. TANAP'ı devreye aldık ikinci kaynak oldu Azerbaycan'dan gelen. İran hattı var. 5-6 boru hattımız var. Bunun yanı sıra LNG terminalimiz 1 taneydi şu anda 4 tane terminalimiz var. Doğalgazın sıvılaştırılmış ve depolamaya müsait hali. Bunu biz orada gazlaştırıyoruz ve şebekeye basıyoruz. Beşincisi de Saroz'da bitmek üzere önümüzdeki ay belki devreye alacağız." ifadelerini kullandı.

Avrupa'ya giden doğalgaz boru hatlarının yapılmasında önemli roller üstlenildiğini vurgulayan Bakan Dönmez, "Bu haliyle biz Türkiye'deki 60 milyar metreküplük doğalgazı belki talep olması halinde karşılayacak bir alt yapımızı kurmuş olduk. Bununla birlikte özellikle Avrupa'ya giden doğalgaz boru hatlarının yapılmasında önemli roller üstlendik. Sadece kendi arz güvenliğimizi değil bir yerde Avrupa'nın enerji arz güvenliğine katkı sunmak adına önemli projelerde önemli kritik görevler üstlendik. Bu bize şöyle bir fırsat getirmiş oldu." dedi.

Türkiye'nin enerji alanında bir ticaret merkezi haline dönüştürülmesine yönelik çalışmaların sürdüğüne değinen Bakan Dönmez, "Bu kadar kaynağın çeşitli ülkelerden sağlandığı bir piyasa doğal olarak zaten böyle bir pazar olmaya müsait bir alt yapıya sahip demektir. Bu fiziki altyapımızı piyasa mantığıyla bir ticaret bölgesi ticaret merkezi haline dönüştürmenin adımlarını atıyoruz. Bu da Sayın Putin'in teklifi son derece değerli, kritik. Ardından Aliyev'in biz bu projeyi desteklemeye hazırız dedi. Ben birkaç aydır birçok ülkeye temaslarım oldu. Gerek ülkemizin doğalgaz tedarikini sağlamak üzere gerekse bu projeyi de onlarla istişare ediyoruz. Onlara da bu fikri açtığımda hepsi bize görev düşerse orada bulunmaya hazırız cevabını verdiler." ifadelerini kullandı.

15 farklı hattan Türkiye'ye doğalgaz akışının sağlandığına dikkat çeken Bakan Dönmez, "Biz doğudan batıya neredeyse boru hatları dahil 15 değişik kaynaktan, ülkeden doğalgaz getiren bir ülkeyiz. Avrupa'da bu kadar çeşitli kaynağa sahip bir ülke hemen hemen yok gibi bir şey. Bu neyi getirecek biraz önce sorduğunuz soruya örnek olarak pazar olması için tabii ki kaynakların uygun koşullarda getirilmesi lazım. Halkımızın anlayacağı şekliyle biz aslında süpermarket olma yolunda hızla ilerliyoruz." dedi.

24 TV GYY Murat Çiçek'in "Vana eskiden onların elindeydi bizden hat geçiyordu. Bu son hamle ile beraber aslında vana bizde oluyor. Bize satılacak biz üzerine karını koyup mu satacağız?" sorusuna cevap veren Bakan Dönmez, tedarikçilerin ve alıcıların bir araya getirilmesi rolünü Türkiye'nin üstleneceğini açıkladı.

"Belki çok öznel yaklaşmak doğru değil. Tedarikçiler ve alıcıları biz bir araya getireceğiz. Dijital platform oluşturuyoruz. Ama bu platformun arkasında Türkiye Cumhuriyeti devleti var. Bir çok kaynaktan buraya getirmiş. Neredeyse son 20 yılda birçok projeyi zamanından önce hayata geçirmiş bir ülke var. Cumhurbaşkanımız gibi bir siyasi liderimiz var. Kararlı, projelerinin ve taahhütlerinin arkasında durabilen güvenilir bir liderimiz var. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde bu pazarın en büyük artılarının avantajların bunlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Burada sadece bir dağıtım merkezi olmayacağız. Piyasanın alım satımın gerçekleştiği bir merkez olacağız. Biz bunu ulusal çapta zaten yapıyoruz. Bizim enerji borsamızda günlük ve vadeli olarak elektrik ve doğalgaz alınıp satılıyor. Aynı mantıkla şimdi uluslararası pazarı da işletmiş olacağız. Bu kapsamda belki bu paydaşlarımızla da bir araya gelmeyi hedefliyoruz."

24 TV GYY Murat Çiçek, "Sayın Cumhurbaşkanı ile G20 için Endonezya'da bulunduğumuzda dönüşte röportajımızda bu enerji üssü ile ilgili olarak Rusya'nın haricinde bir ülke daha var dedi. Hatta ben Rusya değil başka ülkeden bahsediyorsunuz dedim. Rusya gibi somut anlamda biz de bu işin içerisindeyiz diyen ülke hangisi?" diye sordu.

Bakan Dönmez, Azerbaycan'ın da Türkiye'nin enerji üssü haline getirilmesi konusunu desteklediğini ifade etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı ilham Aliyev'in de söz konusu projeyi desteklediğine dikkat çeken Bakan Dönmez, "Sayın Aliyev'in böyle bir ifadesi oldu yanlış hatırlamıyorsam. Onlar da projemizi destekliyorlar. Hatta bu hafta sonu enerjiden sorumlu bakanları misafirim olacak İstanbul'da çeşitli konuları görüşeceğiz. Azerbaycan ile birçok alanda işbirliği yapıyoruz. Onların milli şirketi SOCAR ile bizim ortaklıklarımız var. TANAP projesinde onlar da var BOTAŞ da var. TPAO Azerbaycan'da arama üretim faaliyetlerini SOCAR ve diğer şirketlerle birlikte hareket ediyor. Bizim de orada yatırımlarımız var. Zaten işbirliklerimiz var. Uyumlu da bir çalışma içerisindeyiz. Azerbaycan da bir kaynak ülke olarak projede yer alması bizi mutlu edecektir." dedi.

Hazar Denizi etrafındaki Türk ülkelerinin de enerji kaynakları açısından zengin olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, "İsimlerini zikretmemiz uygun olmaz ama bölgesel olarak baktığımızda Hazar ve bölgesindeki ülkeler ki hepsi Türk devletleri enerji kaynakları açısından zengin ülkeler. Bunlar yine ürünlerini getirip burada satabilir. Körfez ülkeleri Katar, Umman, İran keza boru hattıyla bize doğalgaz sağlıyor. Bunlar yine bu pazarda yer alabilir." dedi.

Öte yandan Türkiye'nin yıllardır Cezayir ve Nijerya ile LNG ticareti yaptığını açıklayan Bakan Dönmez, "Geçtiğimiz haftalarda Cezayir'de bulunmuştum. Orada da bu konuları masaya yatırmıştık. Şimdi yavaş yavaş Libya örneğin orada petrol ve gazla alakalı arama faaliyetlerinde birlikte olacağız. Orada da çalışmalarımız devam ediyor. Bunlarla da sınırlı tutmak istemiyoruz. Doğu Akdeniz'de Mısır İsrail gibi şu anda kaynak ülke durumunda olanlar, belki yarın Lübnan gaz bulabilir. Bu ülkelerin hepsinin gazı ya boru hatlarıyla ya da tankerlerle LNG sistemi ile Türkiye'ye getirilebilir. Biz dolayısıyla stratejik konum olarak öne çıkıyoruz." dedi.

"Bir taraftan da komşu ülkelerle bizim doğalgaz ticaretimiz zaman zaman oluyor. Bulgaristan'la oluyor kamuoyu belki bilmiyor ama bizim Yunanistan'a doğalgaz satışımız var. Keza TANAP Yunanistan'dan sonra Arnavutluk ve İtalya'ya kadar gidiyoruz. Türk Akım'ın gittiği yerler Bulgaristan'dan sonra balkan ülkeleri Sırbistan, Macaristan. Bizim ülkemizden geçen boru hatları Avrupa'nın göbeğine kadar gidiyor. Burada bir pazar oluşturabilirsek fiyatı burada oluşturabilirsek. Alıcı ve satıcının mutlu olduğu güvendiği şeffaf bir pazara kimse hayır demeyecektir. Biz iddialıyız tabii ki kimseyi zorlamayacağız. Bir alternatif kaynak pazar sunmuş olacağız."

Böyle bir pazarın türkiye'ye kazandıracağı güç nedir?

Türkiye'nin ve Başkan Erdoğan'ın gayretleriyle küresel ölçekte bir gıda krizinin önüne geçildiğini vurgulayan Bakan Dönmez, enerji krizinin çözümünde de Türkiye'nin katkı sağlayabileceğini ifade etti. Bakan Dönmez, "Mesela biliyorsunuz Ukrayna ve Rusya arasında bir savaş var. O enerji tarafına yansımalarına olduğu kadar gıda tarafına da oldu. Ülkemizin her iki ülkeyle başta Sayın Cumhurbaşkanımızın diyalog içerisinde olması sadece bu coğrafyanın değil dünyanın da gıda krizine girmesine engel olmuş oldu. Fiyatlar kıtlıkta artar. Buğday, arpa, yağlık tohum maddeleri gibi bunlar insanlığın temel ihtiyaçları. Erişiminde bir sınırlama getirildiğinde bulamıyorsunuz. Paranız olsa da bulamıyorsunuz. Orada çözüm odaklı bir yaklaşımla bu sorunu çözdük. Enerjide de küresel bir kriz yaşanıyor. Türkiye bunun çözümüne de katkı sağlayabilir." dedi.

"Öte yandan tabi bu ürünlerin burada ticarileşiyor olması burada elde edilecek kazançlardan ülkemizin faydası olacak. Yüzlerce belki binlerce insan istihdam edilecek. Düşünün mesela Londra'da Brent petrol endeksi açıklanır bugün İngiltere kısmen de olsa petrol üreticisidir ama ticarileşen ürün ürettiğinden kat kat daha fazla. Aynı şekilde mesela kömürün piyasası Hollanda'da ticarileşiyor ama Hollanda bir ton bile kömür üretmeyen ülke ama orada ticarileşiyor oradan bir kazanç elde ediliyor. Bunların doğrudan ve dolaylı olarak ekonomimize son derece olumlu katkıları olacak."

Avrupa donarken bizim durumumuz ne olacak?

Türkiye'nin 20 yıl öncesine kadar doğalgaz deposu olmadığını ifade eden Bakan Dönmez, Biz çok iyi durumdayız. Aslında 20 yıl önce hiçbir doğalgaz depomuz yoktu. Yer altı depomuzu ilk Silivri'de oluşturmuştuk. Son iki yıldır yaptığımız çalışmalarla oradaki hacmimizi 3 milyar metreküpten 4,6 milyar metreküpe artırıyoruz. Bu ay içerisinde de açılışını yapacağız. Aynı zamanda günlük geri üretim kapasitesinin de 28 milyon metreküpten ilk etapta 50 sonra 75 milyon metreküpe çıkartacağız. Aynı şekilde Tuz Gölü'nde yaklaşık 4 yıl önce hizmete aldığımız 1.2 milyar metreküplük depomuz var. Oranın kapasitesini 5.4 milyar metreküpe çıkartacağız. Böylece her iki deponun hacmi 10 milyar metreküpe ulaşmış olacak." dedi.

Bakan Dönmez, "Özellikle doğalgaz gibi mevsimsel değişikliklere göre talebin arttığı dönemlerde talebi eksiksiz karşılayabilmek için sizin yedek rezervlere ihtiyacınız olur. Biz tabi boru hatlarıyla gazı alıyoruz. düzenli bir akışımız var. LNG terminallerimizi kışın daha yoğun kullanırız. Isınma sezonu başladığında evlerimizde siz kaloriferlerinizi çalıştırıyorsunuz talep artıyor doğal olarak. O işte artan talebi karşılamak için depolarımız devreye girecek. Bugüne kadar sorun yaşamadık, bugünden sonra da depolarımızla dolu giriyoruz tedarik anlaşmalarımızı da yaptık. Tedarikçiler sevkiyat programlarına uygun hareket ettiğinde bu kış sistemi atlatmış olacağız." dedi.

"Avrupa açısından onlar hakikaten zordalar. Rusya ile olan bağımlılığı azaltabilmek için ithal ettiği gazın miktarını azalttılar. Bu durumda yeni kaynaklara ihtiyaçları var. Gazı bulmaları yetmiyor, nasıl getireceksiniz. Ya boru hattı çekeceksiniz sıvı doğalgaz için terminal yapmanız lazım. Boru hattı bugünden yarına yapamazsınız. Şu anda Avrupa'nın da bizim de kullandığımız gaz binlerce kilometre uzaktan taşıyoruz. Sibirya'dan Rusya'nın kaynaklarından Rusya'dan gelen gaz için söylüyorum. Hazar'dan gazı buraya taşıyoruz mesela. İran gazı da körfez kıyısında daha çok üretimi var oradan taşıyoruz."

Avrupa neye güvenip rusya'ya resti çekti?

Avrupa'nın Rusya'ya olan bağımlılığının 3'te 1 oranında olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, yaz aylarında depoların doldurulduğu ama bunun tek başına yeterli olmayacağını açıkladı.

Bakan Dönmez, "Güzel bir soru. Avrupa'da da yer altı depoları var. Ülkeden ülkeye değişiyor. Yüzde 10 ila yüzde 20'sini karşılayacak şekilde. Sadece bir ülkenin sorunu değil. Avrupa'da şebekeler de birbirine bağımlı durumda. Onların yıllardır üzerinde çalıştığı single market dedikleri yani tek pazar piyasa mantığıyla çalışan ve iletim hatlarını hem elektrik tarafını hem doğalgaz tarafını birbirine bağlayan bir network var. Bugüne kadar onun nimetlerinden de yararlanmış oldular. Verimliliği de artırmış oldu kaynağı daha verimli kullanmış oldular. Fakat malın olmadığı zamanda o kapasiteniz de bir işe yaramıyor. Doldurmanız gerekiyor. Bu kışa tabi onlar yazdan hazırlık yaparak depolarını doldurarak girdiler ama depo tek başına yeterli değil. Bazı ülkeler hemen LNG terminali devreye almaya çalıştılar. Gazın tamamını Rusya'da temin etmiyorlardı. Onların bağımlılığı ortalama baktığımızda 3'te 1 oranındaydı." dedi.

Avrupa'nın yüzde 25 oranında tasarruf hedefi koyduğuna dikkat çeken Bakan Dönmez, "Diğer kaynaklardan boru hatlarıyla devreye almaya çalışıyorlar bir taraftan ama asıl tek çare şu gibi tasarruf ederek süreci yönetmeye çalışıyorlar. Hedef koydukları rakam da yüzde 25 arasında bir tasarruftan bahsediyor. Baktığınızda burada vatandaşlara dönük bir takım olağanüstü tedbirleri öneriyorlar. Uygulanacak mı zaman içerisinde göreceğiz. Sanayi tarafında zaten onlar kendi üretim portföyüne uygun olarak bir enerji planlaması yapar. o şu demektir eğer yüzde 25 tasarruf demek üretimi 4'te 1 kısmak demektir. Ekonomiyi etkiliyor. Enerji krizi ekonomik krize o da sosyal, toplumsal krizlere de neden olabilir. O bu kışı nasıl geçirecekler merak ediyoruz. Sadece bu kışla da değil açıkçası. Seneye ondan sonraki seneye bir kış daha var." ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez, "İklim değişikliği programını da bir yerde askıya almış oldular. Düne kadar bize kömür santralini kapatın diyen çevreler şimdi kendi başının çaresine bakmaya başladılar." dedi.

Doğal gaz konferansının detaylarında neler var?

Bakan Dönmez, Türkiye'ye gaz tedarik eden ülkelerin davet edileceği bir gaz zirvesi planlandığını açıkladı. Şubat ayı içerisinde yapılması beklenen doğalgaz zirvesiyle birlikte Türkiye'nin enerji alanında nasıl bir merkez olacağının görüşüleceğini ifade etti.

Bakan Dönmez, "Tabii bizim bu gaz merkeziyle ilgili düşüncemizi de onlarla istişare edeceğiz. Buraya biz bugüne kadar Türkiye'ye gaz tedarik etmiş kaynak ülkeleri ve onların şirketlerini davet edeceğiz. Aynı şekilde Türkiye üzerinden gaz tedarik eden ülkeleri de davet edeceğiz. Hem arz tarafını hem de talep tarafını bir araya getireceğiz. Türkiye bugüne kadar çünkü aşağı yukarı 1986'dan bu yana biz doğalgaz kullanıyoruz. Nereden baksanız 35-40 yıllık bir gaz tecrübemiz var. Bu tecrübemizi de onlarla paylaşacağız. Nasıl bir piyasa olursa onlar Türkiye'de gaz tedarik edebilir veya Türkiye'ye gaz arzı yapabilir bunları görüşeceğiz. İçinde bulunduğumuz dönemde küresel enerji krizinde değişen dinamikler var. Bunları dinlemeye çalışacağız. Bunlarla birlikte fiyatlar konusu belki gündeme gelecek." dedi.

"Biz hep şunu söylüyoruz. Bir tarafın sürekli kazandığı bir tarafın sürekli mutsuz olduğu zarar ettiği piyasa sürdürülebilir bir piyasa değil. Çünkü sizin de müşteriye ihtiyacınız var. Şöyle karşılıklı bağımlılık var. Biz kendimiz enerjide dışa bağımlıyız ama enerji ürünlerini satan ülkeler açısından da onlar da tüketicisine bağımlı hale gelmişler. Bir çoğunun ekonomisi enerji, petrol kaynakları üzerinde ilerliyor. Küçük örnek verecek olursak küçük bir mahallenin bakkalısınız. Komşular etrafınızdakiler sizden ihtiyaçlarını gideriyor orada ekonomik bir sıkıntı olsa malı kime satacaksınız? Bakkalı başka yere taşıyacaksınız. Müşteri kaybetmek istemezsiniz. Makul katlanabilir fiyatlamanın adil olacağını ifade edeceğiz. Bunların hepsini konuşacağımız bir uluslararası gaz zirvesini Şubat ayı gibi planlıyoruz."

Bakan Dönmez 24 TV yayını

Petrol aramalarında neredeyiz? Gabar'da iyi bir rezerv bulduğumuz doğru mu?

Bakan Dönmez, Gabar Dağı ve civarında şu anda 4 kuyuda üretim yapıldığını açıkladı. Şırnak'ta sismik araştırmaların son hızda devam ettiğini vurgulayan Bakan Dönmez, Şimdi tabi denizlerdeki aramaların yanı sıra çok kamuoyunda fazla öne çıkmasa da karada da hummalı bir çalışmamız var. Güneydoğu'da Güney'de yoğun çalışmamız var. oradaki vatandaşlarımız görüyor çalışmaları. Daha bir kaç ay önce örneğin Çukurova'da bir keşfimiz vardı. 3-4'üncü kuyuyu açıyoruz inşallah 10 kuyuya çıkacağız. Türkiye'deki rezervuarlar çok büyük rezervuarlar değil. Bu biraz da fay hatlarından dolayı kırıklı bir yapımız var. Ya küçük rezervuarlar buluyoruz ya da kaçmış daha derine kaçmış ya da daha katıya yakın hale gelmiş üretimi zor yapılarımız var çıkarılması zor olan. Dolayısıyla zorluk maliyeti artıran bir unsurdur. Geçmişte bazı keşifler olmuş ekonomik olmadığı için kapatılan yerler var. Birkaç yerde tekrar değerlendirme yapılmasını özellikle talimatlandırdım." dedi.

Diyarbakır'da petrol yok diye kapatılan sahalardan sonradan petrol çıkarıldığına dikkat çeken Bakan Dönmez, güvenlik gerekçesiyle yapılamayan çalışmaların artık sıkıntısı bir şekilde devam ettiğini açıkladı.

Bakan Dönmez, "Mesela bu sahalarda Diyarbakır'da daha önce petrol yok diye kapanmış sonradan bizim girdiğimiz aynı yerde petrol keşfettiğimiz yerler de oldu. Bu ifadelerin bir kısmı doğru bir kısmı doğru değil. Bahsettiğiniz Şırnak'taki çalışmalara gelince yaklaşık biz bir yıldır o bölgelerde sismik araştırmalara yoğunluk verdik. Daha önce güvenlik gerekçesiyle yapamıyorduk. Hamdolsun güvenlik personelimiz askerimiz terörü temizlediği bölgelerde sismik araştırmalarımızı yaptık sondajlarımızı yaptık bahsedilen Şırnak'taki Gabar Dağı ve civarında şu anda 4 kuyuda üretimimiz var günlük bin 300 - 400 bin varil. Bu kuyu sayısını 10'a çıkarmayı planlıyoruz. Bu Gabar Dağı'nın başka bölgesi daha var. Orada da sismik çalışmalarımız tamamlanmak üzere. Ayrıca orada da keşif amaçlı sondajlarımızı yapacağız. Ümitliyiz bazı rakamlar telaffuz ediliyor ama netleştirmeden de açıklamak istemiyoruz. Bir rakam söyleyince doğruluğuna emin olmamız lazım ama ümitliyiz. Açıkladığımızda da göreceksiniz son dönemde karada yapılmış en büyük keşiflerden birisi olabilir." dedi.

Bakan Dönez, Bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Biraz daha bekleyelim çalışmalar tamamlanınca açıklayacağız." dedi.

Şehit esma çevik kuyusu

Bakan Dönmez, Şimdi bizim bu Esma Çevik adını verdiğimiz ki bizi korumakla görevli bir Jandarma Astsubayımızın şehadetiyle sonuçlanan bir operasyondan bahsediyoruz. Biz de kuyu ve bölgeye onun adını verdik 'Şehit Esma Çevik' belki onun yüzü hürmetine bu keşifleri yapıyoruz." dedi.

4 kuyuda üretimin devam ettiğini, 5'inci kuyunun sondajının ise tamamlandığını açıklayan Bakan Dönmez, "Oradaki günlük üretimimiz şu anda 5-6 bin varil civarında. Türkiye'nin toplam üretimi ne kadar 65 bin varil günlük petrol üretiyoruz. 5 yıl önce bu rakam 38-40 bin varil idi günlük üretimimiz. Yüzde 50'den fazla bir üretim artışı sağlamışız. Bu işte bizim Adıyaman'da Mardin'de Adana'daki yeni keşiflerimizden sonra petrol üretiminde de yüzde 50'ye varan bir artış söz konusu. Bu sahaya ilişkin tabi rezerv tespit çalışmaları tamamlandıktan sonra kaç kuyu daha açabiliriz buna bakacak arkadaşlarımız." dedi.

"Bu rakamlar artabilir. Bu ilk 5 kuyuda ulaştığımız seviyelerden bahsediyoruz. Petrolün kalitesi oldukça iyi. Bizim o bölgede biraz daha yoğunlaşmamız gerekiyor. Şimdi sondaj kuyularımızı o bölgeye yönlendirdik. Onlar da inşallah çalışmalarını tamamlayacaklar. Sonrasında da bu rezerve ilişkin rakamları kamuoyumuzla paylaşmış olacağız. Çalışmaları bitirelim çünkü biz daha önce de biliyorsunuz bizden önce bir takım dedikodularla kamuoyunda açıklamalar oldu. Biz hep şunu söylüyoruz, bakanlığımızın resmi açıklaması ya Türkiye Petrolleri'nin ya da Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını dikkate alın onun dışındakilere itibar etmeyin diyoruz."

Sübvansiyon rakamları

Geçen yıl yüzde 80'i doğalgaz olmak üzere 100 milyar dolarlık bir sübvansiyon yapıldığını işaret eden Bakan Dönmez, "Bu yıl bu rakam toplamda 200'ü geçecek. Çünkü Aralık ayı içerisindeyiz 250 milyar dolar civarında bir rakama ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Biraz açmak lazım sübvansiyon nedir bu bir destekleme tutarıdır. Daha basit ifadeyle maliyetin altında satış demektir. Yani bir ürünü 10 liraya alıp 5'e satıyorsanız yüzde 50 sübvansiyon var demektir. Şu anda doğalgazda ortalama yüzde 75'ler civarında elektrikte de özellikle konutta sübvansiyon var sanayide söz konusu değil orada da yüzde 50 gibi bir rakamdan bahsedebiliriz. Biliyorsunuz elektrikte biz Mart ayında KDV'de de bir indirim yapmıştık. " dedi.

Doğalgazda ya da elektrikte bir zam söz konusu mu?

"Şu anda bir zam öngörümüz yok" diyen Bakan Dönmez, "Zaman olarak bir tarih vermek doğru değil ama yaklaşımızı bilin diye söylüyorum. Hükümetimiz özellikle vatandaşımızın alım gücünü olumsuz etkileyebilecek bu tip maliyetleri kaynağında zaten destekliyor. Dolayısıyla bu noktada bugüne kadar üzerine düşeni yaptı, bundan sonra da çekinmeden yapacaktır. Kimsenin çekincesi olmasın. Bu piyasanın hepsi kamu eliyle yönetilen bir piyasa değil. Zaman zaman yanlış anlaşılmalar da oluyor. Örneğin elektrik tarafında özel sektörün üretim payı yüzde 86, yüzde 15'lik bir dilimden bahsediyoruz devlet eliyle yapılan üretim alanında. Dolayısıyla elektrik üretiminde serbest üreticiler de var demektir. Onların da bir takım maliyetleri var. Bu iş sürdürülebilir olması açısından da mali açıdan onların da zarar etmeden bu faaliyetlerini devam etmesi gerekiyor. Devlet kurumları zaman zaman ihtiyaç olduğunda Cumhurbaşkanımızdan aldığımız görevlendirme kararı doğrultusunda piyasada gerektiğinde yüksek fiyatla alarak düşük fiyatla korunması gereken hane halkına, çiftçiye, esnafa aktarıyoruz. Bizim görevimiz budur." ifadelerini kullandı.

Yusufeli bize ne kadar katkı sağlayacak? Devlet payını etkileyecek mi?

Yusufeli Barajı'nın son dönemde yapılan önemli projelerden biri olduğuna değinen Bakan Dönmez, barajın su tutmaya başladığının altını çizdi. Bakan Dönmez, "DSİ tarafından yapıldı şu anda su tutmaya başladı. Törenle Cumhurbaşkanımız oraya gitmişti. 568 megawatt'lık bir kurulu güce sahip Yusufeli Barajı ve yıllık 1.7 milyar kilowatt saat elektrik üretimi yapabilecek şu anda su tutuyor üretim yok elektrik olarak. Sayın Tarım Orman Bakanımızla da görüştük. Mayıs ayı sonu gibi ilk üretime başlayacaklar. Dolayısıyla orası kabaca 2,5 milyon insanımızın elektriğini tek başına karşılayabilecek bir potansiyele sahip. Yıllık 5 milyar lira civarında bir geliri olacak. O santrale Yusufeli'nin taşınmasından dolayı konutlara harcanan para 35 milyar lira bu 7 yılda kendisini kazanacak bir proje diye bakıyoruz." dedi.

Yenilenebilir enerjideki durumumuz ve total enerjideki payımız nereden nereye geldi?

Türkiye'nin yenilenebilir enerji gücünün 12 bin megavattan 55 bin megavatta çıkarıldığını ifade eden Bakan Dönmez, bu alanda önemli yatırımların yapıldığını açıkladı.

Bakan Dönmez, "20 sene önce Türkiye'de yenilenebilir enerjinin gücü 12 bin megawatt'tı bugün 55 bin megawatt'a çıkardık. Yüzde 54'lük bir pay var. O tarihlerde hidrolik santrallerin dışında başka yenilenebilir enerji kaynağımız yoktu. Güneş santralimiz yoktu, rüzgar sadece 18-20 megawatt vardı. Bugün rüzgarda 11 bin megawatt'ı geçtik. Güneş'te kurulu gücümüz 9 bin 250 megawatt'a geldi. Hidrolik potansiyelimizi artırdık. Jeotermal'de Avrupa'nın birincisi durumundayız. Biogaz'dan mesela hiç Türkiye'de gündemde yokken bugün 2 bin 200 megawatt üretiyoruz. Kurulu gücümüzü artırırken yenilenebilir enerji kaynaklarının payını da artırarak gitmişiz. Biz zaten bunları yapmışız yapmaya da devam ediyoruz. Dışardan ithal danışmana gerek yok." şeklinde konuştu.

Bakan Dönmez, "Türkiye de bile enerji piyasasını bilen birileri rahatlıkla Türkiye'nin dünden bugüne ne yaptı ne başardığını ortaya koyabilir. Tabii ki bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Tüm dünya yenilenebilir enerjiye olan ilgisini artırıyor. Şöyle bir teknik bilgiyi de paylaşayım tüm ihtiyacınızı yenilenebilir enerjiden karşılamak mümkün değil çünkü bunlar kesintili kaynaklar. Hidrolik santraller kurak geçti sezon üretim düşük olur. Bahar aylarında yüksek olur yaz aylarında bazen kurak geçer sonbaharda elektrik üretimi düşer. Rüzgar hep aynı şiddette esmez. Güneş gündüz var gece yok. Yaz kış arasında üretim farklılığı oluşur. Bunlar kesintili kaynak olduğu için bütün ihtiyacı bunlara bağlarsanız güneş yok gece oldu bunun ikisini kapatalım, rüzgar düştü iki lamba daha kapatalım diyemezsiniz." dedi.

"Artık atmosfer sadece bir ülkenin kontrolünde veya kullanımında olan meta değil tüm insanlığın ortak malı. Havayı temizleme sorumluluğu bütün ülkenin bütün insanlığın sorunu. Hani bugün değinemedik ama hidrojen geleceğin yakıtlarından birisi olacak. Bununla alakalı yol haritamızı yakında açıklayacağız. Orada da çok büyük gelişmeler var. türkiye zaten bunları yakınen takip ediyor ve biliyor. Bugüne dek birçok ülkeye gittim ben. Türkiye örnek gösterilen ülkelerden birisi Avrupa'da özellikle. Yine bir bilgi daha vereyim. Güneş paneli üretimi, Türkiye yenilenebilir enerji teknolojilerinde de üretim üssü haline geldi. Avrupa'da birinci sıradayız. Avrupa'daki tüm güneş paneli üretim kapasitesinin iki katı Türkiye'de var. yaklaşık 10 bin megawatt'ı aştık dünyanın 3. büyük güneş paneli üreten ülkesi haline geldik, bir çok ülkeye ihracat yapıyoruz. Bir çok teknolojik alanda da gelişmelerimiz var. Ama bu tabi uzaktan bakınca Türkiye'yi bir Afrika ülkesi gibi görürseniz yenilenebilir yapalım, teknoloji üssü yapalım, dijitalleşelim der olmuyor maalesef."

YORUM YAZ..
Modal