Bakan Çavuşoğlu: Siz Hangi Yetkiyle Türkiye'nin Suriye'den Çekilmesini İstiyorsunuz?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bakanlıkta İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ile bir araya geldi.

Müzakere ardından 2 bakan basın toplantısı gerçekleştirdi.

Bakan Çavuşoğlu, Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırdığını bilhassa sivilleri hedef aldığını, ateşkesin ardından da bu  vaziyetin sürdüğünü söyledi.

'TEK ÇÖZÜM ERMENİSTAN'IN AZERBAYCAN TOPRAKLARINDAN GERİ ÇEKİLMESİ'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'Minsk eş başkanlarının bu durumu çözmek için bugüne kadar somut bir adım atmadığını söyledik. Minsk Grubu olarak bir toplantı yapmamızda fayda var. Bu önerimizi bugün gündeme getirdik. Minsk eş başkanları da bugüne kadar neler yapıldığına dair rapor hazırlamalı. Artık adımlar atmamız gerekiyor. Bu sorunun çözümünün tek yönteminin Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarından çekilmesi olduğunu defalarca söyledik. Biz her şartta Azerbaycan'ın vereceği kararları hem sahada hem masada destekleyeceğimizi belirttik. Kardeş Azerbaycan'ın devlet olarak da millet olarak da yanındayız' ifadelerini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, uluslararası toplumun da Ermenistan'ı uyarması gerektiğini ifade ederek, 'Ateşkes çağrısına ilaveten Ermenistan'a da 'Azerbaycan topraklarından çekil' diye bir çağrı olursa, o zaman uluslararası toplumun gerçekten bu sorunu çözme arzusunu görebiliriz.' şeklinde konuştu

Bakan Çavuşoğlu, İsveçli Bakan Linde'nin Suriye ile alakalı ifadelerine tepki gösterdi.

'TERÖRİSTLERLE SURİYELİLERİ VE ÖZELLİKLE KÜRT KARDEŞLERİMİZİ AYIRT EDELİM'

Bakan Çavuşoğlu şu ifadelere yer verdi:

'Mevkidaşım Linde'nin yaptığı konuşmada kullandığı bazı ifadeler var. Onlara da cevap vermek durumundayım. Diyor ki Türkiye'yi Suriye'den çekilmesi için uyarıyoruz. Diplomaside 'urge' kelimesini kullanmak tepeden bakmakca bir yaklaşımdır. Doğru bir yaklaşım değil, o kelime yanlış. Ben şunu sormak istiyorum. Siz kimden aldığınız yetkiyle Türkiye'nin Suriye'den çekilmesini istiyorsunuz ya da Türkiye'yi uyarıyorsunuz. Suriye'deki rejim, İsveç'e ya da AB'ye böyle bir yetki mi verdi. Biz her toplantıda, Soçi toplantılarında, Astana formatı toplantılarında, Cenevre'de, ortaya çıkan tüm İdlib'le ilgili metinlerde bir şeyi vurguluyoruz ilk paragraf olarak, Suriye'nin sınır bütünlüğü, toprak bütünlüğü. Biz Suriye'yi bölmek istemiyoruz ama siz Suriye'yi bölmek isteyen PKK'lılara destek olmak için Türkiye'ye çekil diyorsunuz. Uluslararası hukukta bu var mı? İdlib'den de çekil diyor musunuz Türkiye'ye veya DEAŞ'tan temizlediğimiz bölgelerden çekil diyor musunuz? Hayır. Neden. Çünkü İdlib'den çekilsek 3 milyon mülteci daha Türkiye'ye gelecek oradan da AB ülkelerine gidecek. PKK'dan temizlediğimiz alanlardan Türkiye'nin çekilmesi lazım... Kimin adına bir kere uyarıyorsunuz, ikincisi o bölgelerden çekil Türkiye neden diyorsunuz. Bu konularda adaletli yaklaşırsak Kürt kardeşlerimizle teröristleri ayırt edersek o zaman o ayrıştığımız konularda görüşlerimiz daha da yakınlaşabilir. Teröristlerle Suriyelileri ve özellikle Kürt kardeşlerimizi ayırt edelim. Diyarbakır'da bekleyen anneler ile konuşun, onlar da Kürt.'

'ÇİFTE STANDARTA İTİRAZIMIZ VAR'

Mevlüt Çavuşoğlu, Linde'nin Yunanistan ile Rum kesimi değerlendirmelerine de şu tepkiyi verdi:

'Dayanışma doğru olan bir yerde güzel, faydalı ama haksız olan yerde dayanışma insanı kör eder, AB'yi de kör eder ve de adaletten uzaklaştırır. Haksız yerde dayanışma içinde olmayalım. Ne olursa olsun Yunanistan'ın ve Kıbrıs Rum Kesiminin her talebi haklıdır anlayışı doğru değil. Ayrıca insan hakları konusunda, göçmenler konusunda hassassınız bize de teşekkür ettiniz. Peki Yunanistan sınırda ve Ege Denizi'nde göçmenleri öldürürken, botlarını batırırken, geri iterken madem bu kadar hassassınız insan hakları konusunda niye bir kere olsun Yunanistan'ı eleştirmiyorsunuz? Onlar insan değil mi? Neden, çünkü Yunanistan Avrupa'ya göçmen gelmesini engelliyor. Neden? Çünkü Yunanistan AB üyesi, dayanışma ruhu var o yüzden eleştiremeyiz. İşte bizim de itirazımız samimi olarak söylüyorum bu çifte standart. Lütfen bunlardan kurtulun. Demokraside, insan haklarında, özgürlüklerde üye veya üye olmayan diye bir ayrım yok. Herkes için geçerli. Bu konularda görüş ayrılığı içindeyiz doğru haklısınız ama siz düşüncelerinizi söylüyorsunuz biz de açıkça düşüncelerimizi 83 milyon vatandaşımız adına söylemekle mükellefiz.'