ABD’nin New York şehrine Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber giden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, burada bulunan Türkevi’nde gazeteci Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtladı. Pek çok konuda önemli açıklamalar yapan Bakan Akar’ın Yunan mevkidaşı konusunda söylediği ‘’Kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar’’ sözleri dikkat çekti.
Kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos’un sözlerine yanıt veren Bakan Akar, ‘’Meis Adası’na gitmiş, orada Yunan askerlerinin arasından Kaş’a bakarak şöyle demişti: “Ne diyorsunuz? Denize atlayıp karşıya yüzerek gidip geleyim mi? Sadece 2 mil... Bakalım ne olacak?” Bakan Akar’a Yunanistan Savunma Bakanı’nın bu sözlerini hatırlattım. Verdiği karşılık, aynen şöyle oldu: “Aferin... Son zamanlardaki provokatif tavırlarına bakınca yüzmeyi unuttular zannetmiştik. Bu kafayla giderlerse yüzme bilmek işlerine çok yarayacak gibi. Tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen Yunanistan’ın bazı siyasileri, provokatif eylem ve söylemlere devam ediyorlar. Türkiye’yi karalamak için türlü yollara başvuruyorlar. Akılla, mantıkla, hukukla izahı olmayan mesnetsiz iftiralarla kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.’’ dedi.
Israrla çözüm üretmek kaçıyorlar
Yunanistan’ın barışçıl diyaloglardan kaçmasına rağmen Türkiye’yi bu konuda suçlamasına tepki gösteren Bakan Akar, şu sözlerle cümlelerini sürdürdü:
‘’Biz sorunların çözümü için kendilerini ısrarla görüşmeye çağırırken onlar ısrarla diyalogdan kaçıyorlar. Hem böyle yapıyorlar hem de diyalogdan kaçan tarafın Türkiye olduğu yalanını söylüyorlar. Kendi aramızda çözebileceğimiz sorunlar konusunda Türkiye'yi sürekli NATO, AB, ABD gibi üçüncü taraflara şikâyet ediyorlar. İkili sorunlarımızı Türkiye-NATO, Türkiye-AB ya da Türkiye-ABD sorunu haline getirmeye çalışıyorlar.
İlgili ilgisiz her ortamda Türkiye’yle ilgili gerçek dışı iddialarla uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de ahlak dışı ve diplomatik teamüllere aykırı bir tutum sergiliyorlar.
Anlaşmalara aykırı şekilde gayri askeri statüdeki adaları silahlandırıyorlar. Bu durum bize hem meşru müdafaa hakkı doğurmakta hem de adaların egemenliğini tartışmalı hale getirmekte. Bunu söylediğimiz zaman egemenliklerini tehdit ettiğimiz yaygarasını koparıyorlar.
Türkiye, tehdit değildir. Türkiye güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefiktir. Bizim amacımız barış ve istikrar için Ege’nin bir barış dostluk denizi olması ve tüm zenginliklerin adil paylaşımı. Ancak her türlü haksız hukuksuz girişime sahada ve masada gerekli karşılığı verdik, bundan sonra da vereceğiz. Bunu bilsinler.
Bir asır önce başkalarına güvenerek girişilen maceranın sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu, bu işgal girişiminin Yunan halkı tarafından dahi kabul edilmediğini, hatta bu işgal girişiminden sorumlu üç başbakan, iki bakan ve başkomutanlarının idamla cezalandırıldığını unutmamalı. Tarihten ders almalı. Sabırla uzattığımız dostluk elini tutmalı.
Yayılmacılık yapan kendileri. Meis için 40 bin kilometrekare yetki alanı isteyen kendileri. Sahte tehdit algısıyla beyhude bir silahlanma gayretinde olan kendileri. 1 Ocak’tan beri binden fazla ihlal ve taciz yapan kendileri. Bunları yapıyorlar, sonra da bizi yayılmacı ve saldırgan olarak niteliyorlar. El insaf! Ya evlerinde ayna yok ya da bakmaya korkuyorlar. Baksalar gerçek yüzlerini görecekler, belki de utanacaklar.’’
Tahıl koridoru enerji krizinin çözümü için anahtar olabilir
Tahıl koridorunun başarısı hakkında da konuşan Bakan Hulusi Akar, ‘’Tahıl sorununun çözümü, tüm krizlerin iyi niyet ve diyalogla önlenebileceğini kanıtladı. Türkiye’nin iki ülke ile de konuşabiliyor olmasının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Tahıl krizinin bu şekilde çözülmesi, enerji krizinin çözümüne de model olabilir.’’ dedi.
Operasyon zaten oluyor
Suriye’de olası bir operasyon düzenlenmesi konusuna da değinen Bakan Akar, ‘’ Terör koridoruna müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bizim hedefimiz sadece teröristler. Şu artık bilinmelidir: DEAŞ Müslümanları, PKK da Kürtleri temsil etmiyor. Muhataplarımızdan mutabakatlara uymalarını acilen bekliyoruz. Tel-Rıfat ve Münbiç bölgesi, terör yuvası haline geldi.
NATO dokümanlarında en önemli husus terörle mücadele iken ABD’nin YPG’ye silah yardımı yapması ya da sınırda ortak tatbikat yapması kabul edilemez, açıklanamaz.
Bölgemizin geleceğinde terör örgütlerine yer yok. Yerinde ve zamanında gereken her türlü müdahale yapıldı, yapılacak. Operasyon zaten oluyor, olacak. Her şeyin bir yeri, zamanı, taktiği, tekniği, mühendisliği, matematiği var. Ülkemizin güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından operasyon yapmak Türkiye’nin en doğal hakkı. Terörle mücadelemiz en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sürecek.’’ dedi
F-16 konusu şarta bağlanamaz
F-16 satışının herhangi bir şarta bağlanamayacağını söyleyen Bakan Akar, ‘’F-16 satışını şarta bağlayan eklemeler kabul edilemez. Elimizi kolumuzu bağlayacak hiçbir şart olmamalı. ABD, kurumsal bir tavır sergilemeli.
Ukrayna krizi bir kez daha gösterdi ki güçlü bir Türkiye, hem Avrupa hem bölgesel istikrar ve güvenlik hem de NATO için elzemdir. Bunu kör gözler de gördü, sağır kulaklar da duydu.
Önceliğimiz envanterimizde olan ve etkin bir şekilde kullandığımız F-16 uçağının tedarik ve modernizasyonudur. Planlarımız bu yöndedir. Ama elbette alternatif çözümlerimiz de mevcut.’’ şeklinde konuştu.