Aziz Sancar: Nobel Önemli Değil, Önemli Olan Vatana Hizmet Etmek!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Selçuk Bayraktar'ın da katıldığı TEKNOFEST'te gençlerle buluşan Prof.Dr. Aziz Sancar, Türkiye'nin bilim ve teknolojideki atılımlarından övgüyle bahsetti. Nobelli Türk bilim insanı Sancar verdiği özel röportajda 'Vatana hizmet etmek Nobel'den daha önemli' ifadelerine yer verdi. Türkiye'nin, bilim ve teknolojide batının gerisinde olmadığını vurgulayan Sancar, Türkiye'deki gençlerin bilim üretme imkan ve kabiliyetlerinin geçmişe kıyasla çok daha yüksek olduğunu hatırlattı.

BİLİM İÇİN NOBEL ALMAK ŞART DEĞİL, VATANA HİZMET NOBELDEN DAHA ÖNEMLİ

2015 yılında aldığı Nobel Kimya Ödülü ile hepimizi gururlandıran Prof.Dr. Aziz Sancar verdiği röportajında ‘Önemli olan Nobel almak değil’ dedi. Röportajın devamında, ‘Belki şimdi "Adam Nobel almış gelmiş 'Nobel önemli değil' diyor" diye düşünenler olabilir ama ben Nobel almadan önce de bunu çok defa söylemişimdir. Benim adım, yaptığım buluşlar, yüzlerce yıl sonra tıpkı Uluğ Bey'in keşifleri gibi bilim kitaplarında olacak.

Türk çocukları bunu görecek ve 'Bunu bir Türk yaptı biz de yaparız' diyecek, benim için önemli olan bu. Benden daha çetrefilli, daha zor deneyler yapmış, önemli katkılar sunmuş birçok bilim insanı var ama Nobel almadılar. Onun için çocuklarınıza 'Oğlum, kızım çalış Nobel al' demeyin, odak noktalarını değiştirmeyin. Ben milliyetçi bir insanım ve ülke sevgim olmazsa ne yaparsam yapayım bana faydası yok. Ziyaretime gelen öğrencilerimden biriyle konuştuk.

Bana 'Hocam ben Amerika'da kalabilirim, önemli çalışmalar yapabilirim ve belki sizin gibi Nobel de alabilirim. Ama ben Türkiye'ye gitmek istiyorum. Orada Nobel almayacağımı biliyorum fakat belki Nobel alacak öğrenciler yetiştiririm' dedi. Ben de gençlere 'yurtdışına gidin, eğitim alın ve mutlaka geri dönün' di

yorum.’ İfadelerine yer veren Sancar gençlerin ülkelerine güvenmeleri gerektiğini vurguladı.

BİLİMDE VE TEKNOLOJİDE YÜZ AKIMIZ; YERLİ İHA VE SİHA’LAR

Röportajında, son yıllarda ciddi bir gelişim gösteren ve Türkiye’nin dünya pazarında önemli bir konum elde etmesini sağlayan yerli silah sanayisine ilişkin övgülerini eksik etmeyen Prof. Dr. Aziz Sancar, ‘1960'larda Çin ve Türkiye bilim bakımından aynı seviyedeydi, her iki ülke de geriydi. Şimdi Çin, bilim alanında Amerika'yı korkutuyor. Bunun sebebi de nüfuslarının ve doğal kaynaklarının çok olması. Biz de bütün Türk dünyasını bir araya getirebilsek aynı güce sahip oluruz. Bunun en güzel örneği de İHA ve SİHA'lar ile kardeş Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarını kurtarmış olmamız.’ Dedi

BİLİMSEL DENEY MALZEMELERİNİN İTHALATI KOLAYLAŞTIRILMALI

Türkiye’de bilimsel çalışmaların gerçekleştirilmesinde pek çok sorun olduğunu fakat bu sorunların aşılamayacak boyutlarda olmadığıı ifade eden Sancar, karamsarlığa kapılmak yerine yapıcı çözümlere odaklanılması gerekliliğine değindi. Bilimsel çalışmalarda engel oluşturan unsurlara dikkat çeken Sancar, ’Türkiye'deki öğrencilerimle konuştuğumda en büyük sorunlarının deneyler için kullanılan malzemelerin temin edilmesinde yaşanan zorluklar. Bazı maddelerin ithal edilme süresinin çok uzun olması ve üstüne vergi alınması bilimsel çalışmaları aksatıyor. İnşallah gerekli makamlar bu konuya da bir çözüm bulur’ dedi.

BİLİMDE BATIYLA YARIŞABİLMEMİZ TARİH BİLENLER İÇİN ŞAŞIRTICI DEĞİL, ÇİÇEK AŞISINI İNGİLİZLERE BİZ ÖĞRETTİK

Son yıllardaki bilimsel gelişmelerin bazı yurttaşlar tarafından görmezden gelinirken bazılarının ise aşırı böbürlenme eğiliminde olduğuna dikkat çeken Sancar, Türkiye’nin tarih boyunca siyaset alanında olduğu kadar bilimsel alanda da hep önemli bir ülke olduğunu dile getirdi. Mevcut teknoloji hamlelerinin, dünya genelinde azımsanmayacak derecede itibarlı olduğunu birlikte ulusumuzun yapabileceklerinin çok azını teşkil ettiğini, çok daha önemli işleri yapabilecek bir ülke olduğumuzun altını çizdi. Bu moral dengesinin dengenin korunması ve gençlerin ülkemizde ilimde yapabileceklerine olan inancını teşvik etmek gerektiğini vurgulayan Sancar, ‘Türkiye artık kendi teknolojisini üretebilen bir ülke. Kayseri'de üretilen aşının Faz 2'de çok olumlu sonuçlar verdiğini öğrendim. Bence bu aşı şu anda kullanılabilir ve dışardan aşı ithal etmeye ihtiyacımız yok. Çiçek aşısını bile ilk Türkler çıkardı ve uyguladı. İngilizler, Türkiye'de aşı olmuş, Amerika bunu duymuş ve Amerikalı bir iş adamı bir arkadaşıyla yazışarak bu aşıyı kullanmaya başlamış. 100 kişi üzerinde uygulamışlar ve hepsini hastalıktan kurtulduğunu görmüşler. Bu olaydan 10 sene sonra Amerika'da çiçek aşısı hükümet tarafından zorunlu kılındı. Bizim bir aşı geleneğimiz var ve aşı geliştirmede tarih boyunca öncülük etmişiz.’

BİLİM VE TEKNOLOJİDE GERİDE DEĞİLİZ

Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik gelişmişliğinin maalesef azımsandığının altını çizen Sancar, ‘Türkiye'nin bilim konusunda Batı'dan geride olduğu görüşüne katılmıyorum. Tamamen Batı Avrupa ve ABD düzeyinde değiliz ama birçok alanda bütün Balkan ülkelerinden, Rusya'dan ve öteki Asya devletlerinden ileriyiz. Uzun yıllar Rusya'nın etkisinde kalan Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri ile ortak çalışmalar yapmak gerekli. Çünkü bu ülkelerde müthiş bir potansiyel var. O bakımdan beraber çalışırsak bilimsel anlamda Batı'daki gelişmiş ülkeler seviyesinde ya da Japonya ve Çin gibi olabiliriz

TÜRKİYENİN BİLİM VE TEKNOLOJİDEKİ İMKANLARI GEÇMİŞE KIYASLA ÇOK DAHA İYİ DURUMDA

Geçmiş yıllarla kıyaslandığında Türkiye’nin bilim üretme imkanlarında ciddi bir gelişim kaydedildiğini ifade eden Sancar, kazanımlarımızın korunması ve üstüne yenilerini koyarak devam edilmesi gerektiğini ifade etti. Kendi gençlik yıllarından örnekler veren Sancar, ‘ Kendi gençlik yıllarımla kıyasladığımda şimdiki Türkiye'nin çok değişti. Gençler çok iyi imkânlara sahip. O zamanlar hiç araştırma imkânı yoktu, şimdi var. Ayrıca çok güzel üniversitelerimiz, çok başarılı hocalarımız var. Benim buradaki öğrencilerimin hepsi artık profesör ve onların yaptıkları araştırmalar Amerika'daki University of California'dan (UCLA), University Of California San Francisco'dan (UCSF) daha üstün. Yani çok iyi bilim adamlarımız var ve onların önünü açmak onlara her türlü imkânı sağlamak lazım.’