Anevrizma, atardamar duvarındaki zayıf bir noktada oluşan balonlaşmayı tanımlayan tıbbi terimdir. Beyin anevrizması, tüm erişkinlerin yaklaşık %3’nü etkileyen ve yaşla görülme sıklığı artan bir hastalıktır. Beyin baloncukları, ciddi ve önemli bir sağlık problemidir.Peki, anevrizma belirtileri neler?....
Anevrizmaya bağlı beyin kanaması, hayati tehdit eden bir durumdur. Anevrizma kanaması geçiren hastaların %20-25'i hastaneye ulaşamadan hayatını kaybederler. Hastaneye ulaşıp tedavisi başlatılan hastaların da yaklaşık -20'si kanama sonrası gelişen komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Günümüzde, yaygınlaşan tıbbi görüntüleme yöntemleri sayesinde, beyin anevrizmalarının çok önemli bir kısmını, beyin kanamasına neden olmadan teşhis edip, düşük komplikasyon (yan etki) riskleri ile tedavi edebiliyoruz.
Beyin anevrizması, doğuştan var olan bir hastalık değildir. Beyin anevrizması, genellikle 30 yaşın üstünde kişilerde görülür ve sıklığı yaşla artar. Beyin anevrizmalarının (baloncukları) oluşumunda genetik bir temel olduğu düşünülmekle birlikte, tüm hastalarda ortak bir genetik bir neden henüz saptanamamıştır. Beyin anevrizması teşhisi konulmuş birinci derece akrabası olan kişilerde anevrizma gelişme riski diğer insanlara biraz daha yüksektir. Birinci derece akrabasında anevrizma teşhisi konulmuş kişilerde, özellikle sigara kullanımı veya hipertansiyon hastalığı varsa, anevrizma olup olmadığı araştırılmalıdır. Ailede beyin anverizması tanısı almış birden fazla sayıda arkrabası olan kişilerde, anevrizma gelişme riski daha yüksek olup, bu kişilerde belirli aralıklarla MR-anjiografi yapılarak takip edilmesi gerekir.
BEYİNDE ANEVRİZMA NEDEN OLUR?
Sigara
Beyinde anevrizmanın başlıca nedeni sigara kullanmak veya bir dönem sigara içmektir. Tam olarak, sigaranın buna nasıl neden olduğu bilinmese bile, damar duvarlarını zayıflatmaktadır. Bu zayıflama beyin damarlarında anevrizma oluşmasına neden olur.
Yüksek tansiyon
Yüksek tansiyon aslında kan damarlarında kan basıncının artması ile oluşur. Yüksek tansiyon sürekli olarak damarlara basınç ve baskı uygular. Böylece, beyin damarlarında anevrizma oluşur. aşırı kilosu olanlar, birinci derece yakınında yüksek tansiyonu olanlar, fazla tuz tüketmek, yeterince sebze ve meyve yememek, egzersiz yapmamak, çok alkol almak, 65 yaş üzeri olmak sizi potansiyel bir yüksek tansiyon hastası yapmaktadır.
Kalıtsal etmenler
Birinci derece yakınında yani anne ve babasında beyin anevrizması olan kişiler bu hastalığa yakalanabilir. Beyin anevrizması, genlerle geçebilen bir hastalıktır.
Yaralanmalar ve hastalıklar
Başa alınan darbeler, Ehler Danlos sendromu, Marfan sendromu gibi damarlarda hasara yaratan hastalıklar, polikistik böbrek hastalıkları, Aort darlığı, beyin anevrizmasına neden olabilir.
Kötü madde
Kötü madde, beyin anevrizmasına neden olabilir. Bunlar, damar duvarında iltihap neden olur. Bu iltihaplar, tansiyon dengesini bozarak, damar yapısını bozar.
ANEVRİZMA BELİRTİLERİ
Beyin anevrizmaları sık ve uzun süren baş ağrısı, göz arkasında ağrı hissi, bulantı-kusma, göz kapağında düşüklük, çift veya bulanık görme gibi şikayet ve belirtiler oluşturabilir. Diyabet (şeker) hastalığı olmayan bir kişide ani göz kapağında düşüklük gelişmesi, anevrizma varlığı yönünden yüksek şüphe oluşturan bir belirtidir. Bu belirti dışındaki sözü edilen diğer şikayetler, anevrizmalar için spesifik olmayıp, anevrizma dışında çok değişik hastalıklar tarafından da oluşturabilmektedir. Tedavi ettiğimiz hastaların önemli kısmında beyin anevrizma tanısı, anevrizma ile ilişkili olmayan nedenlerle yapılmış tıbbi görüntüleme yöntemleri sonucunda tesadüfü olarak konulmaktadır. Günümüzde, yaygınlaşan tıbbi görüntüleme yöntemleri sayesinde beyin anevrizmalarının önemli bir kısmını, beyin kanamasına neden olmadan teşhis ve tedavi edebiliyoruz. Beyin anevrizması teşhisi, hasta için tatsız bir süpriz olmakla birlikte, anevrizmanın patlamadan ve hayatı tehdit eden bir tıbbi durum ortaya çıkmadan tespit edilebilmiş olması çok önemli ve değerlidir.
ANEVRA TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Anevrizma tedavisinin amacı gelecekte anevrizmanın patlamasına bağlı gelişebilecek potansiyel bir beyin kanamasını engellemektir. Anevrizma tedavisinin temel prensibi, anevrizma içine kan girişini engelleyerek, anevrizmanın patlama riskini ortadan kaldırmaktır. Anevrizma tedavisi, iki farklı metodla yapılabilir:
Endovasküler tedavi (kapalı anevrizma ameliyatı)
Açık Cerrahi (Klipleme)
Açık cerrahi tedavi, beyin cerrahları tarafından yapılır. Açık cerrahi yöntemde kafatası açılarak anevrizmanın yerleşitiği damar bulunup, damar ile anevrizma boynu arasına metal bir klip konularak anevrizma içine kan girişi engellenir.
Kapalı ameliyat (Endovasküler tedavi), kafatası açılmadan, damar içinden uygulanan yöntemlerle gerçekleştirilir. Günümüzde kapalı ameliyat yöntemleri, anevrizma tedavisinde ilk tedavi seçeneği haline gelmiştir. Son on yıl içinde kapalı ameliyat yöntemlerinde kullanılan malzeme teknoloji ve uyguladığımız teknikler çok hızlı gelişti. 10-15 yıl öncesine kadar tedavisi çok riskli veya hatta imkansız olarak kabul edilen kompleks anevrizmaları bile, gelişen kapalı ameliyat yöntemlerimiz sayesinde, günümüzde başarıyla tedavi edebiliyoruz. Endovasküler tedavinin açık cerrahiyle karşılaştırıldığında çok önemli avantajları vardır. Endovasküler tedavide hastanın kafatasının açılmaması, buna bağlı olarak çok daha kısa sürede normal aktivitelerine dönebilmesi, birden fazla sayıda anevrizması olan hastalarda tek bir işlemle tüm anevrizmaların tedavi edilebilmesi, işlem sonrası cerrahi bir yara/yaraizi olmaması, düşük komplikasyon riski, endovasküler (kapalı ameliyat) yönteminin önemli avantantajlarından bazılarıdır. Hastaya ve anevrizmanın yapısı göz önüne alınarak ugulanan yönteme bağlı olarak değişkenlik gösterse de; patlamamış bir beyin baloncuğu olan hasta, sorunsuz geçen bir kapalı ameliyat (endovasküler tedavi) sonrasında 3-4 gün içinde hastaneden taburcu edilebilmektedir.
Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırın