Kişinin vücudunun herhangi bir maddeye gösterdiği aşırı reaksiyona anafilaksi ismi verilmektedir. Reaksiyon sonucunda vücudun kimi bölgelerinde kaşıntı ve kızarıklık gibi bulgular meydana gelmektedir. Eğer zamanında müdahale edilmez ise ölümle sonuçlanan vakalar yaşanmaktadır. Anafilaksiden korunmanın en iyi yöntemi kişinin hangi maddelere karşı reaksiyon geliştirdiğini öğrenmesidir.
Peki, anafilaksi belirtileri nelerdir?
- Deride kaşıntı, kızarıklık ve sıcaklık hissi
- Kurdeşen
- El, ayak, dudak, göz ve genital bölgede şişme
- Mide bulantısı ve kusma
- İshal
- Kramp
- Nefes almada güçlük, burun tıkanıklığı
- Hapşırık, öksürük
- Boğazda kaşıntı ve yutkunmada zorluk
- Ses kısılması
- Çarpıntı, tansiyon düşüklüğü, kalp ritminde düzensizlik
- Halsizlik ve baş dönmesi
- Anksiyete
- Bazı şiddetli durumlarda bilinç kaybı ve şok
ANAFİLAKSİDE TEDAVİ YÖNTEMİ NEDİR?
Anafilakside ilk yardım ve tedavi yöntemlerine değinen Uzm. Dr. Ayhan Önal şunları kaydetti: ''Alerjen maddenin türüne ve maruz kalma şiddeti/süresine göre, anafilaksi sonucu pek çok farklı durumla karşılaşabilir. Ancak, bütün anafilaksi vakalarında ortak olan nokta hastanın vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğidir. Herhangi bir anafilaktik şok durumunda ilk yapılması gereken 112 acil servisi çağırmak ya da sağlık çalışanları ile iletişime geçmektir. Bu süreçte, anafilaksi geçiren kişiye eğer mümkünse alerji geçmişi olup olmadığı sorulur ve kişinin alerjen maddeden uzaklaştırılması sağlanır. İlk yardım sürecinde en önemli adım adrenalin iğneleridir. Çeşitli maddelere karşı hassas olan ve anafilaksi geçirme ihtimali bulunan herkesin yanında adrenalin iğnesi taşıması büyük önem taşır. Adrenalin iğneleri oto enjektör iğnelerdir. Kişinin kendi kendine uygulayabildiği bu iğnelerin acil durumlarda nasıl kullanıldığının öğrenilmesi gerekir. Tek kullanımlık olan bu özel iğneler kas içine ve genellikle uyluk bölgesine uygulanır. Anafilaktik şok sırasında her saniyenin önemi olduğundan, bu özel oto enjektörler kıyafetin üzerinden dahi uygulanabilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu iğneler, yalnızca doktor tarafından yazılan reçete ile alınabilir. Aynı zamanda, iğne taşımak zorunda olan kişilerin konuyla ilgili uygulama eğitimi alması gerekir. İğne sayesinde profesyonel yardım gelene kadar zaman kazanılmış olur. Tedavi sürecinde ise gelişen duruma bağlı olarak kullanılan yöntemler değişiklik gösterebilir. Nefes almada güçlük çeken hastalara oksijen desteği, kalp masajı ve daha sonrasında antihistamin ve steroid gibi alerji önleyici ilaç tedavisi uygulanabilir. Uzun dönemli tedavide ise örneğin arı ve böcek sokmalarına karşı alerjik reaksiyonu ciddi derecede azaltan birtakım aşılama programları bulunur. Bunun dışındaki alerji türlerinde, bağışıklık sisteminin bu özel maddelere karşı geliştirdiği mekanizmayı değiştirebilecek bir tedavi yöntemi henüz geliştirilememiştir.''
Uzm. Dr. Ayhan Önal, alerjisi olan bireylerin yakın çevresiyle bu durumu paylaşmasının önemine değinerek, ''Herhangi bir acil durum kişi ve çevresi için korkutucu olabilir, ancak hastanın yakınlarının ilk müdahaleyi yapabilecek bilgiye sahip olmaları hayat kurtarıcı olabilir. Özellikle acil durumlar için hazırlanan bir aksiyon planı, kişiye profesyonel yardım ulaşıncaya kadar olan süreçte oldukça yardımcı olacaktır.'' diye ifade etti.
Besin alerjisi olan kişilerin oldukça dikkatli olması konusunda uyarılarda bulunan Önal, ''Besin alerjisi olan kişiler, paketli gıdaların içeriklerine dikkat etmelidir. Fıstık, soya gibi bazı gıdalar birçok üründe eser miktarda da olsa bulunabilir. Bu nedenle, ürün etiketlerini okumak ve ürünlerin içerisinde bulunan maddelere dikkat etmek oldukça önemlidir.'' dedi.
Önal, açıklamalarını sonlandırırken şunları söyledi: ''Arı ve böcek sokmalarına karşı böcek kovucu kullanmalıdır. Bunun dışında, açık alanlarda çıplak ayakla gezilmemesi de dikkat edilmesi gereken bir noktadır. İlaç alerjileri için çoğu zaman muadil ilaçlar bulmak mümkündür. Kişinin herhangi bir nedenden dolayı ilaç kullanması gerektiğinde, alerji durumunu mutlaka doktora bildirmesi gerekmektedir.''