Bayraktar TB2’ler dünya basınında kendisinden söz ettirmeye devam ediyor. MIT Technology Review, Bayraktar TB2'leri inceldi.
"Bayraktar TB2’ler çığır açıyor"
Yayımlanan makalede, TB2’lerin Dağlık Karabağ ve Ukrayna savaşlarındaki başarılarının altı çizildi, "Türk yapımı Bayraktar TB2'ler çığır açıyor" ifadelerine yer verildi.
Makalede, Bayraktar TB2’lerin biden fazla ülkeye ihraç edildiğine dikkat çekerek "Etiyopya'da olanlara bakıldığında, Bayraktar TB2'nin bir Afrika ülkesinin düşmesi veya hayatta kalmasında belirleyici olduğunu görmek şaşkınlık verici." Olduğunun altı çizildi.
"ABD hükümetinin üst düzey Predator insansız hava aracı ailesini ihraç etmeyi reddetmesinin yarattığı silah pazarındaki boşluğu Bayraktar TB2 doldurdu." ifadelerine yer verilen makalede Baykar'ın, insansız hava aracı modelleri ve diğer kritik askeri teknolojiler üzerindeki ihracat kısıtlamalarını aşmak için yeni teknolojilere yöneldiğine dikkat çekildi.
TB2'lerin maliyeti ise 5 milyon dolar
Makalede, TB2'lerin muadillerine göre daha uygun maliyetli olduğuna vurgu yapılarak "Ticari teknoloji, TB2'yi başka bir nedenden dolayı daha çekici kılıyor: ABD yapımı Reaper insansız hava aracı 28 milyon dolara mal olurken, TB2 yalnızca yaklaşık 5 milyon dolara mal oluyor. 2014 yılında geliştirilmesinden bu yana TB2, Azerbaycan, Libya, Etiyopya ve şimdi de Ukrayna'daki çatışmalarda kendini gösterdi. İHA, geleneksel silahlardan çok daha uygun fiyatlı olduğu için Litvanyalılar, onları Ukrayna kuvvetleri için satın almaya yardımcı olmak için kitlesel fonlama kampanyaları yürüttüler." İfadelerin yer verildi.
İHA'ların ulusların kaderini belirlediği noktaya geldik
Danimarka İleri Araştırmalar Enstitüsü'nden James Rogers, Bayraktar TB2'ler ilgili övgü dolu sözler söyledi. Rogers, "Bayraktar TB2'ler orta ve küçük devletlerin alabileceği seri üretim ilk insansız hava aracı sistemi. Etiyopya'daki hesaplara göre, Türk İHA'larının bir Afrika ulusunun rejiminin düşmesi veya ayakta kalması arasındaki farkı yarattığını düşünmek şaşırtıcı. İnsansız hava araçlarının ulusların kaderini belirlediği bir noktaya geldik" değerlendirmesinde bulundu.