Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) ulaşmayı başaran ilk Türk astronot Alper Gezeravcı, uzaydaki deneylerine başlıyor. Alınan bilgilere göre Gezeravcı’nın ilk deneyi tuz stresine maruz bırakılan bitkiler olacak. Söz konusu deneyin, Ay ve Mars’ta gelecekte kurulması planlanan kolonilerle ilgili tarımsal çalışmalar anlamında önemli olduğu kaydedildi.
Alper Gezeravcı uzay deneylerine başlıyor
AA’nın yer verdiği habere göre; Gezeravcı, "Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvulanın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması" isimli projede, Yaşar Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. İsmail Türkan ile Ege Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ve Doç. Dr. Barış Uzilday liderliğindeki bir ekip tarafından gerçekleştirilen uzaydaki ilk deney oldu.
Deney, Tuz Gölü'nde endemik olarak yetişen "Schrenkiella Parvula" bitkisinin uzay ortamında tuz ve diğer stres etkenlerine verdiği tepkileri inceleyecek. Proje yöneticisi Doç. Dr. Barış Uzilday, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toprak tuzluluğunun tarımsal üretim üzerindeki olumsuz etkilerini araştırmak amacıyla bitki üzerinde yaklaşık 10 yıl önce çalışmalara başladıklarını belirtti.
Uzilday, toprak tuzluluğunun çevresel bir stres faktörü olduğunu vurgulayarak, projenin amacının, Schrenkiella Parvula bitkisinin tuzlu ortama adaptasyonunu anlamak ve bu bilgileri tarım bitkilerinin tuz stresine karşı direncini artırmak için kullanmak olduğunu ifade etti.
Bitkilerle ilgili deney geleceğe ışık tutacak
Bitkilerin uzay şartlarına nasıl tepki gösterdiğinin bu deneyle anlaşılacağını belirten Uzilday, "Bitkinin dünyada gördüğümüz karakterleri uzay ortamında sürdürülebilecek mi, biz gerçekten bu bitkileri öncül bitkiler olarak kullanabilir miyiz, bu toprakların ıslahında bunlar bize bir araç olabilecek mi? Bu deney bize bunun bir parçasını gösterecek." diye konuştu.
120 tohumun mikro yer çekiminde çimlenmesini istediklerini belirten Uzilday, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle tohumları soğuk ortamda ve karanlıkta gönderdik. Bu tohumlar karanlık ve ışıksız ortamda çimlenmiyorlar. Kennedy Uzay Merkezi'nde bize tahsis edilen laboratuvarda bu deneyi kurup teslim ettim fırlatma için. Uluslararası özel istasyonuna kadar soğukta taşındı. Alper Bey orada bizim planladığımız bitki büyütme ortamına, bitkinin gerektirdiği sıcaklık ve ışık şiddetine bunların aktarımını yaptı. Bitkilerin artık çimlenmeye başladığını düşünüyoruz. Bitkiler orada büyüyecekler. Deneyin sonunda Alper Bey bu örnekleri hasat edecek. Bunları bir fiksasyon sıvısı içinde sabitleyecek. Yani bütün metabolik aktivite duracak bitkilerde. Böylelikle biz aslında bu bitkilerin mikro yer çekimi altında tuz stresine maruz kaldıklarında hücrelerinde ortaya çıkan değişikliklerin resmini çekmiş olacağız. Bu örnekler laboratuvarımıza geldiğinde de bunların büyüme performansları, morfolojik değişiklikleri göreceğiz. Bulacağımız yanıt şu; yer çekimi ortamında bitkinin oluşturduğu tuz stresine verdiği yanıtlar ile mikro yer çekimi sırasında oluşturduğu yanıtlar arasında bütün metabolik yolaklarda ortaya çıkan değişiklikler nedir? Bu bitki hangi yolakları kullanarak bu ortama adapte oluyor, bunu ortaya çıkarmış olacağız."
İnsanlık için faydalı sonuçlar doğurabilir
Doç. Dr. Barış Uzilday, bitkinin bu deneyde kazandığı biyokütlenin kendileri için büyük önem taşıdığını belirterek, bu durumun bitkinin büyüme performansını açıkça göstereceğini ifade etti.
Uzilday, bitkinin çevresel koşullara uyum sağlaması durumunda, büyümesinin stres olmayan koşullara kıyasla daha az etkileneceğini öngördüklerini belirterek şu değerlendirmede bulundu:
"Eğer stres koşulları bitki üzerinde olumsuz etkilere sahipse biyokütle düşecektir. Bizim test etmek istediğimiz önemli şeylerden bir tanesi bu. Yani bizim Tuz Gölü'nde büyüyen bu bitkimiz mikro yer çekimi koşullarında bu stres toleransını devam ettirebilecek mi? Eğer ettirebiliyorsa bu çok iyi. Çünkü o zaman hem yaşam destek sistemlerinde hem de Ay ve Mars'taki regolitlerde öncül bitki olarak kullanılma potansiyelinin yüksek olduğunu gösterir.
Başka bir sonuç ise bu karakterini sürdüremediği tuz stresine daha hassas hale geldiği olur. Bu bitkinin kullanılamaz hale geldiği anlamına gelmez. Bunun dışında mikro yerçekimi koşulları altında aktifleşen bazı genler var. Bu genlerin dünyada da stresli koşullarda tolerans sağladığı gösterilmiş. Bu tarz genlerin keşfedilmesi de mümkün. İnsanlık için faydalı olabilecek sonuçlar doğurma potansiyeli var."