Almanya ve Fransa'nın ardından Hollanda makamlarının da Filistin asıllı cerrah Gassan Ebu Sitte'nin ülkeye girişine izin vermeyeceği bildirildi. Bu gelişme, Avrupa'nın Filistin konusundaki tutumunda yeni bir tartışma başlattı.
İnsan hakları örgütü The Rights Forum tarafından yapılan yazılı açıklamada, Glasgow Üniversitesinin Filistin asıllı Rektörü Ebu Sitte’nin gelecek hafta Amsterdam Üniversitesinde ve kendi kurumlarının düzenlediği bir konferansta konuşma yapmak için davet edildiği belirtildi. Ancak, Almanya'nın Ebu Sitte'ye koyduğu 1 yıllık Schengen bölgesine giriş yasağı nedeniyle cerrahın Almanya ve Fransa’dan sonra Hollanda’ya da girişinin yasaklandığı aktarıldı.
Ebu Sitte’nin haftaya bazı Hollandalı milletvekilleri ile görüşmesinin planlandığı belirtilen açıklamada, Hollanda’nın Almanya ve Fransa örneğini takip ettiği kaydedildi.
Temel özgürlüklere aykırı karar
Açıklamada, The Rights Forum Müdürü Gerard Jonkman’ın şu ifadelerine yer verildi:
"Ebu Sitte’nin Hollanda'ya da girişinin reddedilmesi şoke edici ve bizim açımızdan tamamen kabul edilemez. Görünüşe göre hükümetimiz, Ebu Sitte'nin konuşmasını Hollanda’nın İsrail'le yakın ilişkilerine ve Gazze'deki katliamdaki suç ortaklığına yönelik bir tehdit olarak görüyor. Karar, ifade özgürlüğü gibi temel özgürlüklere tamamen aykırıdır."
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının başlamasının ardından 9 Ekim 2023'te bölgeye giderek 40 gün görev yapan Glasgow Üniversitesinin Filistin asıllı Rektörü Ebu Sitte, nisanda Gazze'de yaşadıklarını anlatması için Berlin'deki konferansa davet edilmiş ancak ülkeye girişi engellenmişti.
Ebu Sitte'nin, Fransız Parlamentosunun üst kanadı olan Senato'da "Fransa'nın Filistin'de uluslararası hukukun uygulanmasındaki sorumluluğuna" ilişkin etkinlikte konuşma yapmak için 4 Mayıs'ta gittiği Paris'teki havalimanında da Fransa topraklarına girişine izin verilmemişti.
Bu son gelişmeler, Avrupa'nın Filistin meselesindeki tutumunu ve ifade özgürlüğüne bakışını sorgulamaya yönelik ciddi tartışmalara yol açtı. Ayrıca, bu ülkelerin Filistinli aktivistlere karşı aldığı tutum, bölgedeki insan hakları ihlallerine karşı duyarlılığın ve uluslararası hukukun uygulanmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.