Film izlemek keyifli bir aktivite olsa da, öyle filmler var ki...
Film izlemek keyifli bir aktivite olsa da, öyle filmler var ki içinde barındırdığı cinsellik, korku ve şiddet sahneleriyle izleyicinin kabusu olabiliyor. tam da bu yüzden bazı filmler dünya’nın birçok yerinde yasaklanmış ve sansüre uğramıştır. hangi filmler yasaklanmış, hangi filmler büyük tepkilere sebep olmuş gelin birlikte inceleyelim.
Holocaust canibal (yamyam işkencesi) - 1980
Bu filmi izlemek yürek ister. içerdiği şiddet sahneleriyle korku ve gerilim türünün en ağır yapımlarından biri olan bu film 1980 yılında yayınlanmış ve dünya’nın birçok ülkesinde yasaklanmıştır. üzülerek söylemek zorundayız ki, filmde yer alan hayvanlara şiddet görüntüleri gerçektir.
A serbian film (bir sırp filmi) – 2010
İçerdiği şiddet, vahşet ve cinsel görüntüler nedeniyle çok ağır tepkilere maruz kalan filmi duraksamadan izlemek ciddi bir psikoloji gerektiriyor.
The human centipede (insan kırkayak) - 2009
Son dönem korku filmlerinin en ilginci ile karşı karşıyayız. filmde, hastalıklı bir beyne sahip dr. hieter'in nazi doktorlarını dahi kıskandıracak bir fikrinin, insanları boşaltım sistemleriyle birbirine bağlayarak insan yapımı bir kırkayak yapma fikrinin gerçekleşmesine tanık oluyoruz. mide bulandırıcı sahneleriyle izlemeden önce yanınızda bir kova bulundurmanızı şiddetle tavsiye ederiz.
The last house on the left (soldaki son ev) – 2009
Collingwood ailesi tatil için bir dağ evine giderler. ailenin kızı mari, orada paige ile arkadaş olur. fakat bir çete tarafından iki arkadaş kaçırılır ve mari ellerinden kurtulmaya çalışırken vurulur. korku türündeki bu eser, bildiğiniz korku-gerilim türlerinin hiçbirine benzemiyor.
Hostel 3 (otel 3) – 2011
Dört arkadaş las vegas'ta bekârlığa veda partisi yaparken, özel striptiz partisine katılmaları için seksi iki escort kız tarafından kandırılırlar. oraya vardıklarında dehşete kapılırlar çünkü işkençe oyununun içine düşmüşlerdir. bu filmi izledikten sonra arkadaşlarla yapacağınız planları bir süre erteleyebilirsiniz.
Inside (içerde) - 2007
Doğumuna bir gün kala kendisini tanıyan gizemli bir kadın ansızın kapısında belirir. sarah'dan ne istediği belirsiz olan bu kadının ortaya çıkmasıyla kâbus dolu anlar başlar. bu, içeride ağır darbelere yol açacaktır. bol kan, gözyaşı ve şiddet vaadeden bu filmi yalnız izlememenizi tavsiye ederiz.
Nymphomaniac (itiraf) – 2013
İçerisinde cinselliğe dair birçok metafora değinen film yayınlandığı andan itibaren dünyanın birçok yerinde tartışmaların odağında yer almıştır.
Ispit on your grave (mezarına tüküreceğim 1-2-3) - 2012, 2014, 2015
Son romanı üzerinde çalışmak için kendine gözlerden uzak bir kulübe tutan jennifer hills'in kasabanın yerlileri tarafından tecavüze uğrayıp ölüme terkedilmesini, pes etmeyip gerçekleştirdiği muhteşem geri dönüş sayesinde aldığı 'haklı intikam'ı anlatan ı spit on your grave (day of the woman), gelmiş geçmiş en efsanevi tecavüz/intikam filmi olarak gösterilebilir. filmde can sıkıcı sahneler fazla olsa da intikam sahneleri bir tık içinizi soğutabilir.
Anthichrist - 2010
Antichrist, avrupa sinemasının o mesafeli ve soğuk tavrını sonuna kadar taşıyor. ... başrollerini, daha doğrusu cenaze sahnesindeki figüranlar hariç tüm rolleri willem dafoe ve charlotte gainsbourg'un paylaştığı antichrist, çocuklarını kaybeden bir ailenin bu kayıptan sonraki travmasını konu ediniyor.
Irreversible (dönüş yok)-2002
Paris'te oldukça pis bir arka sokak barı... içeriden dışarıya çıkan sedyeler, ambulans ışıkları ve yaşanmış kanlı bir gece... bu gecenin kurbanları, aslında bu gecenin sonunda değil başındalardır henüz. hayatın kurgusu, bazen insanın zannettiği gibi ileri doğru değil, geriye doğru akar. bütün günahlar, birer birer ortaya çıkacaklardır ve insanoğlu kendi pisliğiyle karşı karşıya gelecektir. filmde yer alan monica belluci’nin tecavüz sahnesi büyük tepkilere sebep olmuştu.
A clockwork orange (otomatik portakal) – 1996
Anthony burgess’in en iyi eserlerinden biri olan otomatik portakal romanının büyük ses getirmesinin ardından kitaptan uyarlanan filmi izlerken psikolojik savaş veriyorsunuz. geleceğin ingiltere’sinin anlatıldığı yapımda, madde bağımlısı bir grup çete her gece sokaklara çıkıp şiddet odaklı eylemler düzenliyordu.bu gösterilerin içinde, adam dövmek, hırsızlık, gasp ve hatta tecavüz bile oluyordu. fakat, bir gece çetenin ele başı alex, diğerler çete üyeleri taradında polise ihbar ediliyor.hapse giren alex’e, cezasını hafifletmesi için bir seçenek sunuyorlar. alex’in cezasından indirime gidecek bu seçenek ise bir deneyde kullanılmak olacaktı.bu deney sonrasında alex’in hayatı eskisinde çok daha farklı olacaktı.
Caligula – 1979
Yönetmenliğini tinto brass’ın yaptığı, bir tarih filmi niteliğindeki “caligula”, eski roma’da yaşanmış türlü sapıklıkları, bütün yönleriyle izleyiciye aktarıyor. romalı tüm üst düzey yöneticilerin yasak aşkları ve hayat kadınlarıyla yaşadıkları ilişkileri tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Martyrs (işkence odası)-2008
Yine psikolojik olarak iyi durumda olmayanların izlememesi gereken filmlerden bir tane daha.1970 yıllarında fransa’nın arka sokaklarında yaşanan olayları anlatan film oldukça vahşet içeren bir yapım olmasından dolayı, dünyada bir çok ülkede yasaklanmasıyla biliniyor.2008 yılında vizyona giren filmde; uzun bir süre ortalıktan kaybolan lucia adında ki genç kızın bir anda tekrar bulunması ile olaylar da alevleniyor. bulunduğunda, vücudunda yara izleri olan lucia, bir süre psikolojik tedavi almasının ardından, yıllar sonra kendisini kaçıran kişiyi buluyor ve ona kendisine yaptığı tüm işkenceleri aynı şekilde uyguluyor.
Eraserhead (silgi kafa) – 1979
Henry spencer, engelli olan sevgilisinin, eskiden yaşadığı bir ilişki sonucu hamile kaldığını öğreniyor. bu haberden sonra kız arkadaşını kendi evine getiriyor. bir süre sonra doğum yapan sevgilisi, insandan çok bir yaratığa benzeyen bir şeyi dünyaya getiriyor. sevgilisinin korkup evden kaçmasnın ardından, yaratık oğluyla bir başına kalan henry için kabus gibi günler başlıyordu. birçok rahatsız edici görüntü ve sesin olduğu filmi izlemek için iyi düşünmenizi tavsiye ediyoruz.
Salo ya da sodom’un 120 günü-1975
Yasaklı filmler listesine tepeden giriş yapan, “salo ya da sodom’un 120 günü”, bir dramı anlatıyor. almanya’da nazilerin yönetimde olduğu sırada olay, nazilerin kontrolünde olan kuzey italya’da geçiyor. şehrin önde gelen simalarından paolo bonacelli, giorgio cataldi, umberto quintavalle, aldo valetti, kendilerine bir grup genç kızdan oluşan bir liste yapıyor ve onları toplayıp bir odaya kapatıyor. kızları köle, kendilerini de efendi ilan ediyorlar ve kızların, onlara itaat etmesini istiyorlar. bu süreçte kızlara her türlü fiziksel ve cinsel saldırıda bulunuyorlar. insanlık dışı işkence yöntemlerini, köle kızların üzerlerinde denemekten de geri durmuyorlar. işi o kadar vahşileştiriyorlar ki, pek çok insan bu sahneleri görmeye bile dayanamıyor. filmin yönetmeni pier paolo passolini, filmden sonra pek çok eleştiri alıyordu. işkence görüntülerinden rahatsız olacakları şimdiden uyarıyoruz.