Afganistan'da Ne Oluyor?

Uzun yıllardır ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçlerine (ISAF) karşı savaşan Taliban, beklenmedik bir anda Afganistan’ın tümüne yeniden hâkim oldu. Peki Kim bu Taliban? Bugünkü Taliban’ın ilk kurulan Taliban’la farkı ne?

15.08.2021-17:43 - (Son Güncelleme: 16.08.2021-17:04) Afganistan'da Ne Oluyor?

Haber365 ÖZEL | Erdal Şimşek

Afganistan’da önce Mücahit hükümetini deviren, ardından da ABD ile savaşan Taliban örgütü yeniden Afganistan’ın tek hakimi oluyor. 2001’den bu yana ABD öncülüğündeki işgalci güçlerle savaşan Taliban nasıl oldu da birden dünyanın en modern ordularından oluşan ISAF’ı yendi ve ülkenin kontrolünü yeniden ele aldı.

TALİBAN KİMDİR, NE ZAMAN KURULDU

Taliban, kelime olarak, “öğrenciler” anlamına geliyor. Sovyet Rusya’nın işgaline karşı direnen ve önemli bir kısmı komşu Pakistan’a göç eden çoğunluğu Peştunlardan oluşan Afganistanlı gençler bu örgütün temelini ve ana gövdesini oluşturuyor. 

Sovyet Rusya’nın işgalinden sonra Pakistan’a göç eden Afganlılar, eğitim hayatlarını Muhammed Nebi Muhammedi’nin öncülük ettiği islami medreselerde sürdürmeye devam ettiler.

Afganistan’ın Gazne şehrinde yaşayan ve Nakşibendi ekolünün ülkedeki en büyük temsilcisi/takipçisi olan Muhammed İsmail Müceddidi’nin talebesiydi. Müceddidi’nin Sovyet Rus ve Afganistan Komünist hükümeti tarafından tutuklanınca, bu tarikatın ve medresenin en önemli ikinci isimlerinden olan bir İslam alimiydi. Muhammed Nebi Muhammedi, Pakistan’Daki Afganlı medrese öğrencilerini aynı zamanda silahlı eğitime alarak gerilla harekatı başlattı. Zamanla Rus ve Komünist Afgan hükümeti askerlerine karşı profesyonelce eylemler yapmaya başlayan gençlere, Taliban adı verildi. Çünkü savaşçıların tamamı aynı zamanda medrese (üniversite) öğrencilerinden oluşuyordu ve bunların tamamı sadece dini ilimler konusunda ders alıyorlardı.


Muhammed Nebi Muhammedi , kurduğu bu gerillah hareketine  Hareket-i İnkılab-i İslami adını verdi. Fakat daha sonra örgüt içerisinde ayrışmalar oldu ve bir grup ayrıldı. Bu grubun askeri başarılarından sonra bu silahlı gerillalara halk tarafından Taleban (Türkçe telaffuz şekli Taliban) (Öğrenciler) adı verildi.

Muhammed Nebi Muhammedi, Rusların yenilme arifesinde (1989-1994) mücahit gruplar arasında başlayan güç ve iktidar savaşına bulaşmadı ve Taliban, gerillalarını bu çatışmaya bulaştırmadı. 

Taliban, tarihsel olarak kendini 18. yüzyılın başlarında yaşayan İslam alimi Şah Veliyullah Dehlevi'ye (1703-1762) dayandırmaktadır. Kendi çağının önemli fakihlerinden olan Dehlevi’nin Türkiye Türkçesine çevrilmiş 6 kitabı da bulunuyor. 

Taliban, islami gruplar arasında başlayan güç çatışmasında taraf olmadı ve bu grupları barıştırmaya çalıştı. Ancak bunda başarılı olamazkn, Afgan ailmleri ve küçük silahlı gruplar, Taliban’ın bu “kardeşlik” politikasının etkisinde kalarak örgütün yanında saf tuttular. 1994 yılına gelindiğinde Taliban, Afganistan’ın günayinde yaşayan tüm halkın gönlüne taht kurmuştu. Dönemin örgüt lideri Molla Ömer’in başlattığı bu barış hareketi, onu alternatifsiz halk lideri haline getirdi. Molla Ömer’in mütevazı yaşamı, para pul işlerine girmemesi, onun halk nezdindeki itbarını daha da arttırdı. Ve örüt bir süre sonra bütün Afganistan’a yayılarak en güçlü siyasi ve silahlı harekete dönüştü.

Taliban,1996 yılında Mücahitler arasında şiddetlenen iç savaşa silahla müdahale ederek kurdukları yamalı hükümeti devirdi ve ülkenin yüzde 90’ına hakim olarak başkent Kabil’i ele geçirdi. Derhal hükümet kurularak, ülkenin devlet adını da “Afganistan İslam Emirliği” olarak değiştirdi. 

Taliban hızlıca özellikle adalet, sağlık ve eğitim konusunda sistemi canlandırdı. Uyuşturucuya karşı çok sert önlemler aldı. Üreten, alan, satan ve kullananlara ölüm cezası vererek, Afganistan’daki uyuşturucuyu yüzde 10’lara kadar düşürmeyi sağladı. 

Taliban’ın devlet yönetimini ele geçirmesinden sonra ülkede yollardır ihlk kez iç barış ve sükünet sağlandı. Sadece ülkenin kuzey kesiminde bulunan birkaç grup çatışmaları sürdürüyordu.


.Taliban'ın ilk medresesi

Taliban’ın “İslam Emirliği”ni ilan etmesinden sonra, ülkede Hanefi fıkıhı resmi kanun olarak ilan edildi. Sünni gelenekten taviz verilmedi. Bunun üzerine başını İran’ın çektiği batının propaganda makinası, örgütü bir canavar olarak göstermeye başladı. Ve dünyada Taliban, kadınlara insan değeri vermeyen, diktatör bir rejim olarak algılanmasına sebep oldu.

Taliban, Afganistan’ın bağımsızlığı için gelen yabancı savaşçılar ve onların kurduğu El Kaide örgütünün sığınma talebini kabul etti ve zaman içerisinde bu örgütle çok yakın ilişkiler geliştirdi. 

El Kaide, ABD'nin Kenya ve Tanzanya Büyükelçilik binaları ile Yemen açıklarındaki USS Coleye karşı küresel ölçekli olarak düzenlediği Kenya ve Tanzanya elçilik saldırıları ve Yemen açıklarında bulunan USS Cole isimli savaş gemisine füze ile saldırması ile taliban’ın talihi ters gitmeye başladı. ABD’nin baskıları ile BM’den Taliban hükümetine karşı çok sert kararlar çıktı. Ve başta İran olmak üzere bütün batılı sömürgeci ülkelerin birçoğu Taliban'a yaptırım uygulamaya başladı.

Ve El Kaide’Nin 11 Eylül 2001 ABD’ye yönelik terör saldırıları Taliban hükümetinin sonu oldu. ABD ülkeyi işgal etti ve 20 yılda 1 milyon civarında insanı katlederken, bilyonlarca insanın yaralanmasını ve sakat kalmasına sağladı. Ülkenin bütün tarihi ve turistik materyallerini çalarak ABD’ye götürdü.

ÜLKENİN YER ALTI MADENLERİNİN TAMAMI ABD'YE AKITILDI

2002 yılında ABD’ye karşı başlattığı bağımsızlık savaşında bu gün galip geldiği görülüyor. Ancak bu reel bir durum olarak gözükmüyor, bu süreçte Talibanın kimliğini kullanan bir çok soyguncu çete ve terör örgütü kuruldu. Bu yüzden uzmanlar, Taliban’ı üç başlık altında değerlendiriyor:

1 Milli ve Bağımsızlıkçı Taliban

2 Pakistan İstihbarat Servisi’nin kurduğu ve bugüne kadar halka açık alanlarda bombalı eylemler yapan “Kirli Taliban” 

3 Örgütün adını kullanan silah tüccarları, soyguncular ve kirli kişiler.

Ancak bugünkü Taliban’a baktığımızda özellikle Pakistan istihbarat servisine bağlı olanların örgütün merkezine sızma işlemini tamamladığını görüyoruz. 

Diğer yandan ABD öncülüğündeki işgal sonrasında İngiliz Dış İstihbarat servisi MI 6’nın da Taliban ile sıkı bir diyalok geliştirdiği ortaya çıktı. Bu çerçevede ABD, 2007 yılında İngiliz diplomatların Taliban ile görüştüklerini tespit etmiş v bu dört diplomatı  Afganistan’dan sınırdışı etmişti.

Aynı şekilde Çin ve Rus hükümetleri de Taliban ile sıkı diyaloglar geliştirmiş bulunuyor. Taliban’nın bu gün yaptığ bu açıklama, aslında gelecek dönemdeki Taliban hükümetinin çerçevesini çiziyor. Açıklamada “Rusya’nın Kabil Büyükealçiliğinin güvenliğini biz sağlayacağız” dendi. 

Çin’in de Taliban’a maddi , askeri ve istihbari yardımda bulunduğu bir çok kaynak tarafından belirtiliyor.

Taliban yöneticilerinin Türkiye ile direkt ve en direk temasları uzun süredir devam ediyor. Taliban savaşçılarının Afganistan’da Türk askerine saldırı düzenlememesi tarihi bağların yanısıra kurulan bu ilişkilerin sonucu olduğu belirtiliyor. 

ABD’nin ülkede kurduğu hükümetlerin ortaklarının yolsuzluk, hırsızlık, zulüm ve adaletsizlikleri Afgan halkını bezdirmiş durumda. Afganistan’ın Türkistan kesiminde bile yaşatılan zulümler, örgütün Türk boyları arasında da yayılmasını sağladığı biliniyor.

Ancak bugünkü taliban yapıbındaki Çin, Rus, İngiliz ve İran etkisini dikkate aldığımızda Türkiye ile ilişkilerinin sorunlu başlayacağı belirtiliyor.

ABD’nin çekilirken Taliban’ın ülkeyi işgal ettiği iddiası havada kalıyor. Yaptığımız araştırmalarda ABD hükümeti, Afganistan’ı Taliban’a yaptığı anlaşmalar çerçevesinde bırakmış görünüyor

YORUM YAZ..
Modal