Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Adnan Oktar davasında yeni gelişmeler yaşandı. Salonda bazı tutuksuz sanıklar ve sanık avukatları da hazır bulundu. Duruşmayı izleyiciler de takip etti. Duruşmaya tutuklu sanık Ahmet Oktar Babuna ile sanık Ahmet Bürke'nin sözleri damga vurdu. Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik hükmün İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozulmasının ardından yeniden görülen davada, tutuklu sanık Ahmet Oktar Babuna, "Bizi hiç tanımayan, bilmeyen avukatlar burada gelip bizim PKK'dan daha tehlikeli olduğumuzu söylüyorlar. MİT'le bağlantılı olduğunu söylüyor. Tabii MİT'le bağlantılı olmak şereftir ama Adnan Bey'in öyle bir özelliği yok.” şeklinde konuştu.
Dünya çapında etkili oldu
Tutuklu sanık Ahmet Oktar Babuna savunmasında, "Biz Allah için birbirimizi canımızdan çok seviyoruz. Adnan Bey bizim baş tacımız, canımız, ciğerimiz. Dolayısıyla dağıtma, dağıtılma zaten kaderde böyle bir şey mümkün değil. Ben daha önce de söyledim. Yani Allah hem kendine bağlamış kalplerimizi hem de birbirine bağlamış. Biliyorsunuz mütalaada toplum tabanına uymak için evrim karşıtlığından bahsediliyor. Bu olduğu gibi komünizmin temelini oluşturuyor. Onun için Adnan Bey'in komünizm kitabı, darwinizm, ateizm kitapları dünya çapında etkili oldu" dedi.
MİT ile bağlantılı olmak şereftir ama Adnan Bey’in öyle bir özelliği yok
Babuna savunmasının devamında PKK ile mücadele ettiklerine değinerek, "PKK'ya karşı büyük mücadele oldu. Bizi hiç tanımayan, bilmeyen avukatlar burada gelip bizim PKK'dan daha tehlikeli olduğumuzu söylüyorlar. MİT'le bağlantılı olduğunu söylüyor. Tabii MİT'le bağlantılı olmak şereftir ama Adnan Bey'in öyle bir özelliği yok. PKK'ya karşı olan kitaplarla ki milyonlarcası dağıtıldı. Biz konferanslar yaptık. Dünya çapında darwinizme karşı etkili olundu. Biliyorsunuz daha doğrusu bütün Türkiye biliyor. Bu dava bir kumpas davası, Allah'tan başka hiçbir şeyden korkmayız. Burada paralel mahkeme kurulu biliyorsunuz. Bütün anayasal haklarımız ortadan kaldırılarak paralel bir mahkeme kuruldu" şeklinde konuştu.
Yerli ve milli bir yapılanmayız
Tutuklu sanık Ahmet Çelik, "Hiçbir suç örgütü devletin yanında yer almaz. Biz yerli ve milli bir yapılanmayız. Ben Adnan Oktar'ı mehdi olarak görmüyorum. Hiçbir zaman da görmedim. Derin devletin Mehdi'yi itibarsızlaştırma çabası var. Mehdi gelince durduramayacaklar boşuna çırpınmasınlar" ifadelerini kullandı. Sanık Ahmet Bürke savunmasında 6 yaşından 16 yaşına kadar yetimhanede kaldığını, 17 yaşında cezaevine girdiğini söyleyerek, "Bundan 5-10 sene önce çocuktuk ama şimdi değiliz her şeyi anlayabiliyoruz. Bu kadınlar spesifik bir şeyden bahsetmiyor. Bu kadınlar zeki kadınlar, üniversite okumuşlar. Neyin helal neyin haram olduğunu açıp baksalar saniyesinde anlarlar. Dini telkinle cinsel tacizi kabul etmiyorum" diye konuştu. Diğer tutuklu sanıklarda suçlamaları kabul etmeyerek tahliye ve beraatlerini talep etti.
Davada daha önce ne oldu?
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021'de açıkladığı kararında, örgüt yöneticisi olmak suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna'ya ayrı ayrı 9 bin 803 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmetmişti. Mahkeme 107 sanığa "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl 6'şar ay, 20 sanığa da "örgüte üye olmak", "gerçeğe aykırı mal bildirme", "örgüte yardım etme", "suçluyu kayırma", "ruhsatsız silah taşıma" ve "tehdit" suçlarından 1 yıl 8 aydan 11 yıl 3 aya kadar değişen miktarlarda hapis cezası vermişti. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 12 sanığa "örgüte üye olmak" suçundan 11 ay 7'şer gün hapis cezası veren mahkeme, bu sanıklarla ilgili hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı. Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine karar veren mahkeme, Bahadır Köseoğlu hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırmıştı. Sanıklardan 3'ünün tüm suçlardan beraatına hükmeden mahkeme, sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık'ın tutuklanmalarına karar vermişti. Bir kısım sanıkların bazı suçlardan beraatını kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıl ile 36 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.
İstinaf Mahkemesi kararı bozmuştu
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 84'ü tutuklu 215 sanık hakkında yerel mahkemece verilen hükmü usulden bozmuştu. İstinafın bozma kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri süre ve haklarındaki hükümlerle ilgili bozma nedenleri dikkate alınarak tahliyelerine karar verilmişti.
Alınan kararda, suç örgütü lideri Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilmişti. Kararda, suç örgütü elebaşı Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise tutukluluk halinin devamına hükmedilmişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin "usul ve yasaya aykırı" olduğunu belirterek, sanıklar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını istemişti. İtirazın reddedilmesinin ardından Başsavcılık, bir üst mahkeme olan 2. Ceza Dairesine yeniden itirazda bulunmuştu. Söz konusu itirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tahliye edilen 68 sanıktan 61'i hakkında "cinsel saldırı" suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkartılmasına hükmetmişti. Haklarında yakalama kararı çıkartılan 61 sanıktan 50'si gözaltına alınmalarının ardından tutuklanmış, dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmişti.