Deprem bölgesindeki basın mensupları, hızla sahaya çıkıp gelişmeleri anında tüm Türkiye’ye aktardı. Büyük bir özveriyle görev yapan basın mensupları, haberleriyle kamuoyunu dezenformasyona yer vermeyerek doğru bir şekilde bilgilendirdi. Bazı depremzede gazeteciler, basın kuruluşlarının binalarının yıkılması nedeniyle şu an konteynerlerde mesleklerini icra ediyorlar.
İlk paniği attıktan sonra mesleğimizin gereğini yaptık!
AA’dan edinilen bilgiye göre, depreme Diyarbakır'da yakalanan NTV muhabiri Nizamettin Kaplan, depremin ilk dakikalarından itibaren mesleğine odaklandığını ve mesleğin getirdiği görevleri yerine getirdiklerini belirten Kaplan, "Daha depremin ilk saniyelerinde bir yandan evdeki durumu kontrol ederken diğer yandan mesleğimiz gereği merkeze bilgi vermek lazım, bunun için hesaplar yapıyorsunuz. Paniği atlattıktan sonra merkeze bilgi verdim. Deprem 04.17'de oldu ben 04.19'da merkeze bilgi verdim. Böyle bir refleks var hepimizde" dedi.
Çok soğuk bir gündü!
Canlı yayınlar yaparak bölgedeki gelişmeleri hızlı bir şekilde aktardıklarını ifade eden Kaplan, "Depremin ardından birçok insan can havliyle kendini sokağa atmıştı. Çok soğuk bir gündü, Diyarbakır'a da o gün yoğun kar yağmıştı. Sabah yayınları yaptıktan sonra kısa süre içerisinde valizimi toplayıp olay yerlerine koyuldum. Tabii bunu yaparken ailenizi, çocuğunuzu geride bırakıyorsunuz. Onları çıkarıp bir yere götüreyim düşüncesinden ziyade bir an önce olay yerine gideyim, yetişmeliyim fikri hakim oluyor’’ şeklinde konuştu.
‘‘Devletimiz, milletimiz çok büyük!’’
Mehmet Ali Bağ A Haber Gaziantep temsilcisi olarak kameramanlık yaptığını belirterek, depreme uykuda yakalandığını ve sokağa çıkar çıkmaz ekip arkadaşı muhabiri aradığını söyleyerek haber için yola çıktığında ise aşırı trafik olduğunu aktardı. Muhabir arkadaşı ile Gaziantep'ten yola çıkıp Kahramanmaraş'a ulaşmaya çalıştıklarını kaydeden Bağ, hem çalıştıklarını hem de arama kurtarma çalışmalarına yardım ettiklerini söyledi. Çok zor günler yaşadıklarını ve ağlayarak canlı yayın yaptığını anımsatan Bağ, "Birçok meslektaşımız yayınlarda ikinci depreme yakalandı. Etrafta ayakta kalan binalar bir anda yıkılmaya başladı. Meslek hayatımda zorluklar gördüm, sıkıntılar yaşadım ama bunun gibisini yaşamadım. Allah kimseye göstermesin. Devletimiz, milletimiz çok büyük. Eğer bir senede bu seviyeye gelebildiyse, toparlanabildiyse, şu anda birçok bina yapılabildiyse, hazır hale gelebildiyse bu birlikteliğin gücü" ifadelerine yer verdi.
‘‘Depremin sadece Malatya’da olduğunu sandık’’
Malatya Söz Gazetesi ve Habertürk Malatya muhabiri Ferdi Durdu ise depremin daha ilk dakikalarında kentin farklı noktalarına ulaşıp depremin büyüklüğünü anlatan görseller çekmeye çalıştıklarını belirterek, depremin sadece Malatya'da olduğunu düşündüğünü ancak depremden 3 saat sonra 11 ili etkileyen bir deprem yaşadıklarının farkına varabildiklerini söyleyen Durdu, "Ailemin oturduğu yer Sıtmapınarı bölgesi. Yani depremde büyük yıkıma uğrayan bölgelerden biri. Ben kardeşimi çok zor aradım. O ana kadar hiç iletişim kuramadım. Binanın yıkıldığını düşündüm bir gazeteci olarak ama ilk önce görev bunun önüne geçti. Görevimi yaptıktan 3 saat sonra ailemi aradım ve sağlıklı olduğunu öğrendim’’ açıklamalarında bulundu.
‘‘İş yerimiz de evimiz de konteyner’’
Afetin üzerinden 1 yıl geçtiğini ve şu anda kendilerine verilen konteynerde 5 meslektaşıyla görev başında olduklarını ifade eden Durdu, şunları kaydetti: "Daha önceden 3+1 mi, 4+1 mi evimiz olsun diye düşünürken 21 metrekare bizim yaşam alanımız var. Konteynerde çalışıyoruz tekrar ev olarak konteynere gidiyoruz. İş yerimiz de evimiz de konteyner. Artık halımızın en küçüğü konteynerde serili, koltuğumuzun en küçüğü konteynerde. Daha küçük eşyalara döndük. Çok fazla eşya sığdırmamaya, çok fazla elbise almamaya başladık."
Sosyal medya imdada koştu!
Aksu TV Haber Müdürü Kurtuluş Şükür, deprem anını sosyal medya hesaplarından duyurduklarını, gün ağarmaya başlayınca da felaketin büyüklüğünün yeni fark ettiklerini söyleyen Şükür, şöyle konuştu: "Bizlerin de yakınları, sevdikleri, dostları enkaz altındaydı. Bir yandan onlara yardım etme çabası vardı diğer yandan şehrin bize çok fazla ihtiyacı vardı. Bu refleksi hızlı bir şekilde almamız gerekiyordu. Stüdyomuz zarar gördüğü için merkezdeki binada internet ve elektrik olmadığı için ilk etapta televizyondan yayın yapamadık. Sadece sosyal medya kanallarımızdan yoğun bir şekilde yaşanan depremin büyüklüğünü ve yardım çağrılarını gerçekleştirdik. Bizim acilen geri yayına dönmemiz gerekiyordu çünkü halkın bize her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardı. Bu nedenle bir yandan sevdiklerimize ulaşma çabası diğer yandan vatandaşlarımızı ve ülkeyi şehrin tek ekranı olarak bilgilendirme çabamız vardı. Yoğun mücadele verdik lakin acı bir tabloydu, bu tabloyu Rabb'im bir daha kimseye yaşatmasın temennisinde bulunuyorum."
‘‘Hatay'a girdiğimde inanılmaz şaşırdım!’’
Haber Global kameramanı Aydın Korkmaz da 6 Şubat günü depremlerden en çok etkilenen şehirlerden olan Hatay'a görev yapmak için Ankara'dan yola çıktıklarını belirterek çok sıkıntılı ve çok zor şartlar altında kente girmeye çalıştıklarını anlatan Korkmaz, şunları ifade etti: "Hatay'a girdiğimde inanılmaz şaşırdım. Hayatımda ilk defa böyle bir şeyi gördüm diyebilirim. Hatay'ın bildiğim sokakları, evleri, caddelerinin hiçbiri yoktu. İnanılmaz şaşırdım, şok içerisindeydim. Kelimelerin kifayetsiz kaldığını düşünüyorum. Bir taraftan çok üzücü gerçekten bir taraftan da gazetecilik görevimi ifa etmeye bir taraftan da yardımcı olmaya çalışıyordum. Ne kadar yaralarına merhem olduk bilemiyorum ama bir şekilde elimi kolumu uzatmaya çalıştım. Enkazda biri sesleniyor, çekiyorsunuz, sesini duyuyorsunuz ama elinizi uzatamıyorsunuz. Bir taraftan AFAD'a ulaşmaya çalıştım, kurtarma ekiplerini ve itfaiye ekiplerini getirmeye çalıştım. Faciaydı gerçekten. Ne anlatsam açıkçası kelimelerin yetmeyeceğini düşünüyorum."