Bir dönem akıl hastanesine yatırılan sözde Mehdi Adnan Oktar davasıyla ilgili gelişme dikkat çekti. 30 yıllık kedici itirafta bulundu. İşte detaylar...
Bir zamanlar tv programında beraberinde çıktığı kadınlar ile adından söz ettiren daha sonra psikolojik rahatsızlıkları olduğu ortaya çıkan Adnan Oktar hakkında ilginç itiraflar yapıldı.
Asıl adı Adnan Oktar değil
Asıl adı Adnan Arslanoğulları olduğu öne sürülen ama resmî belgelerde ise Adnan Oktar adı geçen Oktar yazar ve araştırmacıydı. Babasının adı Yusuf olan Oktar, küçük yaşta babasını kaybetmiştir. Adnan Oktar'ın annesinin adı ise Mediha'dır. Adnan Oktar ilk ve orta öğrenimini Ankara'da, ortaokulu Cebeci'de, liseyi Kurtuluş'ta okudu.
Liseden sonra özel bir dershaneye giderek üniversiteye hazırlanan Oktar, 1979 yılında İstanbul'daki Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimari bölümüne girdi. Bir süre sonra okulu bırakan Adnan Oktar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe ve Tarih Bölümü'ne geçti burada da bir süre okuduktan sonra yine okulu yarım bıraktı.
Evrim şeytani bir öğreti
Harun Yahya imzasıyla yayınlanan ve cemaati ile birlikte hazırlayıp yayınladığı yüzlerce kitabı olduğu öne sürülüyor. Adnan Oktar, Harun ve Yahya peygamberlerin adlarından türettiği Harun Yahya mahlasıyla çok sayıda biyolojik evrim karşıtı kitap hazırlamıştır. Oktar'a göre evrim, Nazizm, materyalizm, komünizm ve Budizm'le bağlantılı şeytanî bir öğretidir. Oktar'ın kitaplarındaki yazılarının birçoğu köktendinci Hıristiyan Yaratılışçılığı ile benzerlik göstermektedir.
Adnan Oktar grubuna bağlı İnternet siteleri, TV ve değişik yayın araçlarıyla başlıca evrim, yaratılış, Mehdilik, Mehdi devri, ahir zaman, Mesih, İsa'nın dönüşü gibi konularda yayın yapmaktadır. Bu yayınlarda özellikle Mehdi ve evrimle ilgili konular üzerinde durmaktadır. Adnan Oktar kendisinin hoca veya alim değil cahil ve sıradan bir kişi olduğunu öne sürer. Oktar kendisinin mehdi olduğunu reddetmiştir ama "Mehdî'nin Mehdî olduğunu söylemeyeceğini, bir insanın Mehdî olduğunu söylemesi halinde dinden çıkacağını, Mehdî hakkındaki hadislerle kendisi arasında tam bir uyum olduğunu, Mehdî'nin tarifinin kendisine tıpatıp uyduğunu, yine de tüm bunların bir tesadüf olabileceğini söylemektedir.
İşte detaylar...