Haber365 Özel / Hasan Birgül
İsrail ile BAE ve Bahreyn arasında varılan normalleşme anlaşmaları için resmi imza töreni, Beyaz Saray'da yapıldı. Trump'ın yanı sıra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani katıldı. İsrail ve BAE ile İsrail ve Bahreyn arasında normalleşme anlaşmaları imzalanırken, 3 ülke Abraham Accords (İbrahim Anlaşması) adı verilen belgeyede imza attı.
KİRLİ SİYASETİN AKTÖRLERİ
BAE'nin İsrail ile antlaşması her yönüyle iyice incelendiğinde ciddi problemleri beraberinde getiriyor. Türkiye, Filistin adına müzakere yapma konuşmasına karşı çıkılıyor. Filistinliler adına taviz verecek bir anlaşma ortaya koyuluyor. İsrail Filistin konusunda kendisine tehdit oluşturabilecek muhalefet edebilecek Arap ülkelerini satın almış olacak.
Geçtiğimiz yıl ABD'nin bir stratejik bir plan oluşturduğunu gördük. Ancak bu planın hiç bir şekilde Filistin meselesine bir adil ve kalıcı bir çözüm üretmek yerine Filistin Devleti'nin varlığını adeta ortadan kaldıran topraksal düzenlemelerle Filistinlilere yaşam hakkı tanımayan apartheid rejimi olarak tarif ettiğimiz bir durumla Filistin'i köşede bırakacak bir hamleydi. Antlaşma İsrail'in Batı Şeria'daki ilhak planlarını askıya alması karşılığında BAE ile ilişkilerinin tam normalleşmesini öngörüyor olsada aslında bölgede derin izler bırakacak bir planın iz düşümünü gösteriyor.
BAE, ABD-İsrail stratejisi Ortadoğu’daki planları için paravan araç olarak kullanılıyor. BAE’nin adeta bir CIA üssü haline geldiği artık açık kaynaklarda yer alan bilgiler arasında. Askıya alınan bir ilhak planından bahsediliyor. Taktiksel çıkarlar Ortadoğu'yu ciddi bir bataklığa sürüklüycek olabilir.
BAE, 1979’da Mısır, 1994’te de Ürdün’ün ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasını imzalayan 3’üncü Arap ülkesi oldu. Camp David antlaşması sonrası yaşanılanlar göz önüne alındığında bölgede sıcak bir dönemin olacağı haber kaynaklarına aktarılmış.
BASINA YANSIYANLAR
Times Of Israel gazetesinde yer alan haberde, İsrail ile BAE arasında ilişkilerin normalleştirilmesi anlaşması görüşmelerinde Abu Dabi yönetiminin Washington'dan Tel Aviv'in ilhak planını uygulaması halinde Ocak 2024'e kadar bu karara destek vermeyeceğinin güvencesini aldığı belirtilse bile BAE, artık İsrai'in boyunduruğunda, asıl gündeme bomba gibi düşen bir diğer iddiaysa; ABD'nin BAE'ye askeri teknoloji transferine yeşil ışık yakan bir gizli madde olduğu iddia edildi.İkili antlaşmalar şu konularda olacak,yatırım, turizm, kültür, doğrudan uçuşlar, güvenlik, telekomünikasyon, teknoloji, enerji, sağlık, kültür, çevre, karşılıklı elçiliklerin açılması.
Yediot Ahronot gazetesinin ABD ve BAE'den kaynaklara dayandırdığı habere göre anlaşmadaki gizli maddeyle, Amerikan F-35 savaş uçakları ve İHA (insansız hava aracı) teknolojisinin BAE'ye satılmasının önü açılacak. İsrail'den Haaretz gazetesi adını açıklamadığı kaynaklara dayandırdığı haberde İsrail'in BAE ile vardığı anlaşma konusunda üst düzey savunma yetkililerini bilgilendirmediği iddiası ortalığı karıştıracak diğer önemli bir konu, BAE, gelişmiş silahlarını Libya ve Yemen'de kullanıyor. Ancak Körfezin karşı kıyısındaki, en büyük düşmanı olarak gördüğü İran'dan gelecek potansiyel bir tehlikeye karşı donanımlı olmak için bu antlaşma önem arz ediyor. BAE, Türkiye karşıtlığında yürüttüğü bölgesel politikada kendince başarı elde etmiş gözüksede uzun vadede başarı sağlayamaz.
Ayrıca önemli bir kaynaktan alınan bilgiye göre antlaşma için 18 aydır Amerika'da kapsamlı bir ekibin çalışma yürüttüğü ortada.Antlaşmanın domino etkisi ile diğer Körfez ülkeleri etkileme potansiyelini göz ardı etmemek gerekir. Böylesi bir senaryo İsrail lehine artı fayda anlamına gelmektedir.BAE’nin belki de bölgedeki jeopolitik gerçekliği bizzat İsrail’den öğrenmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Muhammed bin Zayed’in İsrail ile yirmi beş yıldır çalıştığına dair ifşa basına yansımış durumda.