Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, katıldığı programda aşılamadaki hızlanmanın ekonomiyi hızlandıracağını ifade etti.
Bakan Elvan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
‘Verdiğimiz desteklerin yıl sonuna kadar 191 milyar TL'ye, milli gelirin yüzde 3,14'üne ulaşmasını bekliyoruz. Bundan sonraki süreçte de ihtiyaç duyan her kesimin yanında olmaya devam edeceğiz, gereken tedbirleri gereken zamanda alacağız.
Aşılamada günlük 1,5 milyona ulaştık, aşının olumlu etkisini hem ekonomide hem de sosyal hayatta göreceğiz. Dış talep ve yatırım harcamaları büyümeye olumlu katkı sağladı, ihracat tarafı olumlu gidiyor.
İhracatta yıl sonu hedefine ulaşacağımızdan hiç kuşkum yok. Büyümeden tüm vatandaşlarımızın en iyi şekilde faydalanmasını arzu ediyoruz. Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığıdır. ‘
'ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRECEĞİZ'
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan; Enflasyonu tek haneye indirme yönünde bir hikayeyi yeniden birlikte yazacağız. Verdiğimiz desteklerin yıl sonuna kadar 191 milyar TL'ye, milli gelirin yüzde 3,14'üne ulaşmasını bekliyoruz. Enflasyonu tek haneye indirme yönünde bir hikayeyi yeniden birlikte yazacağız.’ İfadelerini kullandı.
Bakan Elvan'ın toplantıda yaptığı konuşmanın alt konuları ve başlıkları üzerine yaptığı açıklamalarda ise şunlar belirtildi;
Bakanlık olarak pandemi nedeniyle sizlerden uzak kaldık. Artık sahaya daha sık inelim yerelin sesini yerinde duyalım istedik. Anadolu turuna Bursa'dan başladık.
Bursa sanayisi o kadar dinamik ve üretken bir yapıya sahip ki imalat sektörünün neredeyse her kaleminde ihracat yapabiliyorsunuz. Otomotiv, tekstil ve mobilyanın kalbi burada atıyor. Bursa çevre illerin kalkınmasında bir kaldıraç görevi üstleniyor.
Yaşadığımız küresel salgın sosyolojik, ekonomik ve toplumsal pek çok sorunu beraberinde getirdi. Bu dönemde sorunsuz işleyen bir düzenin aniden durabileceğini gördük. Küresel ekonomi son 100 yılın en şiddetli daralmasını yaşadı. Küresel çapta işsizlik, bütçe açıkları, borçluluk oranları ve enflasyon artış eğilimine girdi. Türkiye böylesine zorlu bir mücadeleyi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde hızlı koordine olabilme sayesinde başarılı yürüttü.
Tüm imkânlarımızı seferber ettik. Salgından etkilenen işletmelerimize çeşitli hibe destekleri sunduk. Vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinde ertelemeler getirdik. KDV ve stopajda indirimler yaptık. Kısa çalışma, işsizlik, nakdi ücret ve normalleşme desteği gibi mekanizmalar Türk sanayisini bu zor dönemde ayakta tuttu. Toplam 9.5 milyon vatandaşa 55 milyar liralık bir destek sunduk. Çeşitli fonlardan sunduğumuz destek tutarı 141 milyarı aştı. Yılsonunda 191 milyara ulaşmasını bekliyoruz.
Bundan sonraki süreçte de ihtiyaç duyan herkesin yanında olmaya devam edecek, gereken tedbirleri gereken zamanda almaya devam edeceğiz. Aşılamada da önemli bir ivme söz konusu. Günde 1 milyonun üzerinde aşılama yapılıyor. Aşılamada gelişen ülkelere göre ön sıradayız.
Atılan adımların katkısıyla 2020 yılını büyümeyle kapattık. Ekonomik aktivite 2021 ilk çeyrekte canlı bir performans gösterdi. Yüzde 7'lik büyümenin yüzde 30'unu imalat sanayimiz tek başına sırtladı. İhracat tarafı oldukça güçlü gidiyor. İlk defa 200 milyar doların üzerinde bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum.
'KALİTELİ VE İSTİKRARLI BÜYÜYECEĞİZ'
Makro ekonomik politikalarımızda 3 temel önceliğimiz var. Birincisi kaliteli ve istikrarlı bir büyümeyi temin etmek. Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığı. İkinci politika önceliğimiz cari açığın kontrol altına alınması.
Orta vadede cari fazla veren bir ekonomik yapının hâkim kılınmasıdır. İhracat pazarlarımızın toparlanması dönemsel işimizi kolaylaştırıyor. Yılın ilk 5 ayında altın ithalatı geçen seneye göre yüzde 47 azaldı. Bir dizi tedbir hayata geçiyor geçecek. İmalat sanayimizin küresel değer zincirlerine bütünleştirmeyi daha da artırmak için özel programlar uygulayacağız. İhracatı önceleyen yatırımlara ağırlık vereceğiz. Yurt dışı lojistik merkezleri açacağız. Üçüncü ve en önemli politika önceliğimiz ise fiyat istikrarının sağlanması. Enflasyon nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engeldir.
Üçüncü ve en önemli politika önceliğimiz ise fiyat istikrarının sağlanması. Enflasyon nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engeldir. Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Para, maliye, finansal sektör ve yapısal politikalarımız uyum içinde hareket ediyor. Kısa vadeli kazanımlar uğruna asla enflasyon hedefimizden kopmayacağız.
Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında önemli bir rol oynayacak. Döviz kuru istikrarı oldukça önemli. Son dönemde döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonun düşmesiyle ülkemizin risk primi düşecek, sermaye girişi hızlanacak TL varlıklara talep artacak oluşan güven ortamı istikrarlı büyümeyi beraberinde getirecek.
Daha önce enflasyonu tek hanelere indirdik. Yine bir başarı hikâyesi yazacağız. Sizlerin sabrına ve desteğinize ihtiyacımız var. Reform paketinde yer verdiğimiz üzere sanayi için finansman, beşeri sermaye vergilendirme ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi alanlarda somut politikaları hayata geçireceğiz. Bankacılık sektörü yanı sıra faizsiz finans sitemi ve sermaye piyasalarını daha da derinleştirecek politikalara hız vereceğiz. Katma değer üreten firmaların hayatta kalmasını oldukça önemsiyoruz. Bankacılık sektörümüzde firma iyileştirmeleri için yeniden yapılandırma birimleri kurulmasını teşvik ediyoruz.
'4 TEMEL BEKLENTİMİZ VAR'
Ara eleman bulma noktasında karşılaşılan zorlukların farkındayız. Bu sorunu çözmek üzere çok önemli bir adım atıyoruz. Hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı. Mesleki eğitim merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız. Kalfalık döneminde alınan ücretlerde iyileşme sağlayacak, bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu tarafı olarak biz karşılayacağız.
Pandemide Türk sanayisi kendini ispatladı. En zor durumlarda bile müdahale kapasitesiyle gücünü gösterdi. Sanayimizi daha ileri taşımak adına sizlerden 4 temel beklentimiz bulunuyor.
Birincisi yüksek katma değer üreten dijitalleşmeyi teşvik eden ve rekabet gücümüzü artıracak yatırımlar öncelik vermenizi arzu ediyoruz.
İkincisi borç öz kaynak dengenizin daha dikkatli ayarlanması hususu. Ödeyebileceğiniz kadar borç alın, büyük yüklerin altına lütfen girmeyin. Şirketlerinizi sermaye piyasalarına açmak gibi farklı finansman imkânlarını gündemimize alalım. Yurt dışı piyasalarda oynaklığın artabileceğini öngörmek gerekiyor. Bilanço yapımızı önümüzdeki döneme göre ayarlamamız önem arz ediyor.
Üçüncüsü, istihdam ve teknoloji dengesini çok iyi kurmaya özen göstermeliyiz.
Dördüncüsü, sanayinin yeşil dönüşümü konusunu da hep birlikte ele almamız şart. Yeşil teknolojiler küresel çapta yeni ürün ve piyasalar oluşturmak için ciddi bir büyüme potansiyeli sunuyor. Önümüzdeki dönemde dış kaynaklara ve dış finansmana erişim şartlarından birisi yeşil dönüşüm olacak. Bu konuyu asla ıskalamamanız gerekiyor.