2004 yılında yaşanan olayda, dört kadını öldürüp iki kişiyi yaralayan Osman Çallı ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Çallı, isim benzerliğinden dolayı Erbey Biçer’i vurarak ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum etti. Türkiye’ye iadesi yapılan Çallı, serbest bırakıldı. İsim benzerliğinden dolayı hayatı mahvolan Erbey Biçer ise bu karar tepki gösterdi.
ŞARTLI TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ
Belçika’da eşi ve hamile kız kardeşinin de aralarında bulunduğu dört kadını öldürüp iki kişiyi de ağır yaralayan Osman Çallı, hakkında açılan dava sonucunda 12 Ocak 2009'da müebbet hapse çarptırılmıştı. Çallı, 28 Haziran 2013 tarihinde talebi üzerine cezasının geri kalanını çekmek için Türkiye’ye gönderildi. 10 Kasım 2019 tarihi itibarıyla hakkında denetimli serbestlik uygulanan Çallı, 10 Kasım 2020 tarihinden itibaren ise şartlı tahliyesine karar verildi. Çallı’nın infaz işlemlerinin tamamlanmadığı için serbest bırakılması tartışmaları gündeme getirdi.
TEKERLEKLİ SANDALYEYE MAHKUM OLDUM
Karara tepki gösterenlerden biri de 2004 yılında Çallı’nın ağır yaraladığı ve tekerlekli sandalyeye mahkum ettiği Erbey Biçer oldu. Çallı’nın vurmak istediği kişi esasen eşiyle ilişkisi olduğunu iddia ettiği Erbay Kara'ydı. Erbey Biçer'in (47) evini bulan Çallı, yatağında yatan Biçer’in kafasına silah dayadı. Aradığı kişinin kendisi olmadığını ifade etse de Çallı, sıktığı kurşun sonucunda boyundan aşağısı felç kaldı. Harf farklılığı nedeni ile tekerlekli sandalyeye mahkum edilen Biçer, yaşadıklarını anlattı.
BENİM BİR SUÇUM YOKTU
Milliyet'te yer alan habere göre, Erbey Biçer şu ifadeleri kullandı; ‘Ne Osman Çallı'yı ne bir yakınını tanırım. Bir sabah evimde uyurken adamın birini baş ucumda gördüm. Bana 'Sen benim evime gelmişsin' dedi. Kendisine evine hiç gitmediğimi de söyledim ancak dinletemedim. Beni vurdu. 18 yıldır, tek bir harf farklılığıyla kendi vücuduma hapsoldum, boyumdan aşağısı felç. Aylarca hastanede kaldım. Bu süreçte insanlara, 'Beni yanlışlıkla vurdu, benim bir suçum yoktu' açıklamasını yapmak durumunda kaldık. Ta ki mahkemede caninin bunu itiraf etmesine kadar. O güne kadar insanlar benim bir şey yapmadığıma inanmış gibi görünse de aslında akıllarında hep 'acaba' vardı.
Bu cani yaptıklarından dolayı hiçbir zaman pişman olmadı. Dört kadını vahşi bir şekilde öldürdü, ben ölümden döndüm, diğer vurduğu kişi de ağır yaralandı. Şimdi bu adam hayatını yaşıyor ve ben kendi vücuduma hapsoldum. Diğer dört kişi hayatta değil. Yaptıklarının bedeli bu olmamalı. Bu caninin Türkiye'ye iade edildiği bilgisini de, konuyla ilgili Belçika'da belgesel çekeceklerdi ve belgeselde yer alacaktım, o zaman öğrendim ve büyük bir şok yaşadım. Şimdi de serbest bırakıldığını öğrendim. Öğrendiğim günden beri de hiç ama hiç iyi değilim. Türkiye'deki yetkililer şöyle bir açıklama yapmış 'Belçika'da olsa 15 yıl yatacaktı', hayır bu kesinlikle doğru değil. Burada 15 yıl hapis yattıktan sonra şartlı tahliye bulunabilecekti ve yüzde yüz ret alacaktı. En az 35 yıl hapis yatacaktı. Belçika'da olsaydı şu an hapiste olacaktı. Bu caninin tahliye edileceği de Belçika hükümetine bildirilmemiş. Benim avukatım buradaki Adalet Bakanlığı'na bir mektup yazarak olayın tüm ayrıntılarını soracak. Bunun böyle olmaması gerekiyor.’