Dünya genelinde yaklaşık 50 milyon kişinin hac için sıra beklediğini belirten Remzi Bircan, hac ibadetinin ciddi bir organizasyon gerektirdiğini ve bu organizasyonun sadece resmi kanallar aracılığıyla yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Hac ibadetinin, kişisel veya ticari çıkarlar uğruna suiistimal edilmesine izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Özellikle hac sezonu yaklaşırken, bazı dolandırıcılar tarafından vatandaşlara yönelik yapılan hileli vaatlerin arttığına dikkat çeken Bircan, bu tür dolandırıcılık girişimlerine karşı vatandaşların dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Suudi Arabistan'a resmi olarak seyahat etmek isteyen hacı adaylarının, yetkili acenteler aracılığıyla işlemlerini gerçekleştirmesi gerektiğini hatırlattı. Suudi Arabistan, Müslüman ülkelerin nüfuslarına göre binde 1 oranında her ülkeye hac kotası tahsis etmektedir. Bu konuda bilgi veren Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Remzi Bircan, Türkiye'nin de bu kota dahilinde yaklaşık 85 bin kişilik bir kontenjana sahip olduğunu açıkladı. Bircan, Türkiye'nin bu kota içinde önemli bir yer tuttuğunu belirterek, bu kota sayesinde binlerce vatandaşın her yıl hac ibadetini yerine getirebildiğini ifade etti. Bu kota içinde Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonu tarafından kullanılan kişi sayısının yaklaşık olarak %60 olduğunu ve geri kalan %40'lık kısmın ise başkanlıkla sözleşme imzalayan şirketler aracılığıyla kullanıldığını söyledi.
Hac ibadetinin, Müslümanlar için büyük bir öneme sahip olduğunu ve bu kutsal ibadeti yerine getirmek isteyen vatandaşların, bu kontenjan dahilinde yer almalarının önemli olduğunu vurgulayan Bircan, her yıl Türkiye'den binlerce kişinin bu fırsattan yararlandığını belirtti. Bu kontenjanların adil bir şekilde dağıtılması ve hac ibadetini yerine getirmek isteyen herkesin bu imkandan faydalanabilmesi için titizlikle çalışıldığını ifade etti.
Bu açıklamalar, Türkiye'nin hac ibadeti için ayrılan kota hakkında bilgi vermekle birlikte, vatandaşların bu fırsattan adil bir şekilde yararlanmalarının sağlanması ve dolandırıcılık gibi risklerden korunmaları adına önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır.
"Yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımız hacca gitmek için kayıtlarını yaptırdı"
Bircan, Türkiye'den hacca gitmek için yoğun bir talebin olduğunu belirterek, şu ifadelerde bulundu:
“Yaklaşık 2,5 milyon vatandaşımız hacca gitmek için kayıtlarını yaptırdı, isimlerinin kurada çıkmasını bekliyor. Geçen sene ve bu sene Suudi Arabistan'ın 2030 vizyonu çerçevesinde ülkeye turistin daha fazla gelmesi ve ülkedeki ticaret hacminin genişlemesi için seyahat vizesi, ticari vize, işçi vizesi ve buna benzer birtakım vizeler adı altında dünyanın değişik yerlerinden Riyad'a, Mekke-i Mükerreme'ye, Medine-i Münevvere'ye insanlar gelmektedir. Fakat bu vizelerle son yıllarda hac yapma talepleri artmaktadır."
Mekke'ye hac mevsimi dışında seyahat ve işçi vizeleriyle gidebileceğine işaret eden Bircan, fakat hac mevsiminde bu vizelerin insanlara hac ibadeti yapmalarına asla izin vermediğini bildirdi.
Bircan, haccın yapıldığı yerlerin ve alacağı kapasitenin de belli bir oranda olduğunu belirterek, Arafat vakfesinin yapıldığı yerin sınırlı olduğunu, Müzdelife vakfesinin yapıldığı yerin belli bir alanı kapsadığını, Mina, şeytan taşlama ve tavafın yapıldığı alanların da çok kısıtlı olduğunu anlattı. Hac vizesi harici yakalananlar ülkeden deport edilecek Vatandaşlarımızdan bazen bilerek veya bilmeyerek ticari vizelerle, turist vizeleriyle oraya gittikten sonra hac yapma iradeleri ortaya çıkmaktadır. Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı son hafta yayınladığı ve bütün dünyaya gönderdiği genelgeyle, seyahat vizeleri, işçi vizesi ve ticari vizeyle hac ibadetinin asla yapılmayacağını ifade etmiştir. Bunun sonucu şöyle oluyor. Bazı kimseler, dolandırıcılar, o hac özlemini istismar edenler, seyahat, işçi ve ticari vizelerle Arafat'a çıkarılacağı, hac yaptırılacağı vaadiyle vatandaşlarımızı götürüyorlar. Vatandaşlarımız oraya gittiği takdirde az önce belirttiğim gibi Arafat'ın alanı sınırlı olduğu için oraya çıkamıyor. Oraya götüren otobüsler belli olduğu için binemiyorlar ve mağduriyet yaşıyorlar. Bircan, geçen yıl kutsal topraklara gittikten sonra hac yapmadan Türkiye'ye dönen vatandaşlar olduğunu belirtti.
"Vatandaşlarımız kurallara uysun"
"Kurada ismi çıkmayan vatandaşlarımızın değişik yollarla, seyahat ve ticaret vizeleriyle hacca götürme vaadinde bulunanlara asla itibar etmemelerini istiyoruz. Ya Diyanet İşleri Başkanlığı veya da bizimle sözleşme imzalayan şirketlerin taahhütlerine inansınlar. Hatta kendi e-Devlet hesaplarına 'hacca gidebilirsiniz' bilgisi düşmediği takdirde bu tür şeylere asla itibar etmemelerini istiyoruz. Bunun da ötesinde Hac ve Umre Bakanlığı bu sene hac vizesi haricindeki seyahat vizesi, işçi vizesi ve ticari vizeyle girenlerin yakalanmaları halinde ülkeden anında deport edileceğini ve böyle bir cezai işlem göreceğini bizzat sayın başkanımıza ilettiler. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak kuralsız bir şekilde hacca gitmek isteyen ve götürmek isteyenleri adli makamlara ileteceğiz. Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için gerekli mercilere şikayetlerimizi bulunacağız. Vatandaşlarımızın bu konuda biraz daha hassas olmalarını özellikle rica ediyorum.”