Dışişlerinden Yunanistan'a Tepki: Lozan Barış Antlaşması İhlal Edilmektedir

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, Yunanistan Cumhurbaşkanlığı'nın müftülüklere ilişkin düzenlemeler içeren kararnamesine yönelik "Yunanistan Lozan Barış Antlaşması'nı ihlal etmektedir." açıklamasında bulundu

22.06.2019-11:56 - (Son Güncelleme: 22.06.2019-11:49)

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Cumhurbaşkanlığı'nın müftülüklere ilişkin düzenlemeler içeren kararnamesine yönelik bir soruya verdiği yazılı cevapta, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu'nun (BTTADK) söz konusu kararnameye bugün yaptığı açıklamayla sert bir tepki verdiğini hatırlatarak açıklamada ifade edilen görüşlerin Dışişleri Bakanlığı tarafından da paylaşıldığını belirtti.

Kararnamenin 2018 senesinin Ağustos ayında gündeme geldiğini ve Türk azınlık tarafından "haklı ve güçlü" tepkilere neden olduğunu aktaran Aksoy, Yunanistan'daki Türk azınlığın Lozan Barış Antlaşması’yla teminat altına alınan karşılıklılık temelindeki haklarının görmezden gelindiğini dile getirdi.

Kararname ile müftülük kurumunun özerkliğinin ortadan kaldırıldığına ve bu kurumun alelade devlet dairesine dönüştürüldüğünü ifade eden Aksoy, şu değerlendirmede bulundu:

"Yunanistan, Türk azınlığın seçtiği müftüleri tanımayarak Lozan Barış Antlaşması'nı ihlal etmektedir. Bu kere de yanlış uygulamalarını düzeltmek yerine müftülük makamını ve azınlık müftülerini yeni kurduğu bir devlet dairesine bağlamak suretiyle ihlallerini daha da vahim bir hale getirmektedir. Yunanistan'da müftülüklerin idari statü ve yapıları ile yargı yetkilerine ilişkin kapsamlı düzenlemeler içeren söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, azınlığın dini ve hayır kuruluşlarını tesis etme ve yönetme hakkını teminat altına alan 1923 Lozan Barış Antlaşması’na aykırıdır."

''KABUL EDİLEBİLİR BİR YÖNÜ YOK''  

Kararnamenin Yunanistan’daki Türk azınlık tarafından kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını belirten Aksoy, şu ifadelerde bulundu:

"Söz konusu düzenlemenin Yunanistan'ın Türk azınlığın sorunlarının çözümü için azınlık temsilcileriyle geniş kapsamlı ve samimi iletişim kurmak, görüşlerini almak yerine sorunun kaynağını teşkil eden, dini konulardan sorumlu devlet kurumlarının içinde özellikle Türklere baskı uygulayan çevrelerce gerçekleştirmesi, Yunan zihniyetinin iyi niyetten uzak olduğunu kamuoyuna bir kez daha sergilemiştir.

Yunanistan'ın yapması gereken, azınlığın seçtiği meşru müftüleri tanıması ve yasadışı atanmış müftüleri dayatma konusundaki yanlıştan dönmesidir. Yunanistan'dan ayrıca beklentimiz, adlarında sadece 'Türk' kelimesi geçtiği için yasakladığı sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulaması, azınlığın vakıf idareleri ve vakıf malları üzerinde tam söz hakkına sahip olmalarını temin etmesi, Yunan Vatandaşlık Yasası’nın ilga edilmiş olan 19. maddesi bağlamında vatandaşlıktan çıkartılan azınlık mensuplarını yeniden vatandaşlığa alması, öte yandan azınlık anaokulları ve diğer seviyelerde azınlık okulları açma taleplerini karşılamasıdır."

Yunanistan'ın kendi Türk azınlığının dini özgürlüğüne ve haklarına müdahaleci, olumsuz sicilini yeniden ortaya koyan bu gelişmenin bir AB ülkesinde yaşanıyor olmasının ayrıca tedirgin edici olduğunu belirten Aksoy, şunları aktardı:

"Yunanistan’daki insan haklarının durumunu takip eden uluslararası ve bölgesel kuruluşlar ile AB kurumlarını, Yunanistan’ın, Avrupa değerleri ve evrensel insan haklarıyla çelişen tasarrufları konusunda tarafsız incelemelerde bulunmaya davet ediyoruz. Türkiye, Yunanistan’daki Türk azınlığın haklı çıkar ve taleplerinin takipçisi olmaya devam edecek olup, azınlığın haklarında meydana gelecek gelişmeler ikili ilişkilerimiz üzerinde de olumlu etki yapacaktır."

Son Dakika Gündem Haberleri için aşağıya kaydırın.


YORUM YAZ..
Modal