Oyunculuğun yanı sıra şarkıcılık performansıyla da büyük beğeni toplayan gonca vuslateri, sosyal medya hesabında dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.
Oyunculuğun yanı sıra şarkıcılık performansıyla da büyük beğeni toplayan gonca vuslateri, sosyal medya hesabında dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.
Sezen aksu'nun kendisine verdiği şarkının tanıtımı için objektif karşısına geçen vuslateri, çekimden bir kareyi ınstagram sayfasında yayınlayarak şu ifadeleri kullandı:
“karantinada kalmak, kendi karantinamdan kendi karanlığımdam çıkardı beni. ne aradığımı bilmediğimi ve kendime başkalarının gözünden bakarak kendimi bir köşeye attığımı, en çok da bensiz bıraktığımı gösterdi. insan kendini başkasının önyargısından dinleyip devamında rutin hayatını yaşayabiliyorsa kendinizi “yok sayma” karantinasına girmişsiniz demektir.
Birileri size uzaktan bakabilmenin yüksekten atabilmenin haklı gururunu yaşamak için yüzünüze yaklaşır… sizi yok etmek için, rutinlerinizi hastalıklı gibi göstermek için hikayeler anlatır. onca işin gücün arasında sadece “bana ihtiyacın olursa senin için buradayım” denilmesini sevgi zannettiğiniz bir sorumluluk daha.
Niye içimden geldiği için aramayayım ki... niye ihtiyaç? neye ihtiyaç... kimin kahramanlığına figüranım ben? son bir yıl 30'lu yaşlarımın en büyük farkındalığı oldu bu. yaralarını yalayacak zamanı olmamış bir hayvan gibi yüzülmüş derimi, özlediğim şeyleri en çok da sağlıklı seçimlerimi özledim...
Yemekten, dostluklara kadar... aşklar elbette... hiç olamadığım için acısını kendimden çıkardığım… en yakın arkadaşlarından üç tanesinin cenazesine gitmiş biri olarak... üçüncü dostum gittiğinde iki omuzum da boştu ve sadece o güne ait feci bir rüzgar vardı benimle... kaşkolümü yüzüme dolayıp ısıtmaya çalışırken burnumu ne mırıldandıysam sesli sesli… bu karantina ona odaklandım...
Gitme demenin boşluğunu, izin vermenin hoşluğunu, canım acıdıysa bir kere geri dönülmez yokuş olduğumu… iyi biriyim diye milletin kıçını yırttığı bir dönemde iyiliğin anlamını öğrendiğimiz, sükutuna kavuştuğumuz şu dönemde paradan tutun da bencilliğin hatta tokluğun bile bazen anlamsız olabileceğini hatırladık nihayet”