Kimi saçma sapan hikayeler der kimi de böyle şeylerden ürkmekten kendini alamaz.
geçmişte yaşanmış gizemli olayların ardından lanetlenmiş yerleri sizler için derledik...
Bu mağaranın etrafında ve içerisinde insan kemikleri olduğu iddia ediliyor. ayrıca bu mağaraya giren koyun ve koyunun peşinden giden çoban olursa onlar da geri gelmiyormuş. bazı köylülere göre mağaranın içinde “canavar" diye nitelendirilen garip bir yaratık varmış.
1940 ile 1970 yılları arasında bu hapishanede farklı sebeplerden ötürü yaklaşık 1200 mahkum ölmüş. 1970 sonrası hayaletler görüldüğü gerekçesiyle kapatılan bu hapishane “huzura erememiş ruhların vatanı" olarak nitelendiriliyor.
1850'lerde mezbahane olarak kullanılan bu binanın o yıllar arasında ayrıca satanist ayinlere ev sahipliği yaptığı biliniyor. bu ayinler esnasında hayvanların yanı sıra insanlar da kurban olarak kullanılıyormuş. mezbahanın bodrumunda cehenneme açılan bir kapı olduğu da inanışlar arasında.
Cinnet filminin esinlendiği otelde kalmaya ne dersiniz? otelin eski sahipleri f.o. ve flora stanley'in hala odaları gezdiğine ve hatta görüntülerinin kamera kayıtlarına yansıdığı öne sürülüyor.
1800'lü yıllarda vebalı hastalara ev sahipliği yapan bir ada. bu adanın vebalıları tedavi etmek için değil de daha çok sürgün etmek için kullanıldığını belirtelim. buradaki ölümlere dayanamayan bazı doktorların adada bulunan kuleden atlayıp burayı lanetlediğine inanılıyor.
İlk bakışta kalınabilecek çok güzel bir yere benzeyen preston kalesi, 1890'larda erkek çocuklar için ıslahevi olarak kullanılmış. burayı ziyaret edenler, kapıların kendi kendine çarptığı ve birilerinin onlara dokunduğunu ileri sürüyorlar.
Önceden bir malike olarak kullanılan ve sonrasında otele çevrilen loftus hall, bölgede yaşayan yerliler tarafından “şeytanın uyuduğu yer" olarak nitelendiriliyor.
Amerika birleşik devletleri'nin en popüler lanetli evlerinden biri olan myrtles çiftliği'ndeki hayaletin köle bir kız olduğu inanılıyor. burayı garip kılan durum ise bu hayaletin fotoğrafının 1992'de evi araştıran national geographic ekibi tarafından çekilmiş olması.
İşte national geographic'in çektiği o gizemli fotoğraf...
1975'te “burayı lanetleyeceğim" dedikten sonra ölen bir valiz taşıyıcısının, dediğini yaptığına inanılıyor. konaklayan misafirler, odalarına döndüklerinde valizlerinin düştüğü ve ana balo solununda geceleri bir gelinin dans ettiğini gördüklerini iletiyor.
“perili orman" diye de bilinen hoia baciu ormanı'nı giden ziyaretçilerin birçoğu, oradayken “bir şeyler tarafından" izlendikleri duygusuna kapılıyormuş. bölgede yaşayanların inandığı şehir efsanesine göre de bu ormana giren geri dönemezmiş.
1900'lerin başında lemp ailesine ait bireyler bu evde teker teker ölmeye başlamış. intihar, kalp krizi gibi değişik sebeplerle gelen bu ölümler evi lanetlemek için bölgede yaşayanlara yetmiş.
Akıl hastalarının tedavi edildiği bu hastanede, tedaviye cevap vermeyen hastalar yalnız bırakılıyormuş. boşaltıldıktan sonra meraklıların gizlice girdiği hastanede yeni oluşmuş ayak izleri gördüklerine, anahtar sesleri ve diyafonlardan gelen garip sesler duyduklarına dair efsaneler var.
Bu mahzen 1700'lü yıllarda sorgu merkezi olarak kullanılmış. bu işlevinin yanında bu mahzenin bazı bölümlerinin seri katiller üzerinde deney yapmak için kullanıldığı da biliniyor. burayı ziyaret edenler de sorgulara ait konuşmalar duyduklarını ve bazen birisinin kollarını sıktığını hissettiklerini iletiyor.
Bu evde 1962 yılında 6 çocuk ve 2 yetişkinin ölü bedenleri yataklarında bulunmuş. bu cinayetleri kimin işlediği hala gizemini korurken, bölgede yaşayanlar evden bazı gecelerde çığlık ve ağlayan çocuk sesleri duyduklarını iletiyor.
Satanistlerin sürekli ayin yapıp mezarları tahrip etmesinden dolayı bu mezarlıkta hayaletlerin geceleri adeta bir “bekçi" gibi devriye gezdiklerine inanılıyor.
