Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakcılık ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından FOX Tv Haber Sunucusu Fatih Portakal hakkında başlatılan tahkikat tamamlarak dava açıldı. Fatih Portakal'ın 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Portakal hakkında "Tekalif-i Milliye"yi anımsatarak sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşım dolayısıyla Bankacılık Kanunu'nun "İtibarın Korunması" başlıklı 74'üncü maddesini ihlal suçlamasıyla dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Portakal'ın yaptığı paylaşımda bankalarda mevduatı veya tasarrufu bulunan mudilerin paralarının devlet tarafından coronavirüs salgını bahane edilerek istenebileceğine, salgın sonrası ise geri ödenebileceğine yönelik algı ve kanaat oluşturmaya yönelik olduğunu kaydetti.
Başsavcılık, Portakal hakkında Bankacılık Kanunu'nun 74'üncü maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, gazeteci Fatih Portakal hakkında "Tekalif-i Milliye"yi anımsatarak sosyal medya hesabı Twitter üzerinden 6 Nisan’da yaptığı paylaşımda, "Zor günlerden geçiyoruz. Mevduat veya tasarrufu olanlardan para istenmesin bir de! Olmaz olmaz diyemiyorum maalesef" ifadesiyle, Bankacılık Kanunu'nun 74'ncü maddesini ihlal ettiği kaydedildi. Başsavcılık, Portakal'ın söz konusu paylaşımının, bankalarda mevduatı veya tasarrufu bulunan mudilerin paralarının devlet tarafından yeni tip coronavirüs salgını bahane edilerek istenebileceğine, salgın sonrası ise geri ödenebileceğine yönelik algı ve kanaat oluşturmaya yönelik olduğu değerlendirilmesi yaptı. Soruşturma çerçevesinde Portakal'ın şikayete konu Twitter linkine İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nin 8 Nisan tarihinde erişimin engellenmesi kararı verildiği de iddianamede kaydedildi.
"DEVLETİN MUDİLERDEN PARA İSTEYECEĞİ ALGISI OLUŞTURDU"
Başsavcılık iddianamede Fatih Portakal'ın suç duyurusuna konu paylaşımını Türkiye'nin Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Kovid-19 ile yaptığı mücadele ortamı içinde yaptığına dikkat çekilerek "Bankacılık Kanunu 74'ncü madde gerekçesi ve ülkemizin Kovid-19 ile yaptığı mücadele ortamı dikkate alındığında, şüphelinin yaptığı paylaşımın bankalarda mevduatı ve tasarrufu bulunan mudilerin paralarını devlet tarafından korona virüs salgını bahane edilerek istenebileceğine, salgın sonrası ise geri ödenebileceğine yönelik algı ve kanaat oluşturmaya yönelik olduğu kanaatine varılmıştır" denildi.
"İTİBARIN KORUNMASI" MADDESİNİ İHLAL ETTİ
İddianamede 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun "İtibarın Korunması" başlıklı 74'üncü maddesinin "Basın Kanunu'nda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri aracılığıyla bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz" biçiminde olduğu anımsatıldı.
Bu hükmün ihlalinin ise aynı Kanunun 158'inci maddesinde şöyle düzenlendiği kaydedildi; "Bu Kanunun 74'üncü maddesine aykırı davrananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 2 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Fiil sonucu özel veya kamusal bir zarar doğarsa verilebilecek ceza altıda bir oranında artırılarak hükmolunur"
İddianamede Bankacılık Kanunu 74'üncü maddesiyle kanun koyucunun bankacılık sektörünün itibarını ve güvenilirliğini korumayı ve müşteki BDDK'nın itibarını sarsacak biçimde haber yapılmasını engellemeyi hedeflediği kaydedildi. Kanun maddesinin gerekçesi de iddianamede verildi.
Madde gerekçesi şöyle:
"Bankaların faaliyetleri güvene dayandığından bankalar hakkında yapılacak haberlerde gerekli hassasiyetin gösterilmesi beklenir. Bankalar hakkındaki itibarı zedeleyici haberler, bu kuruluşlarda fon çekilişine veya bu kuruluşların daha kötü şartlarda fon temin etmelerine sebep olmak suretiyle malî durumlarının bozulmasına ve hatta kuruluşun sektördeki yerine bağlı olarak sektöre ve genel ekonomiye sirayet edebilecek zararların meydana gelmesine neden olabilecektir. Bu tür haber yapacakların caydırılabilmesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanunu'nda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla, bir banka hakkında asılsız veya bu kuruluşların itibarını kırabilecek, güvenilirliğini sarsabilecek, şöhretine veya servetine zarar verebilecek nitelikte bir haberin yayılması yasaklanmıştır. Ayrıca, Kurul ile Kurumun bankacılık sektörünün gözetim ve denetiminden sorumlu olduğu dikkate alınarak Kurul ve Kurumun itibarını sarsacak nitelikte haberler yapmak suretiyle bankacılık sektörünün bütünü hakkında olumsuz bir kanaat oluşmasının engellenmesi gerekmektedir. Bu nedenle maddede, Kurul ve Kurumun itibarını zedeleyebilecek asılsız haberlerin yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır"
İddianamede Portakal'ın yazılı savunmasına da yer verildi. Fatih Portakal'ın ifadesinde "Paylaşımım tamamen ironi niteliğindedir" ifadelerini kullandığı belirtildi.