En İyi Hapishane Filmleri

Masum bir adam haksızlıklar arasında kalınca nasıl olur da kendisinin bile tanıyamayacağı birisi haline gelebilir? Suçsuz ve masum olduğunu bile bile acımasız hapishane şartlarına dayanmak çok zordur. Resmen bir hapishane belgeseli tadında olan film, şimdiye kadar izlediğiniz tüm hapishane filmlerinin atası olarak kabul ediliyor.

Paul Edgecomb 1920’li yıllarda kuralları baya bir katı olan hapishanede gardiyanlık yapmaktadır. Hapishanede mahkumların yaşadığı olumsuzluklardan ve gardiyan arkadaşlarının mahkumlara davranışlarından rahatsız olan Paul’un hayatı, sıra dışı bir mahkumun hapishaneye gelişiyle birden değişir. Bu mahkum John Coffey adlı bir ölüm mahkumudur. Doğa üstü güçleri olan bu mahkumun, gardiyandan çok sıra dışı bir isteği vardır. Ve Paul, onun bu isteğini yerine getirmek için herkesi karşısına almak durumundadır.

Yaşanmış bir hikayeden uyarlanan bu filmde, Claude Gaspard, karısını öldürmeye teşebbüs etmekten mahkum olmuştur. Önceleri kendi hücresinde yalnız başına mahkemesinin olmasını bekler. Ancak sonra başka bir hücreye alınır ve burada da mahkum olduğu dava düşer. Yakın zamanda hapisten çıkacağı söylenen mahkumun arkadaşlarının çok güzel bir kaçış planı vardır ve bu onu büyük bir maceraya sürükleyecektir.

Karısını öldürmek suçundan hapse giren ve suçsuzluğunu ispatlamak için hiçbir şansı olmayan adam, zamanla oradaki şartlara alışmak durumundadır. Önceleri zorlanır elbette, ama sonradan herkes gibi o da orada yaşamanın bir yolunu bulur, hatta müdürün gözüne girer. İşte bu itibaronu hem hapisten çıkaracak hem de milyonlara kavuşturacaktır. Zira dürüst ve ahlaklı olmanın değeri çoktan çürümüştür.

Katı kuralları ve asla kaçılamayışı ile ünlü olan Alcatraz Hapishanesi’nden kaçmak için müthiş bir plan yapılır. 3 mahkum inanılmaz kaçış öyküsünü soluksuz izleyeceksiniz. Zira bu kaçış planının ünlü banka soyguncularından birinin hapishaneden kaçışının gerçek öyküsü olduğu biliniyor.

Çok basit, masumane hayatları olan bir baba ve oğul 1974 yılındaki Gyildford bombalanmasından sorumlu olmakla mahkum edilirler. Hapishanede gördükleri korkunç muamele ve işkenceye dayanacak güçleri kalmamışken, bir avukat çıkar gelir ve bir umut ışığı doğar. Artık tek bir amaç vardır, orta yaşlarındaki babayı hapisten çıkarıp onun bu ızdırabını sonlandırmaktır

En korkunç suçluların kalması için kaçışın mümkün olmadığı bir hapishane inşa edilir. Bu hapishaneyi de, diğerlerini olduğu gibi Ray Breslin adlı ünlü kaçak inşa etmiştir. Zira onun her hapishaneden kaçılabileceğini ispatlayan deneyimleri mevcuttur. Bu yeni hapishanenin ne kadar güvenli olup olmadığının test edilebilmesi için de, bu hapishaneyi inşa eden Ray Breslin hapse atılır. Kendisi sadece keşif yapıp fikir vereceğini zanneder. Oysaki bunun aslında bir tuzak olduğunu sonradan fark eden adamın kaçmaktan başka bir çaresi yoktur.

Henüz 19 yaşındayken polislere saldırmakla suçlanan bir Arap genci Fransa’da bir hapishaneye düşer. Çok masum bir ruh haliyle hapse giren genç, içerideki suçlular ve kötü muamele ile hayatın acı tarafını da öğrenecektir. Hapiste yaşayacağı acı anılar onu azılı, acımasız bir mafya babasına dönüştürecektir. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır

Ülkemizin yabancı dilde en iyi film dalında Oscar adayı olan Uçurtmayı Vurmasınlar, bizim en iyi hapishane filmlerimizin başında geliyor. Bir çocuğun gözlerinden hapishane, mahkumiyet, masumiyet, özgürlük kavramlarını ağlatarak sorgulatan bir film.

Ömür boyu hapse mahkum olan Robert Stroud’un yaşamını konu alan film, hapishane şartlarının ne kadar ağır olduğunun bir özeti aslında. Bu delirtici koşullar içinde sadece kuşlarına sığınıp onlarla yaşamaya, umut etmeye çalışmak hiç de kolay değil.

Çok yakında gardiyan olacak olan genç Juan, işe erken geldiği bir gün arkadaşları tarafından hapishanede gezdirilir. Ancak Juan’ın kafasına yukarıdan bir şey düşer ve fenalaşır. Arkadaşları onu kendine gelmesi için o anda boş olan 211 nolu hücreye taşırlar. İşte tam da o anda hapishanede bir isyan çıkar, ancak Juan kendinde değildir. Uyandığında ise mahkumların arasındadır ve mahkum rolü yapmaktan başka şansı yoktur.

Fransız ihtilalı olur ve bir grup genç hapis cezasına mahkum olur. Kaçışın neredeyse imkansız olduğu bir ada hapishanesinde sadece kelebek lakaplı Henrie Charriere’nin kaçabilme umudu vardır. İşte bu sebeple de başarısız olsa da kaçış planlarının ardı arkası kesilmez.

Amerikan filmleri arasında, cezaevi konusunun en iyi işlendiği filmlerden birisi kesinlikle Brubaker’dır. Henry Brubaker, müdür olarak atandığı cezaevindeki koşulları daha yakından görebilmek için cezaevine bir mahkum olarak girer ve cezaevinin tüm acımasızlıklarına kendi gözleriyle şahit olur.

Bir grup Amerikan askeri, Almanlar tarafından savaş esiri olarak alınır ve çok iyi korunan bir hapishaneye atılırlar. Kaçmak imkansızdır, ancak bu hapishanede kalmak ondan daha da imkansızdır.

Luke; asi, sorumsuz, ama suça bulaşmamış bir gençtir. Bir gece çok sarhoştur ve sebepsiz yere parkmetrelere zarar verir. Ancak bu onun hayatının hatası olacaktır. Zira cezasını çekmek için normal bir hapishaneye değil de, toplama kampına gönderilir. Burada bütün gün diğer mahkumlarla birlikte yol yapım çalışmalarında en ağır işleri yapacaktır.

Derek’in babası uyuşturucu satıcıları tarafından öldürülür. Babasının intikamını almak isteyen genç, faşist suç örgütlerinden birine katılır ve kısa zamanda orada önemli bir mevkiye gelir. Ancak bir gece 2 zenciyi öldürüp hapse girince, bu mahkum hayatından çok şey öğrenir. Artık tek amacı kendisi gibi yanlış yola giren kardeşini kurtarmaktır.

Film, Brezilya’nın Sao Paulo kentinde bulunan Carandiru hapishanesinde yaşanan 1992 isyanından esinlenerek beyaz perdeye aktarılmıştır. Burada hayatını kaybeden 111 tane mahkumun dramatik öyküsü ve şiddetin ulaştığı boyutu görmek içler acısı.

Wade Porter; güzel bir eş, şahane bir çocuk, iyi bir iş sahibi olan mutlu bir aile babasıdır. Tam anlamıyla bir Amerikan rüyası yaşayan adamın evine bir hırsız girer ve Wade elindeki sopa ile hısızı öldürür. Artık ülkenin en azılı suçlularıyla aynı hapishanededir ve içerdeki yaşam dışarıdakine hiç benzemez.

Nazi kampına esir düşen bir grup Amerikan askerinin maruz kaldığı korkunç hayat ve işkenceler anlatılmakta. Şimdiye kadar tüm esirler kaçmak istemiş, ama henüz bunu başaran olmamıştır. Ancak bu Amerikan askerlerinin çok daha iyi bir planı vardır ve trajikomik bir olar örgüsü ile kaçmaya çalışacaklardır. Fakat aralarında bir casus vardır ve bu casus onların her planını gidip Almanlara yetiştirmekte, arkadaşlarını çaresiz bırakmaktadır.

Bir hapishanedeki mahkumlar, insanlık dışı muamelelere maruz kalmaktadırlar. Hayattan bezen mahkumlar önce battaniye, ardından da yıkanmama eylemleri yaparlar. Ancak bu eylemler onlara hiçbir şey kazandırmaz. Hal böyle olunca onlar da açlık grevine başlarlar ve 6 haftalık bir açlık grevi hepsini ölümle burun buruna getirir. Mahkumlardan biri olan Boby Sands, direnciyle hepsine güç verir.

Ölümle sonuçlanan bir soygun gerçekleştirilmiştir. Bu soygun sonunda eşini ve kızını kaybeden Clyde Shelton, mutlu hayatını bir anda kabusa çeviren soygunculardan intikamını almak zorundadır. Adaletin neredeyse hiç çalışmadığı toplumda kendi adaletini kendisi sağlamaya çalışırken içine girdiği çıkmazlar onun hırsını körüklemektedir. Zira katiller çok hafif bir ceza ile kurtulurlar.

İnsanların içgüdüsel dürtülerini ölçebilmek için bir hapishanede deney yapılacaktır. Bunun için bir hapishane ortamı oluşturulur, para karşılığında tutulan kişilerden bazıları mahkum, bazıları da gardiyan olur. Ancak zamanla bu deney ya da oyun fazla gerçekçi olmaya başlar, herkes kendini rolüne fazla kaptırır. Özellikle de gardiyanlar bu rolü fazlasıyla benimsedikleri için güç delisi haline gelirler, bilim insanları da deneyin kontrolünü kaybederler.