Yunanistan’ın Lozan ve Paris anlaşmalarını dikkat almayarak adaları silahlandırdığını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, ‘Yunanistan bundan vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır. Adaya koyduğun birkaç asker ve silahla mı tehdidi önleyeceksin. Yani doğru söylemiyorlar. İnsani konularda da sürekli yalan söylüyorlar. Tehdit varmış, ondanmış. Biz bunun peşindeyiz peşini de bırakmayacağız’ diye konuştu.
Canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Ege’de yaptığı provokasyonlarını da ele aldı. Çavuşoğlu, ‘Biz BM'ye yazdığımız mektuplarda, Yunanistan buralarda anlaşmaları ihlal ediyor’ ifadelerini kullandı.
KITA SAHANLIĞIMIZIN BATI SINIRINI BELİRLEDİK TAVİZ VERMEYİZ
Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti; ‘Biz kıta sahanlığımızın batı sınırlarını belirledik BM'ye kaydını yaptırdık. Buradan taviz vermemiz mümkün değildir. Son bir yıl içinde Rum tarafı ve Yunanistan 9 defa kıta sahanlığımızı ihlal etmek istedi. Biz bazılarını diplomatik yolla engelledik. Sonuç itibarıyla bazılarını bu girişimlerimizden dolayı engelledik, bazılarını da sahada deniz kuvvetlerimiz tedbirlerini alıyor. Gerekli uyarıları yaparak kıta sahanlığımıza hem güneyde hem de batıda bu gemileri biz sokmadık. Kararlılığımız açık nettir. Burada ancak Türkiye ile iş birliği yaparsanız olabilir. Bilimsel araştırma mı? Türkiye'den izin alırsanız olabilir. Bu konuda tutumumuz hiç bir zaman değişmez. Kıta sahanlığımızı savunacak güçte ve kararlılıktayız.
ADAYA KOYDUĞUN BİRKAÇ SİLAHLA MI TEHDİDİ ÖNLEYECEKSİN?
BM'ye iki tane mektup gönderdik. Bu silahsızlandırılmış adaların statüsünü Yunanistan ihlal ettiği için gönderdik. Bu adalar Lozan ve Paris anlaşması ile Yunanistan'a silahsızlandırma şartıyla verilmiştir. Biz BM'ye yazdığımız mektuplarda, Yunanistan buralarda anlaşmaları ihlal ediyor. Yunanistan bundan vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır. Çünkü şartı ihlal ediyorsunuz. Gerekirse son uyarılarımızı yapacağız ve bu tartışma başlar. Yunanistan aslında kabul ediyor, neymiş Türkiye'den bir tehdit görüyorlarmış ve o yüzden ihlal ediyorlarmış. Adaya koyduğun birkaç asker ve silahla mı tehdidi önleyeceksin. Yani doğru söylemiyorlar. İnsani konularda da sürekli yalan söylüyorlar. Tehdit varmış, ondanmış. Biz bunun peşindeyiz peşini de bırakmayacağız. Bu anlaşmaların tarafları var Lozan, Paris Anlaşması. Uluslararası arenada elbette tartışmayı başlatacağız’
YUNANİSTAN'IN GÖÇMENLERE ZULMÜ
Yunanistan’ın sınırında Yunanlar tarafından geri itilen düzensiz göçmenler hakkında konuşan Bakan Çavuşoğlu, ‘Yunanistan'ın göçmen politikasına ilişkin kapalı kapılar ardında bundan duydukları üzüntüyü söylüyorlar. Fakat insan hakları konusunda hassas ülkeler bile gerekçeler buluyor. Yunanistan'a çok sayıda göçmenin geldiğini dillendiriyorlar. Biz ne yapalım 5 milyon göçmeni denize mi dökelim böyle bir anlayış olabilir mi? Çok göçmen gelmesi demek sorunların kökenine gittiğimizde transit ülkeler gerçek anlamda iş birliği yapmak lazım. Bu konuyu gündeme getirenleri Türk ajanı diye suçluyorlar. Biz iki yılda 34 bin insanı ölümden kurtardık. Bunlar ölümden son anda kurtardığımız insanlar. Denizin ortasından geri getirdiklerimizden bahsetmiyorum. Avrupa'da vatandaşlar ve STK'lar da çok rahatsız bu görüntülerden. Soruşturma başlattı Avrupa Parlamentosu ne oldu hemen kapatıldı. Temel insan hakkından bahsediyoruz. Bu siyasi bir sorun değil. İnsandan bahsediyoruz, kadınların çocukların darp edilmesinden, ölüme itilmesinden bahsediyoruz. Fransa'da İslam düşmanlığı bir devlet politikası haline geldi. İnsan hakları nerede kaldı? Avrupa Konseyi de ses çıkaramadı’ dedi.
TÜRKİYE'NİN UKRAYNA DİPLOMASİSİ
Türkiye’nin Ukrayna diplomasisi hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki gerginliğin azaltılması için Türkiye yönünden adımların atıldığına dikkat çekti. Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü; ‘Bazıları görünen adımlar bazıları perde arkasında yürüttüğümüz adımlar.En son Ukrayna ziyaretimizde de bu tutumumuzu Cumhurbaşkanımız açıklamıştır. Burada mesele ilk önce gerginliğin azaltılması ve istikrara kavuşturulması. Her çaba kıymetlidir fakat bazıları ben de bu işin içinde varım demek için atılan adımlar. Burada samimiyetsizlikleri görüyoruz. Gereksiz açıklamalardan da kaçınılması lazım. Rusya bugün işgal edecek, yarın işgal edecek gibi yapılan açıklamalar Ukrayna'da huzursuzluğa neden oluyor. Ekonomik olarak da Ukrayna'ya zarar veriyor. Görüyoruz ki gerçek tablo bu değil. Gerçek tabloda gerginlik var mı var, çatışma olasılığı var mı var fakat bunu bazı Batılı ülkelerin açıkladığı gibi megafon diplomasisi ile dillendirmenin gereği yok. Türkiye'nin ara buluculuğundan bahsediliyor.
BÖLGEDE BARIŞ İSTİYORSAK HERKES DENGELİ POLİTİKA İZLEMELİ
Ukrayna tarafı ara buluculuğu istiyor hazır, Rusya tarafı kapıyı kapatmış değil. Putin'in Türkiye'ye gelmesiyle yapılacak toplantıda ev sahipliği sırası bizde. Şimdi Ruslardan tarih önerisi istedik. Diğer taraftan da çabalarımızı sürdürüyoruz. Biz burada çok iddialı davranmıyoruz. Ara buluculuk eş başkanlığını BM'de, İİT'de yürütüyoruz. Burada sorumluluğumuzu biliyoruz. Bölge dengesi ortaya çıkmaya başladı bir yandan da. Bölgede barış ve huzur, ekonomik kalkınma istiyorsak herkesin dengeli bir politika izlemesi lazım. Ortada bir kriz var herkesin elinden gelen çabayı göstermesi lazım.’
TMT TEPKİSİ
Canlı yayında yaptığı konuşmalarında Kıbrıs meselelerine de değinen Bakan Çavuşoğlu, ‘Türk Mukavemet Teşkilatı'na (TMT) yönelik bir televizyon programında son derece üzüldüğümüz bir söylem gördük. Büyük bir yanılgının olduğuna inanmak isterim gerçekten. Çünkü TMT KKTC'nin Kuvayı Milliyesidir. Böylesine bir Kuvayyi Milliye dediğimiz TMT'nin mafya ve diğer faaliyet ya da cinayetle anılması hepimizi üzer. Kıbrıs bir milli politikadır. Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin davasıdır Kıbrıs. O yüzden dün akşam böyle bir söylemi görünce ben inanamadım sonra bir kez daha dinledim. Açıkça bir hanımefendi bir televizyon kanalında böyle söylem içinde olduğunu gördük. İnşallah düzeltici bir açıklama yaparlar. Çünkü dün KKTC'de ve Türkiye'de infial yarattı açıklama. Kıbrıs meselesine gelirsek hidrokarbonda gelir paylaşımı. Aslında Rublar evet dese samimi olsa AB'de Rumlara baskı yapsa çok kolay. Hakça gelir paylaşımı gerçekleştirilebilir. Doğu Akdeniz'deki gerginlik de böylece çözülmüş olur. Basit bir hakça paylaşımdan bahsediyoruz’ dedi.
ŞUŞA BEYANNAMESİ YÜRÜRLÜKTE
Açıklamalarında Azerbaycan ile olan ilişkiler hakkında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şu ifadelere yer verdi; ‘Azerbaycan ile iki devletiz. Bir millet iki devletiz. Fakat bizim kaderimiz bir, dinimiz, dilimiz bir. Yeri geldiği zaman da bir devlet gibi davranmasını biliyoruz. Karabağ zaferi böyle bir duyguyla elde edildi. Şuşa beyannamesi ile beraberliğimiz çok farklı bir konuma geldi, tam bir müttefiklik. Bu içimizde olan duygunun somut hale dönüşmesi. Sonuçta Azerbaycan ile birbirimizi korumaya kollamaya devam edeceğiz. İkili ilişkilerimizi de artırarak devam edeceğiz her alanda. Azerbaycan da bizim olmadığımız yerlerde tüm Azerbaycanlı kardeşlerimiz Türkiye'nin hakkını savunmuştur. Bu eskiden beri olan politikaların Şuşa Beyannamesi ile kağıda dökülmesi.
AZERBAYCAN DA ERMENİSTAN İLE KAPSAMLI BARIŞ İSTİYOR
Azerbaycan bu süreci destekliyor. Azerbaycan ile istişare etmeden biz adım atmadık. Azerbaycan da bizim Ermenistan ile doğrudan temas içinde olmamızı tercih eder. Şimdi Güney Kafkasya'da bu problem Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi ile sonlandırıldı. Artık barış, iş birliği olması lazım. Bölgede önemli projeleri hayata geçirerek bölgenin kalkınması için çalışmamız lazım. Bunun için de tüm ülkelerin aynı anlayış içinde olması lazım. Herkesin bu sürecin içinde olması lazım. Kimsenin dışlanmaması lazım Ermenistan da dahil. Karabağ Zaferinden çıkan bir ders ve fırsat var. Biz zaferden hemen sonra olumlu mesajlar verdik. Paşinyan seçimi kazandıktan sonra önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanımız buna olumlu cevaplar verdi. Özel temsilciler atadık. Moskova'da görüştüler. Şimdi 24 Şubat'ta Viyana'da görüşecekler. Azerbaycan da Ermenistan ile kalıcı bir barış istiyor.’
TÜRKİYE-KÖRFEZ İLİŞKİLERİ GELİŞİYOR
Türkiye’nin Körfez ilişkilerinin geliştiğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü; ‘Cumhurbaşkanımızın kendisi evinden çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle dış politika çerçevesinde ara ara görüşüyoruz. Sesi de çok iyi geliyor. BAE ziyareti de programında. İkili ilişkilerde ne dedik karşılıklı çıkar yarar. Elbette ilişkilerin iyi olmasının faydası var iki tarafa da. Geçmişte şu oldu, bu oldu olabilir. Geçmişte başka ülkelerle de oldu. Uluslararası ilişkilerde oluyor bu. İki ülke ilişkileri artık düzelterek dostane götürmek istiyorsa bunda ne mahsur var. Ömür boyu düşman mı kalacaksın? Türkiye yatırımcılara fırsat sunuyorum. Türkiye'ye farklı ülkelerden yatırımcı gelmesi ayıp bir şey mi? Türkiye'ye en çok Hollandalı yatırımcılar geliyor. Bu tartışılıyor mu? Katar'dan gelince neden tartışıyor musunuz? BAE'de Türkiye'de start-up dediğimiz gençlerimiz de içinde gözde bir ülke olduk. Tedarik zincirinde önemli bir ülke olduk. Bunları görüp yatırım yapılmak isteniyorsa neden ayıplanıyor. İş insanı, şirketler nerede bir fırsat görürse gidip yatırım yapar. Neden para kazanmak ister. Bizim görevimiz de bunun önündeki engelleri kaldırmak.’