İnsanlar olarak dünya dışından varlıklarla sürekli iletişime geçmeye çalıştığımız aşikardır. hatta dünya dışından olan olaylarda bile onların bizimle iletişim kurma çabası olduğunu da hepimiz düşünüyoruz. olan pek çok olayı da onlara bağlıyoruz.
Yolunu ve yörüngesini, çarpışmalar ve patlamalarla kaybetmiş gizemli göktaşlarının dünyamıza ziyaretlerinden bahsedilen olayları sizler için derledik...
30 aralık 1980'de bir göktaşı düştü ve yemen'de bir sovyet askeri üssüne çarptı. bu alanı özel kılan şey, florenskidite de dahil olmak üzere doğada bulunmayan mineralleri içermesidir. bilim adamları, kayanın marslı ay phobos'undan kaynaklandığını tahmin etmişlerdir, ancak kökeni bilinmemektedir.
2015 yılında kuzey vietnam'daki yere üç metal küre düştü. incelemeler devam ettiğinde, bir roketten sıkıştırılmış hava tankları oldukları ve rus yapımı olduğu anlaşıldı. aslında rus roketinden mi yoksa başka ülkeye satılan roketlerden mi olduğu net olarak kanıtlanmadı, desek yanlış olmaz.
1969 yılında meksika'ya bir gök taşı düştü ve bu meteroid büyük bir insan akımına neden oldu. güneş sistemimizden daha da yaşlı olan elementlerin olduğu gök taşında ayrıca düz ve küçük elmaslar da bulunuyordu.
1997 yılında oklohoma'da yürüyüş yapan bir kadın, gökyüzüne baktığında tam karşısında hafif bir çizgi olduğunu fark etti. biraz duraksadıktan sonra yürüyüşüne devam etti. omzunun üzerinden bu çizginin geçtiğini hissetmeye başladı. bir yıl önce başlatılan delta ıı roketiydi bu çizgi ve kadın enkazdan ezilmekten kurtulup geri döndü.
1972 yılının bir ekim gecesinde, venezüella, trıijilo'da bulunan çiftçiler gürültülü bir sesle uyandılar. ertesi gün, ineğin yanına düşmüş olan büyük sıcak bir kaya fark ettiler ve inek sıcak kayadan dolayı resmen pişmişti. daha sonra yapılan araştırmalar, aslında onun "valeria" isimli bir gök taşı olduğunu ortaya çıkardı. ve inekle beraber kaydedilen tek meteorit olma özelliğini de koruyor.
2000 yılında, corpus christi, teksas'ta yürüyüş yaptığı sırada, kıyıda yıkanmış şekilde duran bir çift metal parçası buldu. christi, farklı bir yol izlemek istedi ve bu metalin israf edilmesini istemedi. yanına alarak sıcak bir küvet yapmayı planladı. fakat işler istediği gibi gitmedi ve hükümet, arianne 5 roketinin parçalarını geri istedi.
2011 yılında colorado/wyoming sınırında yürüyüş yapan bir adam bir kraterde duran garip bir metal tank karşısında şaşkınlıkla tökezledi. daha fazla yaklaşıp inceledikten sonra bu metal tankın halen daha sıcak olduğunu fark etti. uzaydan gelen misafirlerimiz olduğunu düşündürse de bu durum, nasa'nın araştırmalarından sonra bu tankın bir ay önce piyasaya sürülen rus zenit-3 roketine ait bir parça olduğu ortaya çıktı.
60 tondan daha fazla ağırlığı olan hoba göktaşı bilinen en büyük gök taşı olarak kayıtlara geçmiştir. 80,000 yıl önce nambiya'ya düşen kaya, 1920 yılında çiftçilik yapan bir adam tarafından keşfedildi. metalik ipucunun peşinden gitti ve şu anda da hoba gök taşı, ulusal anıt olarak sergilenmektedir.
1492'de, kolomb kızılderililerle birlikteyken, fransız ensisheim kasabası yakınlarında devasa bir gök taşı çöktü. insanlar bunun bir gök taşı olduğunu bilmeden yukarıdan gelen bir işaret olduğuna inandılar ve bu kayayı bağladılar.
1984 yılında antartika'nın çorak bir bölgesinde dünya dışına ait olduğu düşünülen bir keşif yapıldı. alh84001 adı verilen gök taşı, uzay kayaya gömülmüş mikro organizmalar olarak ortaya çıktı ve bu durum karışıklığa yol açtı. bu onaylanmamış olmasına rağmen, ilginç olan şey, gök taşı kökeni. marslı bir yanardağdan 15 milyon yıl önce gök taşı saldırısından dolayı ortaya çıktığı ve 13,000 yıl önce hızlı bir şekilde antartika'nın kalın buzuluna çarptı, olarak nitelendirilmiştir.
Valdir josé mendes, 2016 yılında brezilya'da kendi işiyle uğraşırken, uzaydan gelen bir füze, bir kaju ağacını parçalayarak düştü. neyse ki kimse yaralanmadı.
1969 yılında, avustrayla outback'i yanan bir ateş topu buldu. gök taşı çok net bir şekilde görünmezken, organik bileşenlerin izlerine rastlandı. örnekler hala inceleniyor ve işin garip yanı ise bu taşın hayatın nasıl ortaya çıktığına dair izler taşıdığı düşünülüyor.
1954 yılında, 31 yaşındaki ann hodges, büyük bir gürültü ve acıyla uyandı. bir greyfurt büyüklüğündeki gök taşı tavanından düşmüştü ve düşerken hodges'in sol yanını da sıyırıp ciddi bir şekilde yakmıştı.
30 haziran 1908 yılında doğu sibirya'da akıllara durgunluk veren bir olay gerçekleşti. yaklaşık 3,218 kilometrelik bir ormanı dümdüz edecek seviyede bir patlama oldu. bu patlamanın sebebini araştırmak için pek çok çalışma gerçekleştirildi fakat herhangi bir krater ya da göktaşı bulunamadı.
